
Denge bozulduğunda verim düşeceği gibi eski haline gelmesi de zaman alıyor. Üstelik dengeyi koruyan insanlara enayi gözüyle bakılıyor, asla bakılmamalıdır. Tam aksine gereken saygı gösterilmelidir.
Tartının ayarıyla oynandığında aynı tartının herkesi tartacağı hesabı iyi yapılmalıdır. Akılcı bir anlayış bunu gerektirir. Bunu yapabilmek için adalet duygusunu geliştirmeye ihtiyaç vardır. Bunu sağlamak için ise dengesizliğe, adaletsizliğe, ölçüsüzlüğe açılan tüm kapılar kapanmalıdır.
Günümüz dünyasını gözlemlediğimde, bu şekilde bir giriş yapma ihtiyacı hissettim. Bu gözlemlerde bahsettiğim dengesizliği yaratanların sonu ibret vericidir. Ders alınması kaçınılmazdır.
Sistemler birbirine bağlı olduğu için herhangi birindeki çöküş topyekün gerileme yaşatıyor. Bu bakımdan sistemin birinden sorumlu olan kendi sisteminde sorun yoktur diyemez. Dese de inandırıcı olmaz, kendisini avutur.
Yaşamımızı sürdürürken kişisel sorumluluğun yüksek olduğunu belirtmek isterim. Sistemin en küçük yapı taşı insanın kendisi olduğuna göre dönüp kendi içine bakmalıdır.. Kendi vicdanıyla sohbet etmelidir. Atılan her adımın hakkaniyet çerçevesinde ilerlediğine emin olmalıdır.
Kazanmak fiilini yeniden tanımlanmalıdır belki de. Kazanmak nedir, kaybetmek nedir. Hakkaniyetsiz bir insanı kaybetmek ne kazandırır. Bir eğitimci olarak ister istemez konular tartışılırken tanımlar önem arz ediyor.
Demek istiyorum ki toplumsal huzuru sağlama, tek bir hakkaniyetsiz davaya imza atmamaktan geçer. Bir tane oluşu bu kapıyı açar ve bu kapıdan daha çok hakkaniyetsizlik geçer. Örnek dava olur. Yaşamdaki kişisel sorumluluğumuz bu denli önemlidir. Bu bakımdan önceki yazılarımda kişisel duruşumuzun önemine vurgular yapmıştım.
Peki bu sorumluluğu ve duruşu, hangi eğitim modelleri ile eğitim kurumlarındaki öğrencilere vermeliyiz. Bu konu okullarımızda işlenirken güncel örnekleri nasıl vereceğiz? Aynı toplumda yaşadığımıza göre, hayalimde çok net canlandırıyorum, öğrenci parmağını kaldırıp gördüğü ya da haberlerde duyduğu haksızlıkları sıralayacaktır. Eğitimcinin görev yükünün ağırlığını bir hissedin. Düşünün öğretmen nasıl bir açıklama yapabilecek. Elbette yine umutlar gençliğe bağlanacak. Unutulmamalıdır ki sözlerden daha çok davranışlar etki yaratır.
Yaşadığımız sorunları tespit edip önümüze koymazsak çözemeyiz. Bu bir gerçek. Gerçekten kaçılmaz. Bir sorun olduğu önce kabul edilmelidir ki bir çözüm sağlanabilsin. Aksi halde görmezden gelme ancak daha fazla sorun beraberinde getirir.
Bahsettiğim her noktanın sizlerin de bilgisinde olduğunu biliyorum. Bazen bildiğimiz konuları birisi hatırlattığında kendimize geliriz ve teşekkür ederiz. Umarım ki kalbinizden gelen teşekkürlere nail oldum. En iyi dileklerimi sunarım.
Yorumlar kapalı.