Ayşe Aslan

Yaşam Boyu Eğitim (103)  Değerlinin değer görmesi






   Bir bilgeye zehrin ne olduğunu sormuşlar. Demiş ki “İhtiyacından fazla olan her şey zehirdir. Fazla güç, fazla dinlenmek, fazla yemek, fazla üzüntü, fazla korku, fazla sakinlik, fazla öfke, fazla neşe, fazla nefret, hatta fazla iyi niyet”. Yaşamın özü ve şifası, dengede kalabilmektir.

   Yaşamın özü ve şifası ancak bu kadar iyi özetlenebilirdi bence. Özlü sözleri seviyorum. Yaşanmışlıkları, deneyimleri ve sonuçlarını en net şekilde nesilden nesile aktarıyor. Bir kitabın ya da filmin bittikten sonra geriye kalan duygusu gibi.

   Yazılarımda Yükseköğrenimde dengeden bahsederken, görüyorum ki her konuda denge çok önemli rol üstleniyor. Bir noktadaki dengesizlik ise adeta tüm sistemi negatif yönde etkiliyor. Uyarı verse de sistem, eski haline gelmesi zaman alıyor.

   Yazılarımı takip eden dostlarım çok iyi bilirler ki toplum içinde yaşarken gördüğüm dengesizlikleri en naif şekilde, incitmeden ifade etmeye çalışıyorum. Yani gerçek sıcaklık ve hissedilen sıcaklık aslında aynı değil. Espiri bir yana yerel gazetede benimle yapılan bir röportajda, “en büyük sevinciniz nedir” sorusuna “kendim olabilmek” yanıtını verdim.

   Bu soruya verdiğim cevabı irdelersem, kendimiz olmak gibi doğal bir şeyin bile sevinç kaynağı haline gelmesi, üzerine düşünülmesi ayrıca sosyologların çalışma yapması gereken bir konu haline dönüştürüyor. İki bin yirmi iki yılında kendi düşüncelerini özgürce toplum yararına ifade etmek bir sevinç kaynağı olmuş. Nedenlerini iyi incelemek lazım.

   Bu küçük anekdot, ortaya çıkarıyor ki her toplum kendi bilim insanları, kendi sosyologları, kendi değerleri ile biraraya gelip çalıştıktan sonra, çıkacak olan güvenilir sonuçları ilgili birimlerle paylaşıp üzerine çalışmalar yapılmalıdır. Vurgulamaya çalıştığım farklı ülkelerde yapılan bilimsel çalışmalar tüm insanlığa ışık tutar ancak her toplum kendi bilimsel çalışmasını yapmak zorundadır.

   Bu alanda emek veren tüm araştırmacılar ve eğitimciler bunu bilir. Aynı zamanda şu da bilinir, değerli bir şey ancak değer verildiğinde gerçek değerini bulur yani tamamlanır. Değerli olan tek başına değerini korur tabi ancak değerlinin değer görmesi başka bir boyuttur. Demek istiyorum ki bilimsel gerçeklerden ve araştırmalardan şaşmadan kendimiz olabilmeliyiz. Yani, dünya çapında değer verilen bilimsel çalışmalara hakettiği değer verilmek isteniyorsa, kendi bilimsel çalışmalarımızı yaparak ancak bu değer taçlanır ve tamamlanabilir.

   Bu düşünceleri yazı haline getirirken bazen gülümsüyorum bazen acı acı gülümsüyorum bazen boşuna yazıyorum yazmasam mı acaba diyorum, bazen iyi ki yazıyorum, son nefesime kadar doğru bildiklerimi paylaşacağım diyorum. Velhasıl, düşüncelerimi ifade etmek iyi geliyor. Bu vesile ile zaman ayırıp değer veren ve düşünce bağı kuran tüm dostlarımı selamlıyorum ve teşekkür ediyorum.

                              

Yaşam Boyu Eğitim (103)  Değerlinin değer görmesi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.