Sabahattin İsmail

Sonsuza dek Cumhuriyet, Sonsuza dek Anavatan, Sonsuza dek Atatürk








   Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk’ü minnetle, hasretle, sevgiyle anıyoruz…
Bugün, Türk Ulusu’nun en büyük bayramlarından biridir.
Türkiye Cumhuriyeti, ulusumuza altın tepsi içinde sunulmamıştır…
Cumhuriyetimizi yerde bulmadık…
Bu Cumhuriyetin temelinde, Türk ulusunun canı, teri, özverisi ve milyonlarca şehidin kanı vardır…
1911 Trablusgarp Savaşı, 1912 Balkan Savaşı, 1914’de birçok cephede 1. Dünya Savaşı, Doğu’da Rus işgali, 1915 Çanakkale Savaşı, 1918 yurdun 7 düvel tarafından işgali, ordunun silahsızlandırılıp dağıtılması, Yakılıp yıkılan Anadolu, on binlerce Türk’ün acımasızca katli…
Anadolu işgali ve ihanetler

Emperyalizmin, SEVR paçavrası uyarınca Anadolu’yu paylaşması…
1919, emperyalizmin taşeronu barbar Yunan işgali…
Ermeni çetelerinin, Pontus Rum çapulcularının, isyancı Kürt aşiretlerinin, asi Çerkez Ethemlerin, hain Hilafet ordusunun ve Anzavur eşkıyalarının sırtımızdan vurmaları…
Gericilerin, yobazların, İngiliz işbirlikçilerinin, ABD mandacılarının, vatan hainlerinin, işbirlikçi basının, Ali Kemallerin, padişah ve avanesinin ihanetleri…
O karanlık, ölüm dolu, sefalet içindeki, acılı ve umutsuzluk günleri….
Ve o karanlıktan bir güneş gibi doğan, bir “Çılgın Türk”, bir ışık, bir kahraman önder: MUSTAFA KEMAL…
Ve O’nun öncülüğünde, yediden yetmişe Türk Ulusunun top yekun varoluş savaşı…
Rumeli ve Anadolu Müdafa-ı Hukuk Cemiyetleri, yerel direnişler, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri, Kuvva-yı Milliye’nin örgütlenmesi, Türk ulusunun, canını dişine takarak, varı ile yoğu ile top yekun seferber olması…
Yoktan var edilen bir ordu…
İnönü savaşları, Sakarya Savaşı, Başkomutanlık Meydan Savaşı, işgalci Yunan’ın 9 Eylül’de denize dökülmesi…
Emperyalist işgalcilerin “geldikleri gibi gidişleri”…
Sömürge halklara örnek oldu

Yıkılan, parçalanmış, her karış toprağı işgal edilmiş, sefalet, yokluk, açlık, yoksulluk içindeki köhne bir imparatorluğun külleri üzerinde halk iradesinin hakim olduğu bağımsız-egemen çağdaş, devrimci bir Cumhuriyet kuran, toplumu kökten değiştirecek birçok devrimi ardı ardına cesaretle gerçekleştiren büyük Atatürk, ne denli uzak görüşlü bir devlet adamı olduğunu da kanıtlamıştır…
Dünyanın yarısından çoğunun sömürge veya yarı sömürge olduğu; aydınlarının önemli bir kısmının Avrupa, İngiliz, Amerikan mandasını savunduğu; önemli bir kısmının ise saltanat, hilafet ve şeriat yönetiminin devamını desteklediği bir dönemde, halk egemenliğine dayalı tam bağımsız, laik, halkçı, devrimci Cumhuriyet yönetimini kuran büyük Atatürk, sömürge halklarına da örnek olmuştur.
Hindistan’ın, Cezayir’in, çok sonraları Latin Amerika’nın bağımsızlık savaşçıları O’nu örnek almıştır…
Bağımsızlık savaşçılarının göğüslerinde, ilham aldıkları Atatürk’ün fotoğrafları saklıydı…
Emperyalistler hazmedemedi

Ne ki, emperyalizm ve maşası gericilik, 100 yıl sonra bile Cumhuriyeti hazmedememiştir.
Hala Sevr hayalleri ile yaşamakta, hala rövanş almaya çalışmaktadırlar…
Atatürk’ün adını ve eserlerini her yerden ve Halkın bilincinden silmek, Atatürk düşmanlığı yaratmak, dini-etnik gruplara azınlık hakları ve özerklik vererek ülkeyi bölmek, Patrikhane’ye Vatikan statüsü tanımak, Ermenilere toprak/tazminat vermek ve Türkiye’ye “soykırımcı” damgası vurmak için yoğun bir çaba içine girmişlerdir…
Kuvva-yı Milliyeci, Atatürkçü Türk Ulusu’nun, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bunlara geçit vermeyeceği açıktır…
Bunu anlamak istemeyenler Türk Ulusu’nun her gün daha çok artan Atatürk sevgisine baksınlar…
Atatürk’ün kurduğu ve Türk gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin, gerekirse ikinci bir kurtuluş savaşı vererek kutsal emaneti ve ülke bütünlüğünü koruyacağını görmek istemeyenler çok ağır bedel ödeyeceklerdir…

Kıbrıs Türk halkı benimsedi
Sömürgeci İngiliz’in entrikaları sonucu Anavatanından koparılan, ancak aidiyetini unutmayan, Türk kimliğine sahip çıkan, Türk bayrağını göğsünde saklayan Kıbrıs Türk Halkı da, milli varoluş mücadelesinde, büyük Atatürk’ü ve kopmaz bir parçası olduğu Türk ulusunu rehber almıştır…
Kurtuluş Savaşı günlerinde Anadolu’ya gizlice yardım götüren, bu nedenle zindanlara atılan, Anadolu’ya geçerek mücadeleye katılan, yararlılık gösterip beyaz şeritli istiklal madalyası alan, daha sonra yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanma çağına, yurdun dört bir yanında, doktor, mühendis, asker, milletvekili, öğretmen, vali muavini, müdür, memur vb. görevlerle katılan sayısız Kıbrıslı Türk vardır…(Bu konuda Türkiye ve KKTC’de tek kitap olan “Atatürk Döneminde Türkiye- Kıbrıs İlişkileri (1919-1938)” adlı kitabımda birçok detay vardır)
Kurtuluş Savaşına katılamayanlarımız ise, İngiliz sömürge yönetiminin baskılarına karşın, düzenledikleri bağış kampanyaları ile topladıkları para, yiyecek, yakıt ve giyeceği gizlice Anadolu’ya göndererek Türk ulusunun bağımsızlık ve egemenlik mücadelesine katkıda bulunmuştur.
Aydınlarımız, yayınladıkları gazetelerle, inançlı ve coşkulu yazılarıyla Kurtuluş Savaşımıza destek vermişlerdir.
Atatürk Türkiye’si ise, 1925 yılında ilk konsolosluğunu Kıbrıs’ta açarak, gazetelerimize, eğitimimize büyük maddi-manevi katkılar yaparak, gençliğimize özel üniversite bursları vererek, en değerli öğretmenlerini bize göndererek Kıbrıs Türk Halkına ve Kıbrıs’a verdiği önemi göstermiştir…
Bu ilgi daha sonraki yıllarda artarak devam etmiş ve silahlı direniş yıllarımızda askeri-siyasi-maddi destekle yoğunlaşarak 1974 Barış Harekatı ve KKTC ilanı ile doruğa ulaşmıştır…
Kıbrıs Türk Halkı, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin destek ve ilgisine mazhar olduğu, Atatürk ilke ve devrimlerine gönüllü olarak sahip çıkıp uyguladığı, O’nun devrimci kahraman ordusu ile bütünleştiği için gururludur, mutludur.

Et ve tırnağız, ayıramazlar!

Türkiyesiz bir Kıbrıs, Türkiye’den kopmuş bir KKTC, Türk Ulusundan ayrı bir Kıbrıs Türk Halkı düşünülemez bile…
Bu nedenle, emperyalizm, Rum-Yunan ikilisi ve içimizdeki işbirlikçileri ne yaparsa yapsınlar, Kıbrıs’ı, KKTC’yi ve Türk Halkını, Anavatan Türkiye’den asla koparamayacaktır…
Halkımız, canı-kanı pahasına kurduğu Cumhuriyetini ve egemenliğini, Türkiye’mizin desteğiyle, sonsuza dek koruyarak yaşatacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, ışığımız, güvencemiz, geleceğimiz, gururumuz olan Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü coşku ve heyecanla kutluyoruz…
Bu anlamlı günde, büyük Atatürk’ü, silah ve dava arkadaşlarını, Cumhuriyeti korumak için can veren şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz…
Atatürk; Türklük, Türk milliyetçiliği, akıl, bilim, millet egemenliği, Cumhuriyet, halkçılık, devrimcilik, laiklik, tam bağımsızlık, anti – emperyalizm, barış ve geleceğe dair umuttur.
Emperyalizme, işbirlikçilerine, mandacılara, gerici yobaz tarikatçılara, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına inat;
Sonsuza kadar Anavatan, sonsuza kadar Cumhuriyet, sonsuza kadar Atatürk…

Sonsuza dek Cumhuriyet, Sonsuza dek Anavatan, Sonsuza dek Atatürk
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.