Bir yıl kadar önce Kıbrıs medya grubu bünyesindeki radyo ile televizyonun lisansının devralınmak istendiği, KIBRIS gazetesi, CyprusToday ile kibrisgazetesi.com web sitesinin de isim haklarının satın alınacağı şahsıma bildirilmişti.
Kıbrıs Yeşil Vatan Medya Ltd. yetkililerime projeyi sordum; “KKTC halkı için en iyisini yapacağız” denildi.
İzlenecek politikayı de konuştuk ve tam bir anlayış birliği ile yola koyuldum.
Hedef açıktı…
1- KKTC medyasının en önemli kuruluşlarından biri olan “KIBRIS” grubunun aşağıya doğru gidişini tekrar yukarıya çevirmek.
2- Kıbrıs Türkü’ne yakışır kaliteli bir televizyon, FM radyosu, web haber portalı ortaya çıkarmak.
3- Kıbrıs Türkü’nün daha güzel yarınlara ulaşması, refahı, kalkınması, milli davanın hedefine ulaşması için gereken demokratik tartışma ortamını yaratmak, fikir ve düşüncelerin yayılmasını sağlamak, halkın ihtiyaç duyduğu kaliteli programları yapmak ve yayınlamak.
Peki ne oldu?
Hedeflerimiz doğrultusunda çok ciddi bir yol aldık.
Ben ve çok değerli, arkadaşlarım, kardeşlerim, 11 ayın sonunda klasik gazeteciliğin bir ürünü olan gazeteye dinamizm getirmeyi en hızlı bir şekilde doğru olarak haberleri okuyucularımıza ulaştırmayı başardık.
Klasik gazeteler tüm dünyada, Türkiye’de ve bizde sosyal medya ve internet gazeteciliğinin etkisi ile tiraj açısından sıkıntı yaşarken KIBRIS gazetesini aldığımız noktadan geriletmedik.
Tüm raporlar elimdedir.
Kimse yalana başvurmasın.
Bunu yaparken KIBRIS’ı yakın geleceğe hazırladık.
İnternet üzerinden abone olunabilecek bir KIBRIS gazetesi ortaya çıkarmak için gereken altyapıyı oluşturduk.
Kısa süre sonra çok cüzi bir abone ücreti ile KIBRIS gazetesinin tüm sayfalarını cep telefonlarından, diz üstü ve masa üstü bilgisayarlarından takip etmek mümkün olacaktı; inşallah olur.
Yeşil Vatan Kıbrıs Medya Grubu’nun çok değerli sahiplerinin ileri görüşlülüğü ve KKTC’ye verdikleri değerin bir sonucu olarak Girne Amerikan Üniversitesi’nin Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nde, Atatürk Spor Salonu karşısındaki yarım kalmış medya binasının alınmasına ön ayak oldum.
İyi de yaptım.
Hem “ ambar” haline gelen bir bina asıl fonksiyonuna kavuşmuş olacak yakında, hem de KKTC gerçekten çağdaş bir medya merkezine…
Yine çok değerli arkadaşların katkısı ile KKTC’nin en kaliteli, en gelişmiş TV stüdyolarının orada kurulmasını hayal ettik, tasarladık, ilgililere sunduk.
Tasarılarımıza göre Kıbrıs FM, www.kibrisgazetesi.com, KIBRIS gazetesi, İngilizce gazetemiz CyprusToday de tabii ki o binada yer alacaktı ve inşallah alacak da…
Nasıl bir yayın mı planlamıştık TV için?
HD kalitesinde sabah saat 07.00’den en az gece 24.00’e kadar çağdaş normlarda yayın yapan yeni bir TV haber kanalı olacaktı; inşallah olur.
Ben ve arkadaşlarım işi devraldığımızda susan, hiçbir programı olmayan bir KIBRIS FM radyosu vardı.
Selvilitepe’deki FM vericisini tamir ettirdik ve kısa süre içinde inanılmaz az bir harcama ile dinlenen, günde an az 4 kuşak programı olan reklam alma oranı yükselen bir radyo noktasına geldik.
Hedefimiz çok kısa süre sonra devre dışı olan Sinandağı’ndaki FM vericisini de az bir harcama ile devreye sokmak ve Dipkarpaz’a kadar ulaşmaktı.
CyprusToday’in web sayfasını yenilemek ve günlük haber girişi yapılan, özellikle ülkemizdeki yabancıların anlık, günlük takip edebileceği bir web gazetesine evrilmesini sağlamak da diğer bir hedefimiz idi; inşallah başarılır.
Her yere yetişmeye elimden geleni yapmaya çalıştım arkadaşlarımla birlikte ama itiraf edeyim ki en fazla ilgiyi web haber portlarına gösterdim.
Televizyonda yapacaklarımızı stüdyoların bitimine bırakmayı yeğledim.
Biz işe koyulmadan önce www.kibrisgazetesi.com web sitesi TV bölümünde, 08.00-17.00 saatleri arasında genellikle TAK haberlerinin girildiği bir haber portalı idi.
Orada genç bir ekip oluşturduk ve orayı, en az 07.00-24.00 saatleri arasında en son ve en doğru haberleri veren, yerinden canlı yayınlar yapan bir haber portalı haline getirdik.
KKTC yerel seçimlerini, Anavatan Türkiye’de meydana gelen asrın deprem faciasını, şampiyon meleklerimizin haberlerini, Türkiye seçimlerini, ülkemizde meydana gelen pek çok diğer olayı, haber portalımızda, gazetemizde, TV’de en hızlı ve en doğru şekilde verdik.
Kurum dışından aldığımız hizmetle sosyal medya ve internet haber portalımız için bizlere rapor sunuluyor.
Bu raporlara göre şu anda www.kibrisgazetesi.com “organik” olarak en fazla ziyaret edilen web haber portalı…Instagram’da da aynı başarı söz konusu. Facebook’ta ise geçmişte yapılan bazı yayınlardan dolayı yaşanan sıkıntılara rağmen üçüncü durumdayız.
TV’ye çıkan konukların sayısını artırdık, çıkan konukların haberleri yapılmazdı yaptık. Meclis oturumları takip edilmezdi, takip edip konuşulanları, yapılanları, haberleştirerek anında yayınlamaya başladık.
Ahmet Tolgay, Akay Cemal, Hasan Hastürer, Olgun Beyoğlu, Mustafa Haşim Altan, gibi bu ülkenin en önde gelen üç köşe yazarına, Sabahattin İsmail, Nazım Beratlı, Bülent Fevzioğlu, Ata Atun, Gökhan Güler gibi ülkenin diğer en önde gelen köşe yazarlarını ekledik.
Ödül Muhtaroğlu arkadaşımız kendi arzusu ile bizimle konuşarak Yeni Düzen’e giderken Özgür Yeleğen gibi bana göre bu ülke için şans olan, bilgi seviyesi yüksek, kafası çalışan, yürekli bir ekonomistini ekonomi yazarı olarak kadromuza kattık.
Tüm bunlara karşın ayrılık günü geldi çattı…
Ben daha önce de 10 yıl part-time olarak hizmet verdiğim KIBRIS gazetesinde 11 güzel ay geçirdim.
Tüm kadrodan Allah razı olsun.
Benim işimi yapmak için herkes elinden geleni yaptı.
Akay abim dünkü veda toplantısında benim için konuşurken çok güzel şeyler söyledi.
Bunlar benim için en büyük kazançtır.
Eğer, aşağı aşağı giden bir kuruluşun kaderini değiştirmeyi başarma yolunda ciddi katkı yapabilmişsem, umutsuzluğu umuda çevirebilmişsem en azından orada olduğum sürece, bazı gençlere iş olanağı yaratabilmişsem, onlara meslekleri için bir şeyler katmışsam, Akay Cemal gibi yıllardır beni tanıyan birisi beni övüyor ve “Bakmayın zaman zaman parlamasına altın gibi kalbi var” diyorsa, ne mutlu bana.
Kolay değil böylesi bir ortamdan ayrılmak ama ne demiş büyük şair, düşünür, romancı Atilla İlhan…
AYRILIK DA SEVDAYA DAHİL…
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
her yerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
her şey onunla ilgili
telâşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fenâ kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız
BU ÜLKEDE KIRK YILDIR GAZETECİLİK YAPIYORUM; birileri, birilerine bana itibar suikastı düzenletse de, birileri linç dili kullandırsa da benim için, aleyhine yalan dolanlarla yayın yaptırsa da gerçekler ortadadır.
Ben doğrucuyum.
Belgeye, bilgiye dayalı ve sadece vatan, millet için yazarım.
Ve bu can bu bedende durdukça kendim, ailem ve milletim için doğru bildiklerimi savunmaya, söylemeye devam edeceğim.
KİMİN NEYİ NİÇİN DEDİĞİNİ, NEYİN NİÇİN YAPILDIĞINI biliyorum.
Bazı şeyleri bilerek susuyorsam, yazmıyor, konuşmuyorsam SEVDALARIMDAN DOLAYIDIR…
Mücadeleye devam…
Tüm mesai arkadaşlarıma bundan sonrası için başarılar dilerim.
Allah hepsinden razı olsun.
Bırakacağım haberi çıktıktan sonra arayan, soran yüzlerce dosta, arkadaşa binlerce teşekkür.
Yorumlar kapalı.