Köşe yazarlığına 1975’de önderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün gazetesinde başladım.
Daha 21 yaşında, İstanbul’da gazetecilik öğrenimi görürken gönderdiğim yazıları, gazetenin ön sayfasında sağ köşede yayınlamaktaydı
Demek ki 48 yıldır sürekli olarak yazıyorum.
48 yılda, 15 civarındaki gazetede köşe yazarlığı yaptım.
Her gün, araştırmaya dayalı, kalıcı, bilgilendirici, fikir, argüman, öneri içeren, yazı yazmak çok ciddi bir iştir, ağır bir sorumluluktur.
Yazacağım konu ile ilgili bilgileri önce araştırırım, kitaplara, gazetelere, arşivime bakarım, ilgili ve yetkili kişilerle/makamlarla konuşurum, tüm bilgileri topladıktan sonra, önce beynimde yazarım, sonra 25-30 dakika içinde bilgisayara geçiririm.
Bütün bu süreç, ortalama günde 4 saatimi, bazen daha fazla zamanımı alır. Arşivlik, saklanacak, referans alınacak, bilgilendirici, okuyucunun bilgisine bilgi katacak, eskimeyecek, ileride kitaplaşacak yazı yazmanın kuralı budur.
Çalakalem yüzeysel yazı yazacak olsam, en geç 10-15 dakikamı alır, ancak o türden yazılar bana göre değil…
Yazdıklarımın arkasındayım
Hiç takma isim arkasına saklanmadım. Hep açık ismimle yazdım, yazdıklarımın arkasında durdum, ortaya attığım fikirlerle argümanları kararlılıkla, bilgiyle, tarih bilinciyle savundum.
Bugüne dek 10 binden fazla köşe yazısı yazdım, ama elimde bilgi, belge, kanıt olmadan kimseyi suçlamadım. Kalemim keskin ve acımasız, ama kimseye hakaret ve küfür etmedim.
Bu nedenle,48 yıl içinde, köşe yazılarım gerekçe gösterilerek, aleyhime açılan hiçbir dava olmadı.
Yazı yazmayı, analiz yapmayı, özellikle Kıbrıs sorununu tarih bilinciyle irdelemeyi,eleştiri, uyarı ve öneri yapmayı, halkı, Ulusumuzu, siyasileri uyarmayı, Kıbrıs sorununu/müzakereleri çok yakından izleyerek halkımızı, Türk kamuoyunu, Anavatan yetkililerini bilgilendirmeyi, milli davamızı, Anavatanı ve Türklüğün Kıbrıs’taki/bölgedeki milli çıkarlarını savunmayı, bir Türk aydını olarak ulusal görev bildim….
Yazılarımda hep Atatürkçü, hep Anti – emperyalist oldum, O’nun ilke ve devrimlerine kararlılıkla sahip çıktım….Barışı savundum ama Barış adına teslimiyetçiliğe ve gereksiz tavizlere karşı çıktım.
Değişmez Rum milli hedeflerini bildiğim ve hakimiyetçi, hegemonyacı, ırkçı, Türk düşmanı zihniyetlerini çok iyi tanıdığım için, “federasyoncuları” ve tecrübesiz genç siyasetçilerimizi uyarmaya, yanlışlarını eleştirmeye özen gösterdim.
Ulu önder Atatürk, liderlerimiz Mehmet Necati Özkan, Dr. Küçük ve Rauf Denktaş rehberim oldu, onların mücadele ilkelerinden şaşmadım. Hep “Türkiyesiz Kıbrıs Türkü, Türkiyesiz milli mücadele, Türkiyesiz Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olamaz” ilkesi ile yazdım.
1983’de ilan ettiğimiz KKTC’ni, bu ilke temelinde kararlılıkla savunmaya devam ediyorum. Devletimizi yıkmayı ve Rum ağırlıklı birleşik Kıbrıs’ın egemenliği olmayan bir eyaletine dönüştürmeyi hedefleyen federasyoncu gafillere, Türkiye –KKTC karşıtı işbirlikçilere ve emperyalizmin içimizdeki örgütlenmesi 5. KOL’a karşı mücadeleyi yazılarımla sürdürüyorum.
Kıbrıs gazetesi
Cumhurbaşkanlığı Danışmanı olarak da görev yaptığım 2002-2014 yılları arasında yayınladığım VOLKAN gazetesini de bu mücadeleye daha etkin katkıda bulunmak için yayınladım ve yönettim. Orada, aynı zamanda 12 yıl boyunca imzamla BAŞYAZILAR yazdım.
KIBRIS Gazetesi’nde ilk kez, 1990’lı yıllarda gece editörü olarak çalışmaya başladım.
Dışişleri Bakanlığı Tanıtma Dairesi’nde çalıştığım 1992 Haziran ayından, Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü yaptığım 1994 Eylülüne kadar, 27 ay boyunca, her gün KIBRIS Gazetesi’nin imzasız BAŞYAZILARINI yazdım
Hep aynı yolda birlikte yürüdüğümüz Özer Kanlı kardeşim, Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğine atanınca, bana gazetede yazma teklifinde bulundu.
Tek şartı, gazetenin, KKTC’ye, Anavatana, milli davaya, milli değerlere sahip çıkan yayın politikasına ters yazılar yazılmamasıydı.
Savunduğum ilkelerle örtüştüğü için derhal kabul ettim.
Tek şartım oldu:
-Yazılarıma hiçbir şekilde sansür uygulanmayacak, bilgi ve onayım dışında yazılarımın virgülünde dahi değişiklik yapılmayacak, durup dururken yazılarımın yayınlanmasına son verilmeyecek…
Karşılıklı güvene ve ortak mücadele anlayışına dayanan bu önemli şartımı tereddütsüz kabul etti ve 13 Şubat 2023 tarihinden itibaren yazmaya başladım.
9 aydır her gün yazıyorum. Bu süre içinde 260 civarında yazım yayınlandı, sözünü tuttu, tekine bile müdahale etmedi, yazarın bağımsızlığına son derece saygılı davrandı
Ona içtenlikle teşekkür ediyorum.
Ayrılıyoruz
Bugün, Özer Kanlı’nın son çalışma günü.
Kıbrıs Gazetesi sahibi YEŞİL VATAN MEDYA GURUBU’nun, öyle uygun görmesi üzerine, 10 aydan beri büyük bir başarıyla sürdürdüğü görevinden bugün ayrılıyor.
Bana gazetede yazma teklifini o yapmıştı. Öne sürdüğüm şartlarımı o kabul etmişti.
Dolayısıyla, onunla birlikte ayrılmayı, KIBRIS Gazetesi’ndeki köşe yazılarıma bugün itibarıyla son vermeyi, yazarlık/gazetecilik etiği açısından gerekli görüyorum.
Yeşil Vatan Medya Gurubu’nun gerekli görmesi halinde, yeni dönem için yazma koşulları elbette konuşulabilir.
Ben, milli mücadelede kendini kanıtlayan yol ve dava arkadaşım Özer Kanlı yönetimindeki KIBRIS Gazetesi’ni, milli davamızı, Anavatanı, KKTC’yi savunmak için, Türkiye – KKTC karşıtlarına ve 5.KOL’a karşı bir mücadele aracı, bir savunma mevzisi olarak gördüm. Bana, ayrılan köşeyi bu bilinçle kullandım…
Ama elbette tek mevzi değil.
Sosyal medya da var
Sosyal medya, mücadeleci insanlara, fikirlerini ortaya koymak için sınırsız imkanlar sunuyor.
Facebook sayfamda yazılarımı okuyup paylaşan 5000 civarında arkadaşım var.
Twitter’de, başta Anavatan olmak üzere, Dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Türklerden, 24 binden fazla takipçim var. 3 milyonu aşkın kişi tarafından okunan paylaşımlarım oldu.
Yazılarımı paylaştığım, çok değerli kanaat önderlerinin ve alanında uzmanların üye olduğu, kendi WhatsApp gurubum var. Türkiye ve KKTC’de birçok WhatsApp gurubunun da üyesiyim.
Yazılarımı düzenli yayınlayan 4 internet Gazetesi ve birçok Web sitesi var.
Özetle yazılarıma devam edip, halkımıza ve Türk kamuoyuna sosyal medya üzerinden ulaşmaya devam edeceğim.
Türkiye-KKTC karşıtları, federasyoncular, emperyalist güçler ve içimizdeki işbirlikçileri ile 5. KOL fazla sevinmesin!
Elim kalem tuttuğu, beynim çalışmaya devam ettiği ve bende bu yürek olduğu sürece, onlarla mücadeleye, onları eleştirmeye, tezlerini çürütmeye, dayanaksız argümanlarını yerle bir etmeye ve onları teşhir etmeye devam edeceğim.
Bu düşüncelerle, bugüne dek yazılarıma hiçbir müdahalede bulunmayarak aynen yayınlayan Özer Kanlı kardeşime, yazılarıma gazetesinde yer veren Yeşil Vatan Medya sahiplerine ve değerli yorumları ile beni teşvik eden siz değerli okurlarıma teşekkür ediyorum.
Sosyal medya platformlarında görüşmek üzere…
Yorumlar kapalı.