Sabahattin İsmail

Pile konusunda Rum-BM provokasyonuna hazırlıklı olalım







BM, Rum yönetimi, İngiltere’nin, Pile Türklerine 30 yıldır çektirdiği eziyete son vermek için sergilediğimiz kararlılığın olumlu sonucunu çok yakında göreceğiz.

Pile yolu, Anavatanın yardımları ve devletimizin azmi sayesinde, 10-15 gün içinde bitmiş olacak. Pileli kardeşlerimiz, diledikleri anda, çok süratli şekilde KKTC’ye geçebilecekler.

Öğrenciler, memurlar, işçiler, üreticiler, İngiliz üs komutanlığının, aşağılama amaçlı ve işkenceye dönen uygulamalarından kurtulacaklar..

Bu ise, köyden göçü önleyecek ve Rum milli hedefi olan köyün Türklerden arındırılması stratejisini çökertecek.

Yol, KKTC’NİN, GERİ DÖNÜŞÜ MÜMKÜN OLMAYAN, KALICI BİR KAZANIMI olacak.

Yol kullanılmaya başlandıktan sonra, bir daha kapatılması ve köy Türklerinin KKTC’ye ulaşmasının önlenmesi mümkün olmayacak.

Bizim için TEK GEÇERLİ SONUÇ VE TEK GERÇEKLİK budur.

Bunun dışındaki Rum yönetimi, BM, içimizdeki işbirlikçiler ve hırslarından gözleri kararanların tüm iddiaları geçersizdir.

 

Rum, ara bölgeyi gasp etmek istiyor

 

Rum yönetimi ve BM, 30 yıldır, bu insani sorunun çözümünü engelledi.

KKTC, 18 Ağustos’ta, her ne pahasına olursa olsun, yolu yapma kararlılığını ortaya koyunca, daha fazla engelleyemeyeceklerini gördüler.

Bunu anladıkları anda, yol inşası ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan ve yıllardır reddettiğimiz taleplerini, pazarlık için yeniden ortaya attılar.

Örneğin, yol karşılığında, BM kontrolündeki ara bölgenin inşaata açılmasını istediler…

Örneğin, KKTC egemenliğinde olan ÇAYHAN DÜZÜ adlı bölgeyi ara bölge içine katmaya kalktılar…

Örneğin, Pile’nin Rum yönetimine ait olduğunu, AB toprağı kabul edildiğini ve 2005’te AB ile Rum yönetimi arasında yapılan YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ kurallarına tabi olduğu safsatasını ortaya attılar ve yol üzerinde, RUM DEVLETİ ADINA, YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ’NÜ UYGULAYACAK BİR KONTROL NOKTASI kurmak istediler…

Türk tarafı, “bunların hiçbirinin, insani bir konu olan yol inşası ile ilgili olmadığını, Rum yönetiminin amacının, fırsattan istifade edip Pile dahil, ara bölgenin statüsünü değiştirmek ve Pile ile ara bölgeyi kendi topraklarına katmak, yani TOPRAK KAZANMAK olduğunu” belirterek, tümüne karşı çıktı.

KKTC, Rum yönetimi, BM arasında ÜÇ İMZALI BİR ANLAŞMA metni imzalanmayışının nedeni, işte Rum yönetiminin bu, ARA BÖLGEYİ GASPETME VE TOPRAK KAZANMA STRATEJİSİDİR.

 

Sözlü mutabakat

 

Üçlü anlaşma olmayınca BM Barış Gücü Kıbrıs Misyon şefi Colin Stewart, iki tarafla ayrı ayrı mutabakat sağlama yoluna gitti.

Bu çerçevede Türk tarafı ile “yapıcı muğlaklığın esas alındığı bir anlayışla, uygulanabilir diye nitelendirilen” bir mutabakat ortaya çıktı, ancak TÜRK TARAFININ İMZALADIĞI BİR ANLAŞMA KESİNLİKLE YOK!

Bizimle varılan SÖZLÜ MUTABAKATIN en temel özelliği, herşeyin 16 Ağustos’taki koşullara dönmesidir.

Bugün yeni gündeme gelmiş gibi takdim edilen Rum talepleri, 16 Ağustos öncesinde de zaten vardı ve bunları reddediyorduk, yani yolla ilgili değiller.

Yolun yapılması, BM veya Rum’un bize bir hediyesi değil. BM’nin sanki Rum’un bize hediyesiymiş gibi bizim de onlara bir şeyler vermemizi isteyen tavrı, çok sakat ve saçmadır. Türk tarafının bunu kabul etmesi söz konusu değildir.

Türk tarafı, Stewart’ın Rum yönetimi ile yaptığı mutabakatı talep etti, ancak isteğimiz reddedildi.

Dolayısı ile BM’NİN RUM TARAFI İLE İMZALADIĞI, İÇERİĞİNİ BİLMEDİĞİMİZ, BİLGİMİZ VE ONAYIMIZ OLMAYAN BİR METİN BİZİ BAĞLAMAYACAKTIR.

 

Bugün eyleme geçeceklermiş

Rum yönetimi ve BM, şimdi kendi aralarında vardıkları bilgimiz olmayan bu mutabakata göre, her gün basına manipülatif haberler sızdırıyor.

Örneğin önceki gün Politis gazetesinde yer alan haberde “Colin Stewart ile iki taraf arasında Pile’deki kalkınma projeleri konusunda anlaşmaya varıldığı, çalışmaların bugün başlamasına Türk tarafının onay verdiği, her iki tarafın da gerek insan gücünün gerekse kullanılacak araçların amblemsiz olmasına ve herhangi bir asker ya da polisin varlığına izin verilmemesini kararlaştırdığı, Pile’deki Platis bölgesinde bu amaçla araziler ayrıldığı, entegre bir kentsel gelişim planlandığı, bu amaçla geniş bir yerleşim alanı oluşturulacağı, Rum yönetiminin ara bölgede su sondajı yapacağı fotovoltaik parkların oluşturulacağı, yapılan yolda Rum yönetimi adına hareket edecek bir AB ülkesinin kontrol yapacağı, bugün başlayacak parselasyon çalışmalarıyla 400 parselden ilk 52’sinin ayrılacağı, arsaların Rum ve Türklere tahsis edileceği vb…” iddialar ileri sürüldü.

Oysa KKTC’NİN BUNLARIN HİÇBİRİNDEN HABERİ, BİLGİSİ VE ONAYI YOK. TÜMÜ KKTC AÇISINDAN GEÇERSİZ VE KABUL EDİLEMEZ.

Ya, Stewart’ın, bizim BİLGİMİZ VE ONAYIMIZ DIŞINDA Rum yönetimi ile yaptığı, BİZİ BAĞLAMAYAN mutabakatta bunlar var, ya daRum yönetimi bu yalan haberlerlebizi kışkırtmak, ortamı germek, bizi BM ile kapıştırmak ve yapımını engelleyemedikleri yol inşaatını, bu provokasyonlarla durdurmak istemektedir.

Rum Yönetiminin bu stratejisinin işleyip işlememesi, BM Kıbrıs misyon şefi Colin Stewart’ın sorumluluğuna ve devlet adamlığına kalmıştır.

 

Emrivakilere karşı hazırlıklı olalım

 

Eğer Stewart, bizim bilgimiz ve onayımız dışında, Rum tarafı ile bu içerikte bir mutabakat yaptıysa ve bugünden itibaren bunu TEK YANLI olarakuygulamaya başlayacaklarsa, kriz çıkacaktır.

Çünkü KKTC ve Türkiye, 1974’te varılan ateş-kes anlaşmasının bozulmasına ve bizim de eşit söz ve mülkiyet hakkımız olan ara bölgenin Rum yönetimi tarafından inşaatlar yapılarak gasp edilmesine, izin vermeyecektir…

Hele KKTC egemenliğinde olan ÇAYHAN DÜZÜ’ne inşaat yapılmaya kalkılması halinde, KKTC polisi ve askeri buna kalkışanları kesinlikle tutuklayacaktır.

Bu durumda 3 olasılık olasılık vardır:

BM’ye sadece protesto ile yetinip, ara bölgenin Rum yönetiminceinşaatlar yoluyla işgaline göz yummak, ki bu asla mümkün değildir.

BM’ye yapılacak protestonun dikkate alınmaması halinde BİZİM DE ARA BÖLGE İÇİNDE İNŞAATLARA BAŞLAMAMIZ.

BM ile çatışma pahasına, ara bölgeye girip onayımız dışında olan inşaatları engellememiz.

Özetle, Rum yönetimi ve BM ara bölgede inşaat başlatması halinde, çok ciddi bir kriz çıkacağı kesindir.

O nedenle, Türk tarafı bugünden, olası krizsenaryoları üzerinde çok ciddi hazırlıklara başlamalıdır.

Pile konusunda Rum-BM provokasyonuna hazırlıklı olalım
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.