Prof.Dr.Turgut Turhan

Yılbaşı insanlar için bir umuttur, evrenseldir ve sonsuza dek kutlanacaktır







Yeni yıl düşmanları


   Yeni bir yıla girdik. Her yılbaşında yaşadığımız tartışma bu yıl tekrar gündeme geldi. Halkımız neredeyse sıfırlanan maddi imkanlarıyla yeni yılı kendi imkanları ölçüsünde karşılamaya çalışırken, karşı olanlar da, “Efenim bu bir Hıristiyan adetidir, kutlanamaz, aksi günahtır!” sloganını bu yıl da tekrarladılar… Onlara, yeni yılı karşılamanın, yüce Allah’tan dilek dilemenin günahla hiçbir ilgisi olmadığını anlatamadık gitti! Bu satırların yazıldığı günün ortasında, İstanbul’daki bir devlet üniversitesinin kampüsünde çoğu kız olan 15-20 öğrencesinin bahçeye dikip de üzerlerine yeni yıl dileklerini yazdıkları küçük yapma ağaçlar günah gerekçesiyle söküldü, tarumar edildi. Daha beteri ise bir kamu görevlisinin ağzından çıktı: “Yılbaşı Türk adetlerine göre kutlanacak!”. Siz kimsiniz ve bu kontrol hakkını nereden alıyorsunuz? Türk insanı gerçekten dünyaya hâlâ ortaçağ karanlığından bakıyor ve adım adım uçuruma gidiyor! Zaten kendileri de ifade ediyorlar! Ama Antalya’da olduğu gibi insanlar ve esnaf Yılbaşı Fuarından memnun! Tıklım tıklım… Yılbaşı gecesi, geride bıraktığımız yılda neler yaşadığını bilmediğimiz insanlar için sadece bir umut gecesidir, dinimizle hiçbir ilgisi yoktur, evrenseldir ve her zaman kutlanacaktır.

Osmanlı döneminde kutlamalar

Osmanlı döneminde yeni yıl kutlamaları falan yoktu. Zaten Hicri takvim kullanan bir ülkede olması da mümkün değildi. Hicri takvime göre yılbaşı Muharrem ayının ilk günü idi. Zaten Kerbelâ olayı nedeniyle Muharrem ayı da yas ayıydı. Padişah “Muharremiye” olarak anılan bir miktar “bahşiş” dağıtırdı ama şenlik falan yapılmazdı. Hıristiyanlarla beraber Müslümanların da yılbaşı kutlamalarına katılmaları için Beyaz Rusların İstanbul’a yerleşmelerini beklemek gerekmiştir. Ama yine de Müslümanların kutlamalara sadece seyirci olarak katıldıklarını ve şenliklere katılmadıklarını söylemek gerekir. Örneğin 1829’da II. Mahmut’un İngiliz Büyük Elçisi’nin, 1856 yılında da padişah Abdülmecit’in Fransız Büyük Elçisi’nin verdiği yılbaşı balolarına nezaketen katıldıkları, kısa bir süre baloda kalıp etrafı seyir ettikten sonra saraya döndükleri kayıtlarda vardır.

Yeni yılı Noel ile karıştırmamak gerekir…

Anlaşılan o ki, bu saçma tartışmanın kökeni, biz Müslümanların bazılarının Noel ile yılbaşını karıştırmasından kaynaklanmaktadır. Oysa Noel ile yılbaşı hiçbir zaman aynı tarih olarak kabul edilmemiştir. Daha Ortaçağ’dan itibaren, Hristiyanlar, örneğin İngilizler yılbaşını 25 Mart’ta, Fransızlar 22 Mart- 25 Nisan arasına rastlayan Paskalyada,  İtalyanlar ise 15 Aralık’ta, İspanyollar ve Portekizliler ise 1 Ocak’ta kutlarlar. Aralarında neredeyse bir hafta fark vardır! Yani yakın tarihler arasında iki kutlama var! Dolayısıyla bizlerde, çanlara ve geyiklerle bezenmiş, sakalı ve hediye getiren Noel Babalı yılbaşı kartları yoktur, kullanılmaz. Nitekim, Diyanet İşleri Başkanlığı da, daha 2004 yılında yılbaşı münasebetiyle okunacak olan Cuma Hutbesinde, “Noel kutlamalarının ahlaki değerlerin yozlaşmasının bir sonucu olduğunu, ama yılbaşının anneler günü gibi, evrensel kabul görmüş evrensel bir gün” olduğunu vurgulayarak insanlığa mal olduğunu söylemiş ve İslâm’a zaten aykırı olan alkole kumardan uzak durmak kaydıyla kutlanabileceğini”  ifade etmiştir.

Yılbaşı, Müslüman veya Hristiyan tüm ülkeler için evrenseldir

Yılbaşı sadece bir umut dileğidir. Tüm inananlar için, zamanın insanlar tarafından belirlenen bir olgu, bir algı olduğunun en güzel ispatıdır. İnsanlar bir yılı geride bırakmışlardır. Bu, insanlar tarafından getirilen bir zaman döngüsüdür. 1 Ocak da olabilirdi, 1 Şubat veya 25 Mart da! “Hep beraberdik mutluyduk, Allah ’tan ne istediysek verdi. Veya tam tersi, karım öldü, kocam öldü, çocuklarım hastalandı, maddi imkanlarımız neredeyse sıfırlandı, onları tedavi ettiremiyorum gibi dertler… Bu yılı beraber mutluluk içinde beraber geçirebilecek miyiz acaba? Allah nasip etsin! Bu duygularıdır. Bari bir milli piyango alalım, belki bize de çıkar İnşallah gibi dileklerdir, her aileye göre değişir… Diyanet istediği kadar aksini söylesin, millet gene, piyangoyu kumar saymayarak bilet aldı ve çıkar veya çıkmaz umutla bekledi. Anlaşılan o ki, Diyanet’in fetvalarını da kimse takmıyor! İşte yılbaşı bu umuttur ve insanidir, evrenseldir, bir arayış, bir beklentidir. Ama bir Hristiyan beklentisi değildir. Gazze’de öldürülen 5.000’den fazla çocuğun anne ve babalarını beklentisi herhalde bu olamazdı zaten. Bir an için  düşünün bu zavallı  çocukları, anneleri be babaları… Çocukların ne günahı vardı ki? Tabii anne ve babalarını da. Yazık değil mi bu çocuklara, anne ve babalarına? Onlara Yahudi kurşunu değil, çikolata ve şeker vermek gerekirdi. Şimdi bu anne ve babalar yılbaşında ne dileyecekler yüce Allah’tan? Gayet açık: “Allah’ım”  diyecekler “Bari bu yıl bize aynı günleri gösterme!” İşte yılbaşı böyle bir umuttur ve evrenseldir. Mesele, insanların, yılbaşı gecesi, her konuda umut dolu bir geleceğe yelken açmayı dilemeleri, bir umut davetiyesi dağıtmalarıdır.
Basit bir yılbaşı yazısını uzatmanın bir anlamı yok. Tüm okurlara, özellikle yavrulara sağlık içinde mutlu bir yıl dilerim, umudum ve dileğim bu yönde…
 

 

**

 

“Pygmalion Bir Demokrasi Müzikali” yeniden sahneleniyor

İki perdelik komedi oyunu

 

“Girne Fest 23” kapsamında sahnelenen “Pygmalion Bir Demokrasi Müzikali” seyirciyle yeniden buluşuyor.
Girne Belediyesi Tiyatro Toplulukları tarafından yapılan açıklamaya göre, 2023-2024 sezonu ocak ayı oyunları içerisinde 9 ve 16 Ocak Salı günleri seyirci ile buluşacak olan oyun Girne Oda Tiyatrosu’nda saat 20.30’da sahnelenecek.
Tiyatro severler, kibrisbiletcim.com adresinden online olarak bilet alabilecek.
“Pygmalion Bir Demokrasi Müzikali”, Girne Belediyesi’nin düzenlediği 1.Müzikli ve Müzikal Oyun Yazma Yarışması’nda birincilik ödülü alan Burçhan Göze’nin yazdığı ve Derman Atik ile Cenk Gürçağ’ın yönettiği “Farazi bir çağda farazi bir Kıbrıs krallığını anlatan iki perdelik bir komedi” oyunu.
 

**

 

“Yüreğimdeki Azerbaycan” sergisi 8 Ocak’ta açılıyor

Emekli öğretmen, fotoğraf sanatçısı Tevfik Ulual’ın “Yüreğimdeki Azerbaycan” adlı fotoğraf sergisi, 8 Ocak’ta Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda açılıyor.
Açılışı saat 18.00’de yapılacak sergi süresince satılacak fotoğraflardan elde edilecek gelir, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ne bağışlanacak.
Ulual, sergideki fotoğraflarını, KKTC Bakü Temsilciliği Eğitim ve Kültür Ataşesi olarak görev yaptığı 2019-2023 yılları arasında çekti.
2008’den itibaren Kıbrıs Türk Fotoğraf Derneği (FODER) üyesi olarak fotoğraf çalışmalarını sürdüren Tevfik Ulual’ın, ulusal ve uluslararası birçok ödülü ve sergileme alan eseri bulunuyor. Ulual, Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu FIAP tarafından verilen “AFIAP”, “EFIAP”, “EFIAP/Bronze” ve “EFIAP/Silver” unvanlarını taşıyor.
Daha önce Azerbaycan’da iki kez “Kardeş Ülkeler” sergisi açan Ulual, Yüreğimdeki Azerbaycan sergisini ise haziran ayında Azerbaycan’da fotoğraf severlerin izlenimine sunmuştu.
Tevfik Ulual, Lefkoşa AKM’de Pazartesi günü açılacak sergisiyle ilgili TAK’a yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının özgürleştirilmesinin 44 günün sonunda gerçekleşmiş olması vesilesiyle sergilerinde 44 fotoğrafa yer verdiğini belirtti.
Ulual, KKTC ile kardeş ülke Azerbaycan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlendirilip geliştirilmesi için siyasi, iktisadi, eğitim ve turizm faaliyetlerinin yanında kültür sanat etkinliklerinin de ilerletilip geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek Azerbaycan’ın güzelliklerini ülke insanıyla da paylaşmak istediğini söyledi. Ulual, ülkeler arasındaki kültür sanat ilişkilerinin artarak sürmesi dileğinde bulundu.

Yılbaşı insanlar için bir umuttur, evrenseldir ve sonsuza dek kutlanacaktır
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.