

Yılın rekoru Picasso’nun “İlham Perisi”nde
2023’de yapılan müzayedelerde satılan en pahalı 10 eser açıklandı. Rekor, Picasso’nun sevgilisi ve ilham perisi olan Marie-Therese Walter’ı resmettiği “Femmea la Montre” adlı tablodaydı. Picasso’nun “İlham Perim” dediği ve 1932 yılında yaptığı tablo, Kasım ayında yapılan müzayedede, Sothoby müzayede evi tarafından, 139.4 milyon dolara satıldı. Belirtmek gerekir ki, Marie Therese’in bu tablosu, yüksek fiyatla satılan ilk resmi değildi. Picasso’nun, Marie Therese için kiraladığı evde uyurken kara kalemle çizmiş olduğu tek kelimeyle mükemmel eskizi de 2020 yılının Ağustos ayında 7 Milyon 316 bin sterline satılmıştı…
Picasso, eşi Olga ve Marie Therese
Resim dünyasının “iflah olmaz çapkını” Picasso, Marie Therese’i, Fransızların büyük bir alış veriş merkezinin kapısında tanımıştır. Bu yıllarda Picasso 45, Therese ise 17 yaşındadır. Picasso, Ukraynalı ünlü güzel balerin Olga Khohklova ile evlidir. Olga ilk karısıdır. Picsso Therese’i görür görmez çarpılır!.Kızın güzel vücudu ve özellikle müthiş anlamlı güzel yüzü onu hemen harekete geçirir. Kendinden emin bir şekilde kıza yanaşır ve “ Merhaba ben Picasso… Çok güzel ve anlamlı bir yüzünüz var… Portrenizi yapmak isterim!” diyerek elini uzatır. Ama Therese’in sanatla, sepetle, hele hele resimle hiç ilgisi yoktur. Picasso’ya “Kusura bakmayın, sizi tanımıyorum!” diyerek konuşmaya son verir. Ama Picasso bu… Adam çapkın… Kadınlarla konuşmayı, onlara yaklaşmayı çok iyi biliyor… Birkaç dakika sonra Marie Therese ile beraber alış veriş merkezinden beraberce çıkıyorlar!
Picasso ile Therese, bu olaydan sonra büyük bir aşk yaşamaya başlıyorlar. Öyle ki 8 yıl sürecek olan bu ilişkide, Picasso, Theres’e daha yakın olabilmek için, Olga ile oturdukları evin hemen karşısında bir daire bile kiralıyor! Picasso bu 8 yıllık süre içinde 40’dan fazla Marie Therese portre veya tablosu yapmış. Kendi ifadesiyle Marie Therese’i “resmetmeye doyamamış!”. Yaptığı resimlerin tümü ya MarieTherese uyurken, ya da kitap okurken, resmetmiş. Ünlü ressamın, Marir Therese’in bu ilişkiden doğan kızı Maija’nın oğlu olan torunu Olivier Widmaler, dedesinin, 1931-1935 yılları arasında yapmış olduğu bütün bu resimlerde, Therese’e duyduğu aşkı gösteren simgeler, şifreler, çeşitli göndermeler ve mesajlar olduğunu açıklamıştır. Widmaler’e göre, Marie Therese, bu yıllar içinde, Picasso’nun “tazeleyici gücü” olmuştur. Yukarıda kısaca değindiğim ve Mari Theres’i uyurken kara kalemle çizdiği mükemmel resim (Femme Endormie) bunun en güzel örneğidir. Çizimi yorumlayan resim tarihçileri, resmin, “ müthiş bir modern, özgür ve spontane hava içinde, sanki ressamın “Therese’i okşarcasına” çizilmiş bir karakalem çalışması olduğunu söyleyerek, Marie’nin, ressam için bir “yeniden doğuşu” simgelediğini dile getirmişlerdir.
Olga ve Mari Threse’in mutsuzlukları
Picasso’nun bu yeniden doğuşu, ne yazık ki, karısı Olga ve Mari Therese için bir mutsuzluk kaynağının oluştuğunun habercisiydi. Her şey, Marie’nin 1935 yılında doğurduğu kızları Maija’nın doğumuna kadar iyi gitmişti. Ama Maija ile birlikte gerçek ortaya çıkmış ve savaş başlamıştı… Tabii ki karısı Olga derhal boşanmak istedi. Devrin kanunları, boşanma halinde kusurlu tarafın çok yüksek tazminatlar ödemesini öngörüyordu. Tüm ressamların aksine, daha yaşarken resimlerinden çok yüksek paralar kazanmış olan Picasso bu yüksek tazminatları ödemeye yanaşmadı ve boşanmaya karşı çıktı. Ama Olga, yine de ısrarcı oldu ve oğlu Pauilo’yu alarak Picasso’yu terketti. Mari Theres’i hiç rahat bırakmadı. Oğluyla yerleştiği Güney Fransa’dan yazdığı mektuplarla Mari Theresi hep aşağıladı, hakaretler yağdırdı. Bu yaşananlar nedeniyle olacak ki, Picasso, Mari Therese’i tüm resimlerinde ışık ve aydınlık içinde tasvir ederken, Olga’yı hep karanlıklar içinde boyadı! Ama Picasso, bir alem adamdı! Hem Olga’ya, hem de Marie’ye maddi açıdan ömür boyu sahip çıktı ve her ikisine de baktı. Öyle bir adamdı ki, yeni sevgilisi Dora Maarile Marie Therese’i de aynı apartmanda farklı dairelerde oturtmayı başardı. Yani, Marie Therese için Olga’’ya oynadığı oyunu, bu sefer de Dora Maar için Marie Therese’e oynamaya başladı ve başardı da! Aslına Marie Therese Picasso ile evlenmeyi çok istedi ama bu isteği hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Yeni sevgili Dora Maar, genç sevgililer ve Marie Therese’in intiharı
Marie Therese istediği kadar evlenmek istesin, Olga da istediği kadar hakaretamiz mektuplar yazsın bunlar Picasso’nun umurunda değildi. O yeni sevgilisini bulmuştu bile: Dora Maar… Dora Maar sanatçı bir entelektüeldi. Fotoğrafçıydı ve sanata çok yakındı. Sanata ve kültüre yakınlığı ve profesyonel fotoğrafçılığı Picasso’yu derinden etkiledi. Maar, üstadın tüm tablolarının, özellikle duvar resimlerinin, panolarının, heykellerinin fotoğraflarını çekti. Resim dünyasına göre, eğer bugün elimizde Picasso’nun tüm eserlerinin resmi varsa bunu Dora Maar’a borçluyuz. Dora Maar, Paris’ten Cannes’a kadar her yeri Picasso resimleriyle donatmıştı. Uzun sürmeyen bir birliktelik yaşadılar. Ancak Dora Maar Picasso’yu samimi bulmadı. “Yaptığı resimlerimde yer alan ben, hiç bir zaman ben olmadım!” sözü Maar’ın Picasso’yu samimi bulmadığını çok güzel ifade eder. Gerçi Picassı’da Maar için, “O’nu, ağlamaktan başka bir iş yaparken görmediği için ağlamaktan başka bir şey hayal edemedim” demekten de ger kalmamıştı! Bu arada Picasso da yaşlanmaya başlamıştı. Ama “can çıkar huy çıkmaz!” demişler. 63 yaşında iken 21 yaşındaki Franço ise Gilot ile, 70 yaşında iken 24 yaşındaki Genevieve Laport’la yaşadı ve 70 ini geçtikten sonra d, ikinci evliliğini yaptığı Jackquline Roque hayatındaydı.. Marie Therese ise Picasso’yu hep sevdi ve Picasso’nun 1973 yılında ölümünden 4 yıl sonra, 1977’de kendini asarak intihar etti. Ama Picasso’nun 1937 de yaptığı “Mor Bereli Kadın” adlı Marie Therese tablosu 15 Milyon Doları,1932 yılında yaptığı “Pencerenin Yanında Oturan Kadın” tablosu ise 55 milyon Doları varislerine kazandırmaya devam ediyordu.
YDÜ maceraya davet ediyor!
Yakın Doğu Üniversitesi, ilk ve ortaöğretim kurumlarında başlayan yarıyıl tatilinde çocukların aileleriyle birlikte gezebileceği sanat, teknoloji, tarih ve doğa tarihi ile buluşacakları bir maceraya davet ediyor.
Yakın Doğu Oluşumu müzelerinden Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, Kıbrıs Araba Müzesi, Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi, Surlariçi Şehir Müzesi ve GÜNSEL Sanat Müzesi, Şubat tatilinde de ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Yakın Doğu Oluşumu Müzeleri, her yaşa hitap eden koleksiyonları ile yetişkinlere sanat, teknoloji ve tarih dolu bir gün geçirme fırsatı sunarken çocuklar için de ufuk açıcı ve hayal dünyasını zenginleştirici bir deneyim sunuyor.
Yazar Mario Levi,
yaşama veda etti
Yazar, iletişim eğitmeni Mario Levi, 66 yaşında hayatını kaybetti.
Levi’nin vefatını Buart Sanat Atölyesi sosyal medya hesabından, “Canım hocamız, edebiyatımızın duygulu ve güçlü kalemi, eşsiz insan, bir tanemiz Mario Levi’yi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Edebiyata, bizlere kattıkları için minnettarız. Tüm sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyoruz.” ifadeleriyle duyurdu.
“İstanbul Bir Masaldı”, “En Güzel Aşk Hikayemiz”, “Bir Şehre Gidememek”, “Lunapark Kapandı” ve “Size Pandispanya Yaptım” adlı kitapların da aralarında bulunduğu birçok esere imza atan yazar Levi, 3 yıl önce Anadolu Ajansına verdiği röportajda, “İstanbul her zaman benim için bir ilham kaynağı oldu. Kötüsüyle de ilham kaynağı oldu. İstanbul aslında neresinden bakarsanız bakın yaşanması kolay olmayan, hatta yaşanması zor bir şehir. Tarihin bıraktığı izler yüzünden de öyle, bugün açısından da öyle.” ifadelerini kullanmıştı.
Mario Levi, 1957 yılında İstanbul’da doğdu. 1975 yılında Saint Michel Fransız Lisesi’nden, 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman Filolojisi’nden mezun oldu. İlk öyküsünü 1975’te kaleme aldı. 1984 yılından sonra Hokka dergisi, Şalom, Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet Dergi, Stüdyo İmge, Gösteri, Milliyet Sanat, Argos ve Oksijen gibi birçok yayın organında yazılar yazdı.
Geçen yıl Telsim Freezone Liselerarası Müzik Yarışması’nın kazananı Levent Koleji klip çekimi için bir araya geldi
Öğrenciler kamera karşısında
Telsim ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde düzenlenen 9. Liselerarsası Müzik Yarışması’nın birincisi Levent Koleji klip çekimi için bir araya geldi.
Kazanan gurubun sorumlu müzik öğretmenleri Ali Akçaylı ve Havva Özdemirağ ile grup üyeleri; Simay Vechi, Ertan Erdoğuş, Ali Arman Küçük, Halil Tokay ve Algı Sultanoğlu klip çekimi sırasında çok eğlendiklerini dile getirerek, kendi besteleriyle klip çekmenin ayrı bir gurur olduğunu aktardılar.
Telsim Freezone Liselerarası Müzik Yarışması’nın en büyük mimarının gençlerimiz olduğunu vurgulayan Telsim Genel Müdür Yardımcısı Fevzi Tanpınar, her geçen yıl inanılmaz yeteneklerle karşılaştıklarını aktardı. Tanpınar, “Gençlerimiz her geçen yıl yarışmamızın çıtasını yükseltiyor ve her sene bir öncekini aratmayacak yeteneklerle ve seslerle karşılaşıyoruz. Bu yarışmadan çıkıp kendisini müzikle buluşturan ve hayatlarına müzikle devam eden gençlerimizi gördükçe onlarla gurur duyuyoruz. Levent Koleji’nin öğrencileri de kendi besteledikleri parçayla klip çekmek istediler ve dinlediğimiz anda çok beğendik. Emeklerinden dolayı tüm öğrencilerimiz eve müzik öğretmenlerine teşekkür ediyorum.” dedi.
Levent Koleji müzik öğretmeni Ali Akçaylı, birinci gelen öğrencileriyle gurur duyduğunu aktardı. Akçaylı, “Çocuklarımız birinci gelerek bizlere ayrı bir mutluluk ve gurur yaşattılar. Onlara emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Şimdi ayrı bir heyecan yaşıyoruz, kendi besteledikleri parçayla stüdyoya girdiler ve klip çekimlerini tamamladılar. Sabırsızlıkla klibimizi sosyal medya hesaplarından izlemeyi bekliyoruz. Telsim ve Milli Eğitim Bakanlığı’mıza yıllardır iş birliği içerisinde özveriyle müzik yarışmasını düzenledikleri için de çok teşekkür ederiz.” dedi.
Öğrencilerin hayal güçleriyle kaleme alınan bestenin klip çekimi çok yakında Telsim’in Youtube kanalında ve sosyal medya hesaplarında yayınlanacak.
Yorumlar kapalı.