Yeniden uyarıyorum.
Rum yönetimi ve BM Misyon şefi Colin Stewart, yaptıkları, içeriğini bilmediğimiz gizli mutabakatla, Pile Türklerine ve KKTC ‘ye büyük bir tuzak kurmuşlardır.
İnşaatı hızla süren Pile yolu 10-15 gün içinde bitecektir.
O nedenle yol bitmeden inanılmaz bir süratle harekete geçerek, dededen toruna, yüzlerce yıldır Pileli Türkler tarafından kullanılan ve Rum yönetiminin her zaman el koymak için fırsat kolladığı binlerce dönümlük arazinin, yol güzergahı üzerindeki bir bölümünü,iki gün içinde temizlemişler,arsa açmışlar ve inşaata hazır hale getirmişlerdir.
Hedefleri, Yiğitler’den gelen yolun Pile’ye gireceği noktada, ara bölge içinde açtıkları arsaları dağıtıp inşaata başlamak ve yolun o noktadan köye girişini engelleyerek 200 metre uzaklıktaki İngiliz Üs bölgesi içinden geçirilmesini dayatmaktır.
Bunun olması halinde yolun hiçbir anlamı kalmayacak ve şimdi olduğu gibi İngiliz Üs komutanlığının insafına, engellemelerine, eziyetine mahkum olunacaktır.
Yerinde gözlem
Pile’de, arsaların açıldığı noktaya gidip inceleme yapan çok güvendiğim Pileli arkadaşlarım, oradan beni arayarak, yapmakta olduğumuz yolun, Bayraktepe’deki mevzimizin yanından geçip Pile’ye gireceğini, Rum yönetiminin ise, BM Barış Gücü korumasında mevzimizin hemen altında, tam yolun geçeceği noktada arsa açtığını ve büyük ihtimalle yol oraya gelene kadar o arsalarda inşaata, başlayacaklarını bildirmişlerdir
Böylece, niye bu denli olağanüstü hızla hareket ettikleri ortaya çıkmıştır.
Rum yönetimi ve Colin Stewart, eğer bir tuzak ve art niyet içinde olmasalardı, tüm bürokratik işlemleri, haritaları, planları, projeleri bir gün içinde tamamlayarak, iş makinelerini bir gün içinde bölgeye sevk ederek arsaları açmazdı.
Mutabakat sağlandığı geçtiğimiz Cuma günü resmen açıklanmış, Pazartesi iş araçları bölgeye girmiş, Çarşamba öğleden sonra itibarı ile arsaların açılması tamamlanmış ve iş araçları bölgede ayrılmıştır.
Özetle, önceki gün de vurguladığım gibi Colin Stewart – Rum yönetimi işbirliği ile kurulan büyük bir tuzakla karşı karşıya bulunuyoruz.
Bizim de aynı hızla hareket edip bu tuzağı bozmamız ve geri adım atmaması halinde Colin Stewart’ı İSTENMEYEN ŞAHIS İLAN ETMEMİZ gerekmektedir.
İsrail BM Genel Sekreteri GUTERRES’İN istifasını isterken, biz memur Colin’i İSTENMEYEN ŞAHIS ilan etmekten mi korkacağız?
Devamla, arsa açtıklarına bakmadan, yapmakta olduğumuz yolu, belirlediğimiz güzergahtan geçirmemiz, böylece, İngilizlerin insafına kalmayı önlememiz şarttır.
İkinci hedefleri
Rum yönetiminin ikinci amacı ise, asırlardır Türklerin kullanımında olan hali arazileri GASP ETMEK, KENDİ EGEMENLİĞİNİ/OTORİTESİNİ DAYATMAK ve arsaları Rumlara dağıtmaktır.
Arada, kendileri ile işbirliği yapan ve kim olduklarını çok iyi bildiğimiz, işbirlikçi bazı Türklere de birkaç arsa vererek, güya “ayırımcılık” yapmadıklarını göstereceklerdir.
Bu durumu da reddetmeliyiz.
Asırlardır Türkler tarafından kullanılan binlerce dönüm hali arazinin, Rum yönetimi tarafından gasp edilip Rumlara dağıtılması kabul edilemez.
Hali arazilerde Kıbrıs Türklerinin de eşit pay hakkı ve KKTC ‘nin de eşit söz hakkı vardır.
Rum yönetimi Pile’deki başka hali arazileri zaten çoktan Rumlara dağıtmıştır. Oralarda konutlar, üniversite, sinema, yol, market yapılmıştır. Yaptığımız itirazlar BM Barış Gücü tarafından sadece not edilmiş ama Rum malı götürmüştür..
Durum böyle iken, şimdi de Türklerin kullanımındaki hali arazilerin alınıp Rumlara verilmesi GASPTIR. TOPRAK İŞGALİDİR, ASLA KABUL EDİLEMEZ, ASLA PROTESTO İLE YETİNİLEMEZ.
Yapılması gereken
Yapılması gereken KKTC hükümetinin, alacağı bir kararla o hali arazileri, dededen toruna, asırlardır kullanan Pileli Türklere tapulamak ve Rum yönetiminin bölgeye çökmesini her yolla engellemektir.
Bölge Rum egemenliğinde değildir. Pile, BM Barış Gücü kontrolünde ÖZEL STATÜSÜ OLAN bir bölgedir. Rum egemenlik iddia ettiğine göre, bizim de egemenlik iddiamız olmalıdır.
BM Barış Gücü, kimin egemen olduğunu belirleyecek bir mahkeme değildir, böyle bir yetkisi yoktur.
Ya Rum’un, Türklerin kullandığı toprakları GASP ETMESİNİ önleyecek, ya da bunu biz önleyeceğiz.
Kisinger’in deyişiyle birilerinin çıkardığı kriz, daha büyük bir kriz çıkararak kontrol edilebilir.
Bu ilkeyi, Pile’de, Rum yönetimi – Colin Stewart ikilisinin kurduğu tuzağı kafalarına geçirmek için kararlılıkla uygulamalıyız
Pile’den mesaj var
Pileli arkadaşlarım ayrıca şu önemli mesajı de göndermişlerdir
“ Değerli kardeşimiz Sabahattin bey,
Pile ile ilgili yazılarınızı çok yakından takip ediyoruz, takdir ediyoruz. Hassasiyetiniz bizi mutlu ediyor. Şu görüşlerimizi de size bildirmek istiyoruz
1-Yolun Pile’ye girişi, Bayrak tepe mevzimiz yanından başlayan iniş noktasından olacaktır. Rum o noktaya acele arsa açmakla engel koymuştur. Yolu, İngiliz üsleri içinden geçirmek istiyorlar ki, İngilizler bölgede kontrolü kaybetmesin. Bu asla kabul edilmemelidir. Yolun orijinal güzergahı tepedeki mevzimizin yaklaşık 150- 200 metre yanından inip, mevcut kulüp binasının hemen kuzeyinde, bu maksat için bırakılan 12 metre genişliğindeki yoldur. Oradan anayola bağlanmalıdır.
2-Yol üzerine bir BM denetim noktası kurulacaksa, bir benzeri de köyün Rum tarafından gelen güney girişinde kurulmalıdır. Pile’nin içerisinde Vietnamlı, Hintli, Kürt, Gürcü, Çinli vb yabancılar hiçbir işlem ve denetime tabi olmadan ikamet ettiği için bu şarttır.
3- Çayhan Düzlüğü’ndeki hali arazilerin kontrol ve dağıtımında Rumların hiç bir hakkı olmamalıdır. Rumlar, köy içindeki tüm hali arazilerle, Ortak Kooperatife ait arazileri üzerlerine geçirdiler ve geçirmeye devam ediyorlar, dolayısı ile haklarını zaten fazlası ile aldılar.
4- Çayhan Düzlüğü’nde mevcut iki su kuyusu, Rum Devletinin hedefleri arasındadır. Bu su kuyularının bir tanesi şu anda futbol sahasını sulamak için kulübün kullanımındadır. Rumlar 3 defa ele geçirme girişiminde bulundular. Buna izin verilmemelidir.
5- Yiğitler- PİLE yolu mevcut sahamızın yaklaşık 1 km. Batısından, tam su kuyusunun yanından geçecek. Kulüp, O noktadan sahaya kadar bir yol açtı. Bu yolun da yapılmasını istiyoruz. Çünkü KKTC’den maç için gelen takımlara, TC kökenli oyuncuları olduğu gerekçesiyle İngiliz Üs komutanlığı tarafından geçiş izni verilmiyor. Bu nedenle Kulüp, 2007’den beri maçlarını hep yabancı sahalarda yapıyor. Bu eziyete son vermek için takımlar yeni yoldan ve bu güzergahtan gelmelidir.”
Yorumlar kapalı.