Şener Elcil ve ailesi, Tatlısu’da kendilerine verilen eski Rum toprağını satıp, başka bölgelerde yine eski Rum toprağı üzerine muhteşem villalar yaptı.
Bugün Yeni İskele’de oturduğu 400 metrekarelik muhteşem villanın değeri 1 milyon sterline yakındır.
Kendisi, öğretmen emeklisidir ve KKTC devletinden ayda, 60 bin TL civarında emekli maaşı almaktadır.
25 yıl öğretmenlik yapmamıştır.
KKTC’nin memur sendikalarına tanıdığı 3 profesyonel sendikacı ayrıcalığıyla, DEVLETTEN MAAŞLI PROFESYONEL SENDİKACILIK yaptı.
Yani 25 yıl boyunca “muz cumhuriyeti, işgalci Türkiye’nin alt yönetimi, sahte devlet” diye saldırdığı KKTC DEVLETİNDEN yüksek maaş aldı ama, bir gün bile okula gidip öğretmenlik yapmadı.
Kamu görevlisi olmasına karşın, Brüksel’de, AB merkezleri önünde, Türkiye ve KKTC aleyhine pankartlı protesto eylemleri yaptı.
İlkokul müdürlüğünden emekli olan eşi de, en az 60 bin TL emekli maaşı alıyor.
Yani Şener Elcil’in evine, “SAHTE” dediği KKTC devletinden, 120 bin TL maaş giriyor.
Aralık’ta 13. Maaşlar ödenecek, evine toplamda 240 bin TL girecek. Yani “İŞGALCİ” diye saldırdığı Türkiye’nin, KKTC bütçesine yaptığı katkılardan 8000 EURO’dan fazla para, Elcil’in cebine gidecek
Bitmedi.
Şener Elcil, her gün saldırdığı KKTC’den böylesine yüksek maaşlar alırken, eşi müdür, kendisi öğretmenken, kızını Rum tarafındaki bir okula gönderdi, BURSLU OLARAK okuttu.
Bitmedi.
Önce, “komünist” Rum Devlet Başkanı Hristofyas’ın, sonra “FAŞİST-EOKACI Anastasiadis’in özel kontenjanından bu okulun yönetim kuruluna atandı.
Israrlı sorulara karşın ne oradan aldığı maaş, ne de kızı için verilen burs miktarı konusunda hiçbir açıklama yapmadı.
Şener Elcil, KKTC Devletinden her ay yüksek maaş alırken, kendi devleti olarak KKTC ‘yi değil, yasadışı, işgalci, eli kanlı, ırkçı, hakimiyetçi, hegemonyacı, soykırımcı, faşist “KIBRIS CUMHURİYETİ” adlı Rum yönetimini gördü.
Bu nedenle de, KKTC’den maaş alan bir öğretmen olmasına karşın,1990’da itibaren sözde“KIBRIS CUMHURİYETİ” devlet başkanı, AKRİTAS SOYKIRIM PLANI’NIN “HİPERİDİS” kod adı ile KURMAY BAŞKANI olan, bu nedenle eline Türk kanı bulaşan KLERİDES, Annan Planı’na “HAYIR” diyerek federasyonu engelleyen ENOSİSÇİ PARTİ AKEL LİDERİ KOMÜNİST HRİSTOFYAS, Crans Montana sürecini çökerterek çözümü engelleyen EOKA’cı DİSİ lideri, faşist ANASTASİDES ile sık sık görüştü, onlara akıl hocalığı yaptı.
Şimdi de ırkçı, hegemonyacı, hakimiyetçi HRİSTODULİDİS ile görüşüyor, onun hazırladığı sözde “Güven Yaratıcı Önlemler” konusunda öneriler yapıyor.
KKTC’den maaş alan bir öğretmen olmasına rağmen birkaç yıl önce, Rum kesiminde yapılan “Maraş’ın açılmasını protesto” eylemine de, KKTC’yi ve GKK’ya ait Beyaz Ev’i,“GENEL EV”e benzeten, Türkiye’yi de “GENEL EV İŞLETMECİSİ “ olarak tanımlayarak aşağılayan Ali Kişmir ile birlikte katıldı.
Mitingde, “TÜRK!” olduğunu öğrenen, ama kim olduklarını bilmeyen FAŞİST ELAM Partisi üyeleri tarafından, sırf “Türk” oldukları için linç edilmek istendiler, ama Rum dostları tarafından kurtarıldılar.
İşte Şener Elcil‘e, “İKİ YÜZLÜ” dememin nedeni bunlardır.
Haksız mıyım?
Saçma saldırısı
Şener Elcil, dün 8 sütunluk manşete çekilen açıklamasında Anavatan Türkiye’ye saldırarak şöyle dedi:
– “İsrail’in Filistin’de yaptığını Kıbrıs’ta Türkiye yapıyor. Türkiye Kıbrıs’ın İsrail’idir. 1974’de Kıbrıs’ta da insanlar evlerinden, mallarından silah zoru ile atılmadılar mı? Rumların malları dışarıdan gelenlere dağıtılıp tapulanmadı mı?” (Avrupa 24 Nisan 2023)
Elcil’in geçmişte de Anavatan Türkiye’yi “ Kıbrıs Türklerine kansız soykırım uygulamakla” suçladığını ve Türkiye-KKTC düşmanlığını bildiğim için şaşırmadım.
Yanıtlayım:
İsrail’in Filistin’de yaptığını Kıbrıs’ta Türkiye yapsaydı, bugün adada değil AB üyesi, zengin bir Rum halkı; Rum devleti ve tek Rum kenti kalmazdı, Güney tümüyle Türkleşirdi.
Oysa, Rum halkının 1974 öncesi 2000 dolar olan kişi başına düşen milli geliri,1974 Barış Harekatı sonrası, bugün, 25-30 bin dolara yükselmiştir.
“ Türkiye Kıbrıs’ın İsrail’i” olsaydı, 1974 öncesi 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelirimiz, bugün 15 bin dolar seviyesine çıkmazdı, sen öğretmen olamazdın, yaşatılmazdın, ya öldürülürdün, ya da hapislerde çürürdün, eski Rum mallarını satıp İskele’de lüks bir villa yapamazdın, şehirler, sivil insanlar, çocuklar bombalanarak yok edilirdi…
Elcil, Rum mallarının alınıp dağıtılmasından da şikayet ediyor.
Rum malı alıp satanlardan ve parası ile kendine 1 milyon sterlinlik villa yapanlardan biri olmasa dinlerim de, bunu yapanların başında gelen kendisi….
TARİHİ SAPTIRIYOR
Bu konuda gerçekleri bir daha anımsatayım:
Türkiye adayı işgal etmedi, GARANTÖR olarak, adayı Yunan işgalinden, Rum solcularını katliamdan, Kıbrıs Türklerini mutlak bir soykırımdan kurtardı.
1975’de NÜFUS MÜBADELESİ ANLAŞMASI YAPILDI. Türkler Güneydeki, Rumlar da Kuzeydeki mülklerini bırakarak bölge değiştirdiler.
Kuzeye gelen Türkler, esir kamplarından, mülteci çadırlarından, kuşatma veya işgal altındaki köylerden gönüllü geldi.
1977-1979 doruk anlaşmalarında iki bölgeli, iki toplumlu federasyon kurulması ve toprak/mülkiyet sorununun global takas ve tazminat ilkesi ile çözülmesi üzerinde anlaşıldı. 1985-1986 Cuellar Planlarında bu yer aldı.
Yani Rumlar bize Kuzeydeki, biz onlara Güneydeki mülklerimizi bırakacağız, borçlu kalacak olan, alacaklıya tazminat ödeyecek.
Ardından, KKTC Anayasası çerçevesinde tüm eski Rum mülkleri devletleştirildi ve yasalar çerçevesinde yasanın öngördüğü kişilere dağıtıldı.
Rum yönetimi de, Güneydeki Türk mallarını Rumların kullanımına verdi.
Yani gönüllü bir takas oldu. Nihai çözümde bu konu iki taraf arasında düzenlenecek.
Bunu bilmezden gelip “Türkiye, Kıbrıs’ın İsrail’idir, Rum topraklarını çalıp dağıttı“ demek deli saçmasıdır, tarihi gerçekleri çarpıtmadır.
Adanın İsrail’i Rum yönetimidir
Tam aksi adanın İsrail’i Rum yönetimidir.
11 yıl boyunca, 103 köyümüzü işgal ettiler, İsrail’in yaptığı gibi bombalayıp yıktılar..Çocuklar, kadınlar dahil binlerce Türk katledildi. Gazze’de olduğu gibi bizi, adanın yüzde 3’ünde gettolarda kuşattılar. Yiyecek, su, elektrik, akaryakıt dahil, tüm temel tüketim maddelerinin girişini yasakladılar, 11 yıl göçmen kamplarında yaşadık.
Bu zulümden ve soykırımdan 1974’de Türkiye sayesinde kurtulduk, Türk ordusu adaya barışı getirdi.
Bu gerçeği ters çevirerek Türkiye’yi suçlamak UTANMAZLIKTIR.
Deliliğin ve saçmalamanın da bir sınırı olmalıdır.
Yorumlar kapalı.