
Bazen uzun uzun anlatmak istiyorum, bazen de söz bulamıyorum söyleyecek, tabi ki olaylara ve şahıslara bağlı olarak. Bazen sabırla beklemek, çoğu zaman da harekete geçmek gerekiyor.
Doğa boşluk tanımaz denir. İnsanca doldurmak lazım boşlukları. Bu noktada akılcı olmak esastır. Eğitim kurumlarında yaratıcı fikir ve yaklaşımların ön plana çıkarılması birçok derde deva olacaktır. Her işin başı eğitimden geçmez mi.
Yazı dizimin birinde dengeden bahsetmiştim. Anımsayınca her konuda dengeli olmanın önemi karşıma çıkıyor. Tam burada zekanın vicdanla birleşimi var.
Zor mesele. Egosal sesleri anlayarak bu yönde bir disiplin zincirinde ilerlemekle ancak kolaylaşır. Yönetimsel zaafiyetlerin bu noktada baş gösterdiğini görüyorum. Bu disiplinden layıkıyla geçen, tereddüt etmeden bir denge içinde kararlar üreterek yönetir.
Vicdan eğitimi hor görülerek bir yere varılamaz. Daha doğrusu insanca yaşanacak bir yere varılamaz. Mevcut şekilde görüldüğü gibi. Dengelerin yerinde kurulduğu bir düzen güven verir. Güvenin olmadığı bir ortamı düşünmek bile istemiyorum.
Nereden tutalım, neresinden yeşertelim iyi halde olmayı derken bu cümleler dökülüyor dağarcığımdan. Tarihsel sürece bakıldığında çeşitli olgular hakkında bilgiler var. Bununla birlikte, her dönemin hatta her günün kendine özgü yeniden değerlendirilmesi gerekir. Hiç biri tam olarak aynı değil yaşananların. Feyz almak gerekiyor. Bu feyzle yeniden yorumlamalı yaşamı. Çağdaşlık bunu gerektirir.
Çağdaşlık, eskinin değerini bilerek bugünü yorumlamayı gerektirir. Asıl gücün burada, atadan gelen bilgiyle şimdiyi yorumlamada olduğunu düşünüyorum. Kendi kültürünü aşağı görmeden, değerini yükseltecek dokunuşlarla zenginleştirerek daha iyiye ulaşmak hedefi baz alınmalıdır.
Ebeveynlerin evlatlarından öğreneceği çok şey olduğu kadar evlatların da atalarından öğreneceği çok şey vardır. Her iki taraf da yeniliğe açık olmalıdır. Olmalıdır ki yaşamın tadı tuzu yerinde olsun.
Günlük yaşamda geçerli olan bu dengenin ülke yönetiminde esas olduğunu belirtmeye gerek var mıdır. Umarım ki yoktur. Ülke yöneticilerinin omuzlarındaki yük ağırdır. Yapıcı önerilerle çağdaşlık anlayışı içinde birlikte yol alınmalıdır.
Veren elin, alan elden üstün olduğu felsefesiyle büyüen biri olarak gerek günlük yaşamda gerekse uluslararası platformda, bahsettiğim çizgide yenilikçi dokunuşlarla, doğru üretimle ve doğru yönetimle insanca yaşam sürdürülebileceği görüşündeyim.
Bu yöndeki tutum ve anlayış, sadece yerele değil, tüm insanlığa katkı sağlayacaktır.
Basit gibi görünen ancak doğru temellere dayanan her küçük adımın, içerdiği anlam bakımından önemi büyüktür. Uzanıp giden yaşam yolunda, bu bilinçle atılan her adım kıymetlidir ve gerçek değerini bulur. En içten sevgi ve saygılarımla.
Yorumlar kapalı.