Tarihi süreçte genelde adalarda yaşayan insanların, özelde Kıbrıs Türklerinin karakteristik özelliklerinden biri de çeşitli sebeplerle yurt dışına, gurbete çıkmak, eninde sonunda özlediği adasına dönmek, ya adasında kalmak ya yeniden gurbet yollarına düşmektir. Bu durum pek çok adalı ve Kıbrıs Türkü için böyle olmuştur. İşte bu kaderi, maceramsı hayatı yaşayanların başında XIX. yüzyıl Kıbrıs Türk şairi Aşık Kenzi gelir.
Merhum Kıbrıs Türk Kültür ve Edebiyat Araştırmacısı Harid Fedai Hocamız olmasa Aşık Kenzi’den de haberimiz olmayacak, bugün elimizde mevcut ve merhum tarafından yeni yazıya aktarılarak basılan üç ciltlik Aşık Kenzi Şiirlerini okuyamayacaktık.
Erken sayılabilecek bir yaşta Edirne’de vefat eden Aşık Kenzi’nin hayatı roman olarak yazılmalı, belgesel olarak çekilmeli. Kıbrıs’ın neresinde doğduğu ve ailesi hakkında bilgimiz bulunmayan Aşık Kenzi’nin hayatı hakkındaki bilgileri eserlerinden öğreniyoruz. Genç yaşta gurbete çıktığını, 23 yaşında iken adaya geri döndüğünü, ailesinin, eş ve dostlarının ölmüş olduğunu öğrendiğini, yeniden gurbete çıktığını hep şiirlerinde okuyoruz. Anadolu’da Bektaşi tekkelerinde yetişen Aşık Kenzi’nin 12 yaşında biriyle veya birinin tavsiyesiyle yola çıktığını düşünebiliriz. Edirne başta olmak üzere Balkan şehirlerinde dolaşan şairin, 1825 sonrası Osmanlı-Yunan savaşlarına katıldığı, elimizde mevcut kahramanlık destanlarını yazdığı anlaşılıyor. Seyyid Ali ve Fatma adında iki evladının varlığı biliniyor. 1833’teki Gavur İmam isyanı sırasında Kıbrıs’ta bulunan Aşık Kenzi, “Kıbrıs Destanı” adlı tanınmış şiirinde dönemin tarihini yazar aslında.
Bununla birlikte bana göre Aşık Kenzi’yi esas veren eseri, “Dasitan-ı Sergüzeşt” yani “Başımdan Geçenler” anlamındaki şiiridir. Bu şiirinde gurbette iken, vatan ve aile özlemiyle Kıbrıs’a döndüğünü belirttikten sonra ailesini kaybını ve evlerini harap kaldığını üzüntüyle görür:
Ne bağ ne bağçe ev ne bina kalmış
Ne muhibb-i sadık aşina kalmış
Ne mader birader ne ata kalmış
Felek kürelemiş akrabaları.
Mahzun bir şekilde yeniden gurbete çıkan Aşık Kenzi, Mısır, İskenderiye’ye gitmekte iken gemi fırtınaya yakalanır ve batma tehlikesi atlatır. Tanrı’ya dualarla yalvarır. “Boca, orsa, pupa, borda” gibi İtalyanca denizcilik terimlerinin de geçtiği şiirinde Aşık Kenzi gemide bulunan mürettebatı da sayar. Mısırlı tüccarlar, Osmanlı azınlık tipleri, Habeş, Bulgar, Ceneviz, Fransız, Venedik, İngiliz milletinden yolcular hepsi bir aradadırlar. Hepsi “Liman Yarabbi” diye kendi dilinde dua eder ve bu durum üç gün sürer. Sonunda Mısır’a varılır. Bence Kıbrıs Türk yazınındaki ilk gezi ve deniz betimlemesi bu şiirdir.
Kısaca özetlediğim şiiri burada sona erer. Karaya çıktıktan sonra ne yaptıklarını, Mısır hayatını takip edemeyiz. Bildiğimiz Mısır’dan Edirne’ye döndüğü, saz şairliği yaptığı ve hayatını Edirne’de kaybettiğidir.
Aşık Kenzi’nin şiirlerinin tamamı daha dikkatli okunarak ve romancı hayal gücü eklenerek Batı’daki macera romanlarına benzer çok güzel bir Aşık Kenzi romanı yazabilir Kıbrıs’taki yazar namzetleri. Kıbrıs Türk edebiyatı derslerinde ise şairin dile süslü ve siyasi “Kıbrıs Destanı” şiiri yerine, birinci ağızdan ve roman tadında şiirleştirdiği bir miktar yaşantısın anlatan “Dasitanı Sergüzeşt” şiiri, Türkçe-edebiyat hocalarınca işlenebilir. Çünkü bu şiirde Kıbrıs Türkü’nün eski dönemlerden günümüze yaşadığı yaşantıdan bir kesit var. Bakın bakalım o zaman çocuklar genelde Edebiyat ve Kıbrıs Türk Edebiyatı derslerini nasıl severler. Edebiyatı sevdiren, hoca ve güzel edebi metinlerdir.
FOTO: KARAKARTAL
**
Metin Turan, Changwon Uluslararası Edebiyat Ödülü’nü kazandı
Güney Kore’ye uzanan başarı
Kıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu (KIBATEK) Başkanı şair Metin Turan, Güney Kore’nin Changwon Uluslararası Edebiyat Ödülü’nü aldı.
KIBATEK’ten yapılan açıklamaya göre ödül, “insanın eşsiz ruhuna dayanan düşünce ve ona olan inancı şiir yaratımı ve eleştirisi yoluyla başarıyla somutlaştıran ve uygulayan” şair ve eleştirmenlere takdim ediliyor.
10-14 Ekim 2024 tarihleri arasında Kore’de yapılacak ödül töreninde, Metin Turan’a para ödülünün yanı sıra altın madalya verilecek. Turan, Hyupsung Üniversitesi’nde “Bugünün Dünyasında Edebiyat” başlıklı bir konferans verecek ve ardından Changwon Uluslararası Edebiyat Festivalinde ödül konuşmasını yaparak şiirlerini paylaşacak. Günün anısına, Turan’ın konferans metni ve şiirleri Türkçe, Korece ve İngilizce olarak kitap halinde yayınlanacak.
FOTO: KORE
**
LAÜ’den anlamlı katkı
Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi tarafından “Depremden Korkmadan Yaşamanın Formülü”: İnşaat Mühendisi Hakan Oran ile söyleşi ve kitap imza günü etkinliği gerçekleştirildi.
Geliri “Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği” ne bağışlanacak olan “Depremden Korkmuyoruz” kitabının imza günü etkinliğinin söyleşi bölümünde, İnşaat Mühendisi Hakan Oran üniversite öğrencilerine depremin bilimsel, psikolojik ve sosyolojik boyutları hakkında değerli bilgiler verdi.
Oran konuşmasında “Depremden Korkmuyoruz” kitabını alışılagelmiş deprem kitaplarından farklı bir kitap olarak kaleme almaya özen gösterdiğini, bu konuda yerli ve yabancı kaynaklardan faydalandığını belirtti.
LAÜ öğrencilerine dağıtımı yapılmak üzere üniversite tarafından satın alınan ve geliri “Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği” ne bağışlanacak, “Depremden Korkmuyoruz” kitabı Hakan Oran imzasıyla öğrencilere dağıtıldı.
İnşaat Mühendisi Hakan Oran LAÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen’e yapmış olduğu ziyarette; “Özellikle Türkiye gibi bir deprem ülkesinde ve tabii ki KKTC’de de halkın deprem bilincine erişmesi çok önemlidir. Bir ülkenin, bir kentin halkı yeterince deprem kültürü yoksa o kenti depreme hazırlayamazsınız. Bunun için de eğitim ve farkındalık çok önemlidir” diyerek üniversitenin yapmış olduğu katkıdan ötürü Yükselen’e teşekkürlerini iletti.
FOTO: LAU 1-3
**
DAÜ’lü üçüzler gururlandırdı
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Mühendislik Fakültesi’nden mezun olan üçüz kardeşler Bouchra Ayache, Rama Ayache ve Loujayn Ayache, göstermiş oldukları üstün başarı ile gurur kaynağı oldu.
DAÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisi Bouchra Ayache 3.50 mezuniyet derecesi ile mezun olurken, kardeşi Rama Ayache Yazılım Mühendisliği Bölümü’nden 3.24 mezuniyet derecesi ile ve Loujayn Ayache ise Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nden 3.24 derece ile mezun oldu.
Mühendislik Fakültesi’nin üç farklı bölümünden mezun olan Lübnan asıllı üçüz kardeşler, DAÜ’de almış oldukları verimli eğitim ve öğretimi, 2023-2024 Akademik Yılı Bahar Dönemi Mezuniyet Töreni’nde büyük bir mutlulukla sonlandırdı. Üçüz kardeşler diplomalarını DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç’ın elinden aldılar.
FOTO: UCUZ
Günlükler 12-07-24 “SANAT CUMA” klasöründe
Yorumlar kapalı.