Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, güzel işlere imza atıyor.
Çalışkan, yaratıcı, sorun çözücü, partizanlıktan uzak,birleştirici bir başkanlık sergiliyor..
Seçildiği gün parti rozetini çıkararak, hangi siyasi görüşten olursa olsun, tüm Girnelilerin Belediye Başkanı olduğunu açıkladı.
Bu yönde son icraatı, yeniden düzenlenen belediye binası önündeki büyük meydana, TMT’nin kurucusu, milli mücadele liderimiz, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın adını vermesi oldu.
Halk bu birleştirici, vefalı karara muazzam bir destek verdi, sosyal medyada yüzlerce destek yorumu paylaşıldı.
Ne yazık ki, milli değerlere saygısı olmayan bazı ideolojik bağnazlar, bu karar nedeniyle onu eleştiriyor.
Murat Şenkul, onlara, alkışa değer şu yanıtı verdi:
– “CTP’liyim ve CTP’li olmaktan da gurur duyarım. Ancak ben CTP’li Girne Belediyesi Başkanı değilim. Ben Girne Belediyesi Başkanıyım. Aldığımız tüm idari ve yönetsel kararlar da bu prensip çerçevesinde şekillenir. Geçmişte alınan bir kararı uygulamaya sokmak için gerek olmamasına rağmen yeni meclisin iradesine sunduk ve oybirliği ile uygulamanın devam kararını hep birlikte aldık… Bazı arkadaşlarımın yazdıklarını okudum onları anlamakla beraber görüşlerine katılmam mümkün değil… (Geçmişte) Benim yaşadıklarım, Sayın Rauf Raif Denktaş’ın, Dr. Fazıl Küçük ile birlikte Kıbrıslı Türklerin iki toplum liderinden biri olduğu ve toplumun oldukça geniş bir bölümünün saygı ile andığı bir kişi olduğu gerçeğini değiştirmez…”
İşte Halkın, hangi makama seçilirse seçilsin, göreve getirdiği kişilerden beklediği yaklaşım budur.
Görevinde ideolojisini, parti rozetini bir yana bırakacak, tüm Halka hizmetle yükümlü olduğunu bilecek, birleştirici olacak, hangi siyasi görüşte olursa olsun Halka, vatana, devlete, Cumhuriyetimize hizmet edecek…
Dilerim bütün seçilmişler, görevlerinde bu ilkeleri benimserler, bağnazlara boyun eğmezler, onlara şirin görünmek için milli değerlerimize saygısız davranmazlar…
7 yıl önce fark etmiştim
Aslında Murat Şenkul’un, CTP içinde çokça bulunan ideoloji bağnazlarından farklı, milli değerlere saygılı, tarih bilincine sahip, Rum hakimiyetçiliğinin farkında olan ve bunu yüksek sesle söylemekten çekinmeyen bir genç olduğunu, 7 yıl önceki bir paylaşımında fark etmiştim.
2016’daki söz konusu paylaşımında şöyle diyordu:
– “ Kıbrıs’ta çözümün önündeki engel olarak ısrarla Türkiye’yi ve Erdoğan’ı görenler ve bu masala inanmamızı bekleyenler, çıkıp bize 2 sorunun cevabını da verecekler!
Soru 1: Annan Planı’na Türkiye mi, Rumlar mı hayır dedi?
Soru 2: “%18 nüfus oranına sahip bir toplumun, ülkenin tümünü yönettiği nerde görüldü” açıklamasını TC Diyanet İşleri Başkanı mı, yoksa Rum kilisesinin Başpiskoposu mu yaptı?
Bunları yazdım diye Kıbrıs’ta çözüme inanmıyor da değilim, sadece gerçekler üzerinden yürümeyi tercih ederim. 2 dakikada bir abidik/gubidik haber ajansının yalan haberini referans alıp, ‘PUTİN’in,bu günlerdeki en önemli stratejik ortağı Erdoğan’a Kıbrıs için rest çektiğine’ inanacak kadar gerçek dünyadan uzaklaşmış insanlar arasında değer verdiğim, önemsediğim birçok “SOL” görüşlü “Aydın “olması, benim için üzücü bir durum!… Yenidüzen gibi bana göre bu ülkenin en önemli gazetesinin bu haberi araştırmadan paylaşması da ayrı bir üzüntü noktasıdır. Yukarda yazdıklarımdan gocunmadan dile getirdiğim eleştirilerin muhatapları kendilerini sorgulamalıdır. “
7 yıl önce bu paylaşımını okuyunca “bu genç bilinçli ve cesur. Değişmezse halk onun önünü açar, layık olduğu yere getirir” diye düşünmüştüm.
Yanılmadım. Halk önünü açtı, ilk aşamada Belediye Başkanı yaptı. O da bu güvene kayık olduğunu, yaptığı başarılı icraatlarla gösteriyor.
Aynen devam Murat Şenkul.
Bir başka genç
CTP içinde dikkatimi çeken bir başka genç değer ise, tarih bilincine sahip olan ve gerçekleri yüksek sesle söylemekten çekinmeyen akademisyen Bilge Azgın’dır.
O da dün sosyal medya paylaşımında özetle şöyle yazdı:
“1970-1980 arası Türkiye’de yaşanan sol-sağ kimlik çatışmasına hâlâ devam etmek isteyenler olabilir… Rahmetli Denktaş’ın en önemli sözlerinden biri, “Halkım beni Türk askerini adaya getiren kişi olarak hatırlasın”dır. Bunun ne demek olduğunu hala anlamayan kardeşlerimiz var! Türk Askeri 1974 Barış Harekâtı’nda, Yunan ve Rum askerleriyle girdiği savaşı kazanmasaydı, Kıbrıslı Türkler hala adanın yüzde 3’üne sıkışmış etnik gettolarda yaşıyor olacaktı. Türkiye’nin gönderdiği baklagillerle ve maaşla yaşamaya çalışıyor olacaktık! Ve AKEL, hala daha yaptığı gibi, Kıbrıslı Türkler’in haklarını gasp etmeyi amaçlayan MAKARİOS’u (13 Maddeyi) destekliyor olacaktı! Rahmetli Denktaş’ın en güzel ve samimi sözlerinden bir diğeri, “Allah Türk askerinden razı olsun”dur. Kalbi samimi olan bir insan, Denktaş’ın (istediği kadar size göre faşist olsun) bunune kadar samimi ve içten söylediğini anlar… Bunu yapanlar benim Işık Kitapevi’nde rahmetli Hristofias’a “şimdi sen bize emperyalizmi anlatmayı bırak.Sen cumhurbaşkanı iken Kıbrıslı Türkler’e yapılan faşist saldırılara karşı ne yaptın onu söyle” diye neden sorduğumu anlayamaz!.. Hristofias Kıbrıs’lı Türkleri satabilir, ancak Naci Talat ve Denktaş gibi vatan için çarpışanlar, Kıbrıslı Türkleri ölür ama satmaz ve sattırmaz!!! Hirondel’in yeni isminin ‘Rauf Raif Denktaş Meydanı’ olmasını yürekten kutluyorum… Erenköy’de Naci Talat ve Denktaş birlikteydi. AKEL’in desteklediği Makarios’un çoğunluk diktatörlüğü kurma hedefine karşı savaşıyorlardı… Gelecek kuşaklar için bu tinyozlukların önlenebilmesi, Naci Talat’ın,“AKEL’in kuyruğundaki maşrapa olmayacayık” sözü ile, Denktaş’ın “Kıbrıs Türk halkı beni bu adaya Türk askerini çıkartan kişi olarak hatırlasın” sözünün BİRLİKTE söylenmesine bağlıdır ve bu elzemdir. AKEL, önce, Kıbrıslı Türkleri azınlığa düşürmeye çalışan MAKARİOS rejimini neden desteklediğini bize anlatsın!!!….”
Bravo Bilge kardeşim.
İşte, Kıbrıs Türk halkının görmek istediği vatansever sol aydın karakteri budur.
CTP içinde bu nitelikte Birikim Özgür ve Sıla Usar gibi genç değerler de var.
Umarım Murat Şenkul, Bilge Azgın, Birikim Özgür, Sıla Usar gibi tarih bilinci güçlü gençler, CTP içinde çokça var olan AKEL’Cİ bağnazlar tarafından harcanmazlar…
Yorumlar kapalı.