Prof.Dr.Oğuz Karakartal

1950’lere Kadar Kıbrıs Türk Edebiyatına kısa bir bakış






Kıbrıs adasında 1571’den günümüze gelen bir Türk-İslam kültür ve geleneği mevcuttur. Anakaradan getirdiği Türk kültür ve edebiyatını adada geliştiren Kıbrıs Türkleri, ona yeni unsurlar da eklemişlerdir. Klasik Karagöz ve Ortaoyunu’nun bütün tipleri yanında Sünbül Hanım, Hımhım, Keloğlan, Nasreddin Hoca gibi tiplemeler Kıbrıs Türklerince Karagöz ve Ortaoyunu’na kazandırılmıştır.  Bunların başında “Hanım Kız veya Sünbül Hanım” gelir. Başlığının tepesinde ve ön ucunda kırmızı bir ay-yıldız taşıyan Sünbül Hanım, İngilizlerin uyguladığı millî sembol yasakları sebebiyle yaratılır. O, perdeye yansıdığında halkın büyük coşku ve tezahüratta bulunduğu belirtilir.
Kıbrıs’tan çeşitli vesilelerle söz eden ilk Osmanlı-Türk gezgininin XVII. yüzyılın dünyaca meşhur seyyahı Evliya Çelebi ‘dir. Babası Derviş Mehemmed Zıllî, Kıbrıs’ın fethine katılanlardan olduğu için Evliya Çelebi adaya manevi bir ilgi de duymuştur. Evliya Çelebi, Seyahatname ‘sinin kimi ciltlerinde Kıbrıs’a yer ayırır, adada otuz bin İslam askeri bulunduğunu ve nüfusunun yüz elli bin civarında olduğunu belirttikten sonra, Kıbrıs’ın tüccarlarından, efsanelerinden, madenlerinden konu açar.
Kıbrıs’ta Osmanlı döneminde,  zengin bir halk ve divan edebiyatı varlığı söz konusudur.  Misâli (1607), Zekâî (1648), Siyâhî (1710), Na’îb (1717), Arif Efendi (1725), Handî (1727), Musîb (Musîb Mehmet Efendi 1754), Müftü Hasan Hilmi Efendi (1847), Hacı Hasan Tahsin Bey (1861), Handî (Eski Zağralı), Şem’î, Sezayi, Hakkı, Latif, Nâdiri, Salim, İffet, Kerîmî, Tekî, Müfti Râci Efendi’yi de ilk akla gelen Kıbrıslı divan şairleridir. Kıbrıslı şair Müftü Hasan Hilmi (Ölm.1847) 1829’da Sultan II. Mahmut tarafından “sultanü’ş- şuara” yani şairler sultanı ilân edilmiştir. Osmanlı döneminin adada tanınmış halk şairi Āşık Kenzî (1795-1839) olup, en çok bilinen eseri “Dâsitân-ı Kıbrıs – Kıbrıs Destanı ”dır. Bunun yanında gezip gördüğü Balkan ülkeleri ve katıldığı savaşlar hakkında yazdığı destanları da bulunmaktadır. Āşık Kenzi’nin Kıbrıs Destanı’nda Kıbrıs’ın değeri, Kıbrıs’ta çıkan iç isyanlar konu edilir.
XIX yüzyılın ikinci yarısında iki büyük Tanzimat şair ve devlet adamı Kıbrıs’tadır. Bunlardan biri 1862-1863 yılları arasında Lefkoşa valiliği yapan Ziya Paşa, diğeri ise 1873-1876 yılları arasında Magosa’da sürgünde bulunan Namık Kemal’dir.
Kıbrıs’ta Türk edebiyatında değişim ve gelişim, 1873’te adaya sürülen ve 7 Haziran 1876’ya kadar, otuz sekiz ay  Magosa’da kalan vatan şairi Namık Kemal’le başlar.    Namık Kemal, Kıbrıs Türk edebiyatına ve sosyal hayatına etki etmiş bir isimdir. Namık Kemal hakkında adada iki farklı bakış tarzının oluştuğu ileri sürülür. Bunlardan birincisi, muhafazakâr Kıbrıslıların onu padişah ve halifeye karşı gelmiş bir âsi, bir suçlu olarak görmeleri, diğeri ise daha çok gençlerin “ünlü vatan şairi Namık Kemal adamızda” diye sevinmeleridir. Namık Kemal’in Magosa’nın yerlilerinden kişilerle ahbaplığı, sohbet meclisleri kurduğu, hatta kısmî bir serbestlik içinde konferanslar için Lefkoşa’ya gittiği adada anlatılır. Kimi Kıbrıs Türk gençlerinin -Hasan Nef’î ve Kaytazzade Mehmet Nâzım başta olmak üzere- onun tedrisinden geçer. Kıbrıs’ta yazılan kahramanlık ve hürriyet şiirlerinin arkasında hep Namık Kemal vardır.
Osmanlı Türkiyesi’nde Tıbbıye’yi bitiren ve Jön Türklerin fikirlerinin adadaki temsilcilerinden sayılan Dr. Hafız Cemal’in, nam-ı diğer Lokman Hekim’in Türkiye-Kıbrıs hattında önemli kültür hizmetleri olmuştur. Adada vaktiyle valilik yapan şair Ziya Paşa ve Magosa sürgünü Namık Kemal’den sonra adadaki Türklerin her alanda Rumlardan geri kaldıklarını görerek, şahsî çabalarıyla onları yükseltmeye çalışan üçüncü isim, Dr. Hafız Cemal’dir. “Kıbrıs Cemiyet-i Hayriye-i İslamiyesi”, “Kıbrıs Sanayi Mektebi”, “Osmanlı Gece Mektebi”, “Osmanlı Lisan Mektebi”, haftalık “İslâm” matbaası ve dergisi, “Dr. Hafız Cemal Afiyetnamesi”, “İslâm Kütüphanesi Yayınları” gibi kurum, kuruluş ve faaliyetler onun eseridir. Kurduğu mektebin öğrencileri, hazırladıkları ürünleri ders yılı sonunda sergiler ve başlarında Dr. Hafız Cemal olduğu halde, mahalle ve çarşıları gezerler. Bu gezilerde II. Meşrutiyet devriminin dövizleri olan, “adalet-müsavat-uhuvvet” yazılı bir Osmanlı bayrağı dolaştırılırken öğrenciler hep bir ağızdan: “Ey Kıbrıs Müslümanları! Uyanınız! Bu ahiret uykusundan kalkınız! Maarife, mekteplere ehemmiyet veriniz! Çocuklarınıza sanat öğretiniz! Alış veriş ediniz! Helal para kazanınız! Mal satmayınız, zengin olunuz! Sizi kurtaracak bunlardan başka çare yoktur! Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat, uhuvvet, yaşasın Osmanlılar!” sözlerini tekrarlarlar.
Dr. Hafız Cemal, 1909 tarihinde Kıbrıs’tan, meşruti yönetime geçmiş Osmanlı Türkiyesi’ne, İstanbul’a döner. İstanbul’a geldiğinde çektirdiği ve Talat Bey’e (Paşa) imzaladığı bir fotoğrafı, Osmanlı Türkiyesi ile Kıbrıs arasında devam eden ilişkinin belgelerinden biridir.1891’de Kıbrıs Türklerinin ilk gazetesi olan Zaman gazetesi basılır ki “İngiliz sömürgeciliğiyle savaşmak, Enosis’e karşı durmak, Anavatan’a bağlılığı sürdürmek, ada Türklerinin yükseltmek”  gibi ilkeleri benimser. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar eski yazı (Osmanlıca) ve yeni harfli Türkçe kısa veya uzun süreli bir çok gazete ve dergi adada basılır. Kıbrıs, Kokonoz, Akbaba, Feryad, Mir’at-ı Zaman, Sünûhat, İslâm, Vatan, Seyf, Doğru Yol, Söz, Davul, Ankebut, Hakikat, Birlik, Ma’sûm Millet, Ses, Vakit, Halkın Sesi, Hür Söz, Ateş, Sabah, İstikbal, Milliyet, Memleket, İnkılapçı, Nacak, Cumhuriyet, Akın, Milli Birlik  gibi gazeteler kamuoyunu aydınlattığı gibi adada Türkçenin varlığını sürdürmesine de katkı koyarlar.
Bodamyalızade Mehmet Münir’in imtiyaz sahibi olduğu ve 2 Mart 1912 tarihinde Kıbrıs’ta yayım hayatına atılan Seyf gazetesi, Osmanlı yönetiminin dünya görüşüne en yakın  yayın organıdır. İngiliz yönetiminin tepkisine çekmeye fırsat vermeden milli konuları işleyen Seyf gazetesinin başlığı-logosu da “milli”dir. İngiliz idaresinin milli sembol, bayrak ve objelere yasak ve kontrol getirdiği bir ortamda Seyf gazetesi logosunda, Osmanlıca-eski yazı harflerle Seyf sözcüğünün Türkçe anlamı olan kılıcı, kılıç biçiminde kurgulamış, kılıcın ucuna da bir ay-yıldız yerleştirmiştir. 1912-1913 yılları arasında çıkan Seyf gazetesinin sayfaları arasında  Balkanlarda Türklere karşı yapılan saldırıları kınayan, Kıbrıs Türkleri tarafından yazılmış şiir parçalarına veya kahramanlık temalı hikâyelere rastlamak mümkündür.
Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’daki siyasî ve edebî hareketlerin Kıbrıs’ta takip edildiğini görüyoruz. Örneğin 1920-1922 yılları arasında çıkan İrşad dergisinin sayıları arasında, Tevfik Fikret ve Mehmet Akif’ten şiirlere rastlandığı gibi, kabulünden ve yayımından bir süre sonra Mehmet Akif’in İstiklal Marşı, 1 Nisan 1921’de, İrşad mecmuasında neşredilir.
1928’de Türkiye’de gerçekleşen alfabe değişikliği, 1928-1929 yılları arasında Kıbrıs Türklerince de kabul edilmiş, bu yeni alfabeyle birlikte Kıbrıs Türk edebiyatı âdeta yenilenmeye ve özgünleşmeye başlamıştır. Alfabe değişikliğinden sonra yeni harflerle hikâye ve romanları basılan, eserlerinin konusunu yerli hayattan alan Kıbrıs Türk yazarı, Hikmet Afif Mapolar’dır. Her dönem Türkiye’den Kıbrıs’a gelen şair ve yazar öğretmenlerin, adada Türkçe ve edebiyatın gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Kıbrıs’taki harf devriminden sonra, 1933-1934 yılları arasında Lefkoşa Türk Lisesi’nde öğretmenlik yapan ve Tevfik Fikret’in Anglo-Sakson tarzı eğitim anlayışını benimseyen edebiyat tarihçisi İsmail Hikmet Ertaylan’ın hazırladığı Kıbrıs Türk Alfabesi,  pek çok Kıbrıs Türk insanına yeni harflerle okuma yazmayı öğretmiştir
Namık Kemal’den sonra  XIX ve XX. yüzyılda Kıbrıs’a yolu düşen tanınmış Türkiye kültür insanları arasında, Şair Eşref, Vizeli Rıza Bey, Kazım Nami Duru, Rıza Tevfik, İsmail Hikmet Ertaylan, Vasfi Rıza Zobu, İbrahim Zeki Burdurlu, Hasene Ilgaz, İffet Halim Uruz, Hasan Ầli Yücel, Namık Görgünay, Arif Nihat Asya, Şemsi Belli  ilk akla gelen isimlerdir. Öğretmen Hasene Ilgaz’ın meslektaşlarıyla yaptığı Kıbrıs gezisinin ardından 1949’da İstanbul’da bastırdığı Kıbrıs Notları kitabı, Türkiye kamuoyunda “Yavru Vatan Kıbrıs” duyarlılığı fitilini ateşleyen bir işleve sahiptir. Hasene Ilgaz’ın eserinin peşinden “Kıbrıs, Yeşilada, Yavru Vatan” temalı pek çok eser yayıma başlar.
Kıbrıs’ta Türk kültür ve edebiyatı son yüz yılda önemli isimler yetiştirmiştir. Şiirde Kaytazzade Mehmet Nazım, Nazif Süleyman Ebeoğlu, Urkiye Mine Balman, Penbe Marmara, Özker Yaşın, Osman Türkay, Taner Fikret Baybars, Fikret Demirağ, Orbay Deliceırmak, Mehmet Levent, Mehmet Kansu, Neriman Cahit; roman ve hikâye türünde Hikmet Afif Mapolar, Samet Mart, Özker Yaşın, Ali Nesim, Bekir Kara, Mehmet Kansu, Bener Hakkı Hakeri, Özden Selenge, İsmail Bozkurt, Osman Güvenir, Gür Genç Korkmazel; tiyatroda Nazım Ali İleri, Numan Ali Levent, Kutlu Adalı, Üner Ulutuğ, Özden Selenge, Bekir Kara, Osman Güvenir, kültür tarihçiliği ve araştırmacılıkta ise Harid Fedai, Mahmut İslamoğlu, Ali Nesim, İsmail Bozkurt, Erdoğan Saracoğlu, Gülgun Serdar, Oğuz Yorgancıoğlu, Mustafa Gökçeoğlu, Ahmet An, Şevket Öznur ve Suna Atun gibi isimler kendilerini söz ettirmişlerdir.
1974 Mutlu Barış Harekatı’ndan sonra kavuşulan huzur ve barış ortamı Kıbrıs Türk kültür ve edebiyatının canlanmasına, edebi üretimin artmasına yardımcı olmuştur. Bugün KKTC’de adanın dört bir yanındaki üniversiteler kültür ve edebiyat yaşantısına, organize ettikleri konferans, kongre ve sempozyumlarla, imza günleriyle, Türkiye ve KKTC şair ve yazarlarını bir araya getirerek katkı koymaktadır. Bunula birlikte tarihi Lefkoşa şehri eskiden olduğu gibi bugün de kültür, siyaset, sanat ve edebiyatın başkentidir.

1950’lere Kadar Kıbrıs Türk Edebiyatına kısa bir bakış
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.