Sabahattin İsmail

BM temsilcisi atanıyor, başınız göğe mi erdi?







22 Ekim tarihli Yunan Kathimerini gazetesinde yer alan habere göre, “Yeni Jüstibyen ve Kıbrıs Başpiskoposu Yeorgios, şöyle konuşmuştur:

“Kıbrıs, Helenizm’in son ileri karakoludur, Kıbrıs düşerse Yunanistan çözülmeye başlar. Sıra Ege’ye, Trakya’ya, Makedonya’ya gelir. Yunanistan, Türkiye ile arasındaki açık meseleleri Kıbrıs’ı dışarıda bırakarak kapatmamalı ve Rum-Yunan Ortak Savunma Sahası Doktrini’ni etkinleştirmelidir. Kurtuluş mücadelemiz Kıbrıs tarihinin çok önemli bir sayfasıydı.  Bu mücadele Kıbrıs’ın kökleri yüzyıllara dayanan Helenliğinin göstergesiydi. Helen merkezini her zaman ana vatan olarak gördük ve bu mücadele Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi için yapıldı… III. Makarios, halkını kölelikten özgürlüğe götüren yeni Musa idi… Bu nedenle bugün, ülkemizi kurtarmak için bize bıraktığı değerlerin ve mirasın peşinden gidiyoruz… Makarios, uzun soluklu mücadele ilan etti. Bize de ‘ülkeyi kurtarmak için devam ettirin’ emri verdi… Helen’iz, Helen kalmalı, Türkiye ile ortaklaşa başa çıkmalıyız… Yunanistan ve Kıbrıs olarak BM ve AB üyesiyiz ve gücümüzü kullanırsak mucizeler yaratabiliriz. Örneğin ortaklarımızın karşısına çıkıp, ‘ Kıbrıs’ı işgal ettiği için Türkiye’ye de benzer yaptırımlar uygulanırsa Ukrayna işgali yüzünden Rusya’ya yaptırımlara onay veririz’ diyebiliriz. Türk yayılmacılığını geri püskürtebilmemiz için Kıbrıs’ta da savunma kalkanı birleşik olmalı.”

 

Hadi ortak zemin bulun

 

Rum yönetimine hakim olan zihniyet budur. Hristodulidis dahil, hiçbir Rum Başkanı Kilisenin talimatları dışına çıkamaz, yoksa afaroz edilirler, itibarları bir anda sıfırla çarpılır. Bir gün ayakta kalamazlar…

Cuellar Planlarını, Gali Planı’nı, Annan Planı’nı bunun için reddettiler, Crans Montana sürecini bunun için çökerttiler.

Ama Hristodulidis, hiç utanıp sıkılmadan, taktik gereği seçildiği günden beri “Görüşmeler başlasın” diye dünyayı ayağa kaldırdı.

Çözüm istediğinden değil, bizi masaya bağlayarak KKTC’NİN TANINMASINI ENGELLEMEK İÇİN….

Ve, Hristodulidis bunu BAŞARDI.

Dün yaptığı açıklamada, BM’nin temsilci olarak atayacağı kişinin adını kendisine bildirdiğini ve “KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN ONAYINI İSTEDİĞİNİ” kendisinin de ismi onayladığını,“ MÜZAKERELERİN KESİLDİĞİ YERDEN YENİDEN BAŞKATILMASINA YÖNELİK ÇABANIN KISA SÜREDE SONUÇ VERECEĞİNDEN UMUTLU OLDUĞUNU” duyurmuştur.

Bu onun mutlak SİYASİ ZAFERİDİR.

Aylardır süren çabalarının sonucunu, GERİ ADIM ATMAMIZ SAYESİNDE elde etmiştir.

 

Türk tarafı kabul etti

 

Tatar, önceki gün düzenlediği basın toplantısında “Türk tarafının da, BM Genel Sekreteri’nin bir kişisel temsilci atamasını” kabul ettiğini açıklamıştır.

Aylardır, çok haklı gerekçelerle ve 55 yıllık tecrübeyle yaptığımız uyarılar dikkate alınmamıştır.

Bizi sakinleştirmek ve güya yeniden sınırsız bir müzakere tuzağına düşmemek için iki şart ileri sürülmüştür:

1-  Atanacak BM temsilcisinin görev süresi  6 ayla sınırlı olacakmış.

Yetkisi, federasyon görüşmelerini başlatmak için çalışmak değil, sadecegörüşmelerin başlaması için zemin olup olmadığını araştırmak olacakmış….

“ Biz ona, İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM politikamız anlatacağız, Rum federasyon istediğini söyleyecek, o nedenle bir sonuç elde edemeyecek, endişe edecek bir şey yok…” diyorlar…

Bu gerekçelere aldanmak için 55 yıllık müzakere tarihini hiç bilmemek ve yarım asırlık geçmişten hiç ders almamak gerekir.

Bir kere BM Temsilcisi atandıktan sonra, ondan kurtulmak artık çok çok zor olacaktır.

BM, ABD, İngiltere, AB kontrollü yeni süreç, Türk tarafına karşı, aktif bir baskı ve müdahale sürecinin alt yapısını hazırlayacaktır.

BUGÜN HANGİ GEREKÇEYLE GERİ ADIM ATILMIŞSA, HANGİ GEREKÇEYLE BM TEMSİLCİSİ ATANMASI KABUL EDİLMİŞSE, 6 AY SONRA DA AYNI GEREKÇEYLE GÖREV SÜRESİNİN UZATILMASI VE GÖRÜŞMELERİN BİR ŞEKİLDE BAŞLAMASI KABUL EDİLECEKTİR.

Bu gerekçe, BM, ABD, İngiltere, AB baskıları, tehditleri, şantajları olabilir… Uluslararası finans çevrelerinin taze para akışını sağlamaları olabilir, AB ile tam üyelik müzakerelerinde birkaç başlığın açılması olabilir, vize veya gümrük birliğinde iyileştirme vaadleri olabilir….

Bunu bilemiyorum.

Ne ki 55 yıllık tecrübelerime ve Rum-Yunan taktiklerine dair deneyimlerime dayanarak diyorum ki, 6 aylığına atanacak bu BM Temsilcisinin görevi, 6 ay sonra yeniden uzatılacaktır.

Bu yazımı kesip saklayın, 5 ay sonra bana hatırlatırsınız. Yanılmışsam kamuoyundan özür dilerim.

 

İngiliz diplomatın sözü

 

Eski Londra temsilcimiz, emekli diplomat Tansel Fikri, bu konu ile ilgili olarak WhatsApp gurubumda yaptığım paylaşımın altına, şu önemli yorumu yazmıştır:

“ 1986 Cuellar görüşme sürecinde İngiltere Dışişleri Bakanlığı Güney Avrupa Daire Başkanı Michael Weston’un, KKTC Londra Temsilcisi olarak benim kanalımla başta Sn. Cumhurbaşkanımız Denktaş olmak üzere, tüm yetkililerimize ilettiği mesajı aynen aktarmak istiyorum. Şöyle demişti:

‘ START VERİLDİKTEN SONRA GÖRÜŞME SÜRECİNİN YÜRÜYEN MERDİVENLERİNDEN ATLAYIP KAÇMAYA ÇALIŞAN TARAF, BAŞINI VE GÖZÜNÜ PATLATMA TEHLİKESİNİ GÖZE ALMALIDIR.”

İşte benim ve çok yetkin diplomatlarımızın bunca yıllık tecrübelerimize dayanarak söylediğimiz tam da budur.

 

Başınız göğe mi erdi?

 

Bu uyarılarımızı kimlerin, hangi gerekçeler, hangi MİSYON, hangi bağlantılar nedeniyle dikkate almadığını ve BM Temsilcisi atanması için çırpındığını yakın geçmişte sık sık yazdım.

İstedikleri nihayet oldu.

Sorarım:

Başınız göğe mi erdi?

Görüşün bakalım,bu görüşme merakınız başımıza ne işler açacak?

Kimse girilecek sürecin tarihi sorumluluğundan kaçamayacak.

Bu sürecin sonunda, KKTC TANINMADAN  ve 27 Nisan 2021’de Cenevre’de resmen BM’ye sunduğumuz 6 maddelik yeni politikamızda belirtildiği gibi, “ EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜMÜZ BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN ALACAĞI BİR KARARLA TEYİT EDİLMEDEN” görüşmeler başlarsa, kimse bunun hesabını TARİH VE ULUS ÖNÜNDE VEREMEYECEKTİR.

Sanki iki taraf arasında görüşme ve çözüm zemini olmadığı son 55 yılda, defalarca ortaya çıkmamış gibi, hala “zemin var mı yok mu?“ diye araştırması için BM Temsilcisi atanmasınıkabul etmek, GÖZ GÖRE GÖRE EMPERYALİZMİN BASKISINI, TEHDİDİNİ, ŞANTAJINI ÜZERİMİZE DAVET ETMEKTİR. KKTC’NİN TANINMASI ÇABALARINI DARBELEMEKTİR.

Dilerim yanılırım. Ama endişelerim haklı çıkarsa, buna neden olanlardan çok ağır hesap soracağımız bilinmelidir.

BM temsilcisi atanıyor, başınız göğe mi erdi?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.