Ayşe Aslan

Yaşamdan kopmamak adına






Bugünlerde sanatla uğraşmanın ne denli değerli olduğunu derinlemesine idrak ediyorum. Siyasetin en çok konuşulduğu bu dönemde sanat nerden çıktı denilebilir. Bağlantılı olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle el sanatlarından tutun da görsel sanatlara kadar çeşitlenen yelpazede her bir sanatçıya yaşama kattıkları değerler için teşekkür etme ihtiyacı duydum.
Herhangi bir sanat dalına, üstelik estetik yönden emek verilmesinin, dünyaya, siyasete, insana, doğaya kısacası her olguya insanın bakış açısını değiştirip zenginleştirdiği görüşündeyim. Yaşama kattığı bunun kadar önemli bir başka yönü ise emek veren canlıya ya da ortaya çıkan esere karşı duyulan saygı hissidir.
Gösterilen emek değerlidir. Emek vermeyen, bunun kıymetini bilemeyeceği gibi çıkan eseri önemsizleştirebilir. Önemli olan eserin öz değeri olmakla birlikte, yönetimi elinde bulunduran otoritenin konuya nasıl yaklaştığı belirleyici rol oynamaktadır.
Siyasetin bolca konuşulduğu bu dönemde sanatsız kalmışlığın boşluğunu son derece hissediyorum. İçinde bulunduğumuz ekonomik darboğazda sanırım bir süre daha sanatsal faaliyetler hayata yeterince geçirilemeyecek görünüyor. Sanat kendi yolunu bulur, bir şekilde kendini gösterir diye inanıyorum.
Emekten ve sanattan söz etme nedenim, toplum adına güzel bir eser çıkmışsa bu emeğe saygı duymanın esirgenmemesi gerekliliğidir. Güzel bir tiyatro ya da konser sonrası beğeninin derecesini ifade etmek için ayakta dakikalarca alkışlanabiliyorsa, toplum faydasına, emekle ortaya konan her güzel gelişim de takdir edilmelidir.
Ne var canım, sahnede oyun oynamanın ya da bir tel çalmanın ne zorluğu olur gibi düşünebilir, sahnenin ortasında bir an bile duramayan ya da elleri nasırlaşmış bir müzisyenle sohbet etmeyen biri. Bu misal, çeşitli meslek gurupları için genişletilebilir.
Tüm bu bakımlardan sanatın en az bir dalı ile uğraşmanın insana çok yüksek değerler kattığı ortadadır. Bu yüksek değerlerle kendini zenginleştirmiş dostlarla etrafımızın çevrilmesi, insan olmanın ayrılacağını yaşatır. Zenginleşme kavramını yeniden ve doğru tanımda oluşturmak, yaşamı iyi yönde şekillendirir.
Bu kapsamda yol alındığında, saygı kavramı, kapsadığı anlam derinliği bakımından gerek sanatta gerekse günlük yaşamda özlenen, yeri dolmayan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Kendi emeği ve liyakatla ilerleyip yüksek değerlerle kişiliğini özdeşleştiren değerlerimize gereken takdir gösterilmelidir. Açıkçası saygı duyulmalıdır.
Böyle hareket edilmesi en akılcı ve insana yakışan çizgide bir tercih olacaktır. Cümlelerime son verirken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün konuyla ilgili veciz bir sözünü paylaşmak isterim. “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir”.
                                                                                                                                            

 

Yaşamdan kopmamak adına
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.