100 yıl öncesine kadar, 500 sene Osmanlı-Türk yönetiminde kalan, Türklerle Rumların yerleşik bulunduğu Ege adalarında (Rodos, İstanköy, Sakız, Limni, Midilli, Sisam vd) bugün Türk nüfusu yalnızca Rodos ve İstanköy’de, 4-5 bin kişi civarında kalmış durumdadır. Çeşitli politik oyunlarla Türk yönetiminden çıkan ve Yunanistan idaresine giren bu adalarda Türk nüfusu hızlı erimiş, yok edilmiş, bir kısmı Anadolu’ya kaçmıştır. Bir zamanlar Türkçesi ile Adalar Denizi dediğimiz denize 50 yıldır Ege denizi, adalara ise Ege adaları derken, yeni bilinçsizce bir gelişme ile Ege adaları yerine Yunan Adaları deyişi medya yoluyla halkın bilinçaltına yerleştirilmeye çalışılıyor. Bu noktada mesafe de alınmış bulunuyor. Bugün Türkiye’de bir kısım kişiler. Hatta siyasiler, Yunan adalarına, Kos’a (İstanköy yerine) tatile gidiyoruz veya Rodos ve İstanköy’de Türk mü var? Niçin oradalar? Tatile mi gitmişler? Gibi ulusal tarih bilinci açısından erozyona uğramış/uğratılmış cümleler kurabiliyor. İşte bu noktada ikinci baskısını yapan gazeteci-yazar Bahadır Selim Dilek’in Ege’nin Unutulan Türkleri kitabını çok yerli yerinde buldum, beğeniyle okudum.
Bahadır Selim Dilek, Akşam, Tercüman ve Cumhuriyet gazetelerinde dış politika muhabiri ve yazar olarak çalıştı. Kıbrıs’ta da görev yaptı. Küresel Tuzak Ilımlı İslam, Bir Başka Açıdan İsrail, AKP’nin Kürt Açmazı tanınmış kitapları. 2008’de Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü’nü kazanan Bahadır Selim Direk, Rodos ve İstanköy Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi ve Rodos Fahri hemşehrisidir. Halen serbest gazetecilik yapmaktadır.
Bahadır Selim Dilek’in Ege’nin Unutulan Türkleri adlı kitabı, buradaki adaların tarihçesi, Türkler açısından önemi, elden çıktıktan sonra ada Türklerinin Türkiye’de unutulmaya başlaması ve Rodos İstanköy Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin çalışmalarıyla yeniden gündeme gelmesi konularını irdeler. Dernek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın ifadesiyle bu kitap, “susturulan, hakları gasp edilen, unutulan, unutturulan Ege adalarındaki azınlık Türklerinin durumunu konu alarak” bir işlevi yerine getirmektedir.
Eserde, Yunan tarihindeki Türk karşıtlığının, bilinçaltında iki sebebinin yattığı belirtilir:
Yunan-Rum ikilisinin yüzlerce yıl Osmanlı-Türk egemenliği altında kalması.
1922’de İzmir’de biten Anadolu macerasının, bozgununun etkisi.
Yunanistan gerek Batı Trakya’daki, gerekse Ege adalarındaki Türklerin haklarını kısıtlarken günlük yaşantıyı zorlaştıran şu uygulamaları yapar:
Türk evlerinin ve eserlerinin bakım ve onarımına izin vermez.
Yunan bir ortak bulmadan bir Türk’ün iş yeri açması pek mümkün olmaz.
Yüksek öğrenim yapmış Türk asıllı Yunan vatandaşları yedek subaylık yapamaz ve kamu görevlisi olamaz.
Türkiye’ye gidip bir yıl içinde geri dönmeyenler, Yunanistan vatandaşlığından atılır ve ülkeye geri sokulmaz, mallarına el konur.
Avrupa Birliği içinde böyle hareket eden Yunanistan’ın politikalarını dünya kamuoyu önünde deşifre etmek, hukuk yoluyla onları sıkıştırmak amacındaki Rodos ve İstanköy Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) nezdinde de çalışmalarını sürdürmekte, sorunları gündemde tutmaya çalışmaktadır. İşte bu noktada tarihçilere ve politikacılara yol gösterici olması açısından, Bahadır Selim Dilek’in Ege’nin Unutulan Türkleri kitabının ikinci baskısını da üstlenmiştir dernek.
Ben eserin dilini ve konuların sıralanışını, hem çok canlı, sürükleyici, hem de merak duygusunu uyanık tutar buldum. Rahat okunan eserde zengin bir kaynakça ile Rodos ve İstanköy Türklerine ait bol miktarda görsel belgeyi bulmak mümkün. Eseri okuduktan sonra bana çarpan, beni sarsan iki anektodu okuyucularımızla paylaşarak yazımı sonlandırıyorum:
Yıl 1921. Yer Rodos. Dimitri, arkadaşı Abdurrahman ile şakalaşırken aniden kulağını yakalar ve çekmeye başlar. Yarı şaka yarı ciddi şöyle der: “Bre Turko, Yunan orduları şimdi Polatlı önlerinde. Ankara yakında düşecek. Kemal’in (Atatürk’ün) kulağına yapışacağız, işini bitireceğiz. Sıra sonra size de gelecek!”
Yunanistan Rodos ve diğer Ege adalarında eli silahlı sivil milisler bulundurur. 2000’li yıllarda Rodos kalesine gezen bir Türk turist, eli silahlı dolaşan bu sivil adamları görünce Yunan rehbere “bunlar kim? diye sorar. Rehber, “gördükleriniz Anadolu’dan gelebilecek tehlikeye karşı silahlandırılmış milis güçlerdir” cevabını verir.
Yorumlar kapalı.