Birileri istediği kadar kendi Devlet Başkanı’na saldırsın, Rum Devlet Başkanı’nın peşinde koşup reklamını yapsın…
İstedikleri kadar kendilerine her şeyi veren devletlerine kötülük yapmaya çalışsınlar Rum Devleti’ni kutsasınlar…
İçimizdeki AKEL uzantıları, kimlik bunalımı yaşayanlar asla Kıbrıs Türkü’nün egemenliğinden, güvenliğinden vazgeçmesini, Rum hegemonyasına girmesini başaramayacaklar.
Evet, Kıbrıs Türkü vatanseverdir ama milliyetçidir, değerlerine bağlıdır.
Ve işler hiç de fena gitmiyor.
Kıbrıs Türkü olarak dünden bugüne Kıbrıs konusunda çok önemli mesafeler aldık.
Daha da alacağız.
KKTC, ya da adına ne derseniz deyin KIBRIS TÜRKÜ’NÜN EGEMEN OLDUĞU, DEMOKRATİK, ÇAĞDAŞ YAPISI ALTINDA YAŞADIĞI DEVLET MUTLAKA DÜNYADA HAK ETTİĞİ STATÜYE KAVUŞACAK, HAK ETTİĞİ YERİ ALACAKTIR.
Bu nasıl olacak?
Anavatan Türkiye güçlendikçe, biz doğru yolda ilerledikçe, ekonomimizi geliştirdikçe, izolasyonlara rağmen, onları delerek kültürümüzle, sanatımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla dünyaya açılmayı başardıkça olacak.
Zaten bugünlere de öyle gelmedik mi?
Anavatan Türkiye güçlendikçe biz de güçlenmedik mi?
O bize yardım ettikçe varoluş ve özgürlük mücadelemizi başarma yolunda ilerlemedik mi?
Bugün KKTC diye bir devlet ayakta duruyorsa, bu Devlet çatısı altında güven içinde yaşayabiliyorsak bu, Rum-Yunan ikilisi bu Devleti yok edip bizi Rum Devleti altında bir azınlık noktasına indirgeyemiyorsa bu Anavatan Türkiye sayesinde değil mi?
Bir zamanlar Türkiye KKTC’yi savunur, korur, kollarken nerdeyse yalnızdı.
Ama şimdi Azerbaycan var.
Bu noktaya kolay gelinmedi ama.
Azerbaycan’ın da zorlukları vardı.
“Bir millet iki devlet” denildi, Türkiye-Azerbaycan dayanışması ile Azerbaycan yavaş yavaş sorunlarını geride bırakmaya başladı.
Türkiye de, Azerbaycan da her alanda hızla gelişen ülkeler.
Dolayısı ile eskisine göre çok daha rahat konuşuyorlar, davranıyorlar, haklarını arıyorlar.
Azerbaycan artık hiç çekinmeden, kim ne der, ne yapar umursamadan KKTC için Türkiye’nin en büyük destekçisi.
KKTC’den 200 kişilik bir heyetin Bakü’ye yaptığı ziyaret işte bu gelişmelerin eseridir.
Bu ziyaret Azerbaycan’ın sözde değil sahada KKTC’yi desteklemekte olduğunun kanıtıdır.
Azerbaycan, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasına verdiği destekten sonra, şimdi de, KKTC’nin dünyadaki görünürlüğünün artmasına, Türkiye ve KKTC’nin “Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa bu İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM OLACAK” politikasına güç katıyor.
Efendim Sayın Cumhurbaşkanı Tatar’la, Sayın İlham Aliyev’in görüştükleri odada bayraklar yokmuş…
Güler ve “Sayın Aliyev’e verilen tabloya, Aliyev’in Ersin Bey’le birlikte basına gösterdiği tabloya bakınız” derim…
O tablo çok şey anlatır.
Unutulmasın ki Sayın Aliyev cumartesi gününe kadar Kazakistan’da idi ve döner dönmez hafta sonu olduğu için gittiği resmi ikametgahında Sayın Tatar’la görüştü.
Şurası bir gerçek ki, Azerbaycan da diğer bazı ülkeler gibi Rum yanlısı BM kararlarından, AB’nin yanlış tutumundan, yapacakları fenalıklardan çekindiği için henüz KKTC’yi resmen tanımıyor ama KKTC’ye fiilen devlet muamelesi yapıyor.
KKTC Bakü Temsilciliği bir Büyükelçilik gibi çalışıyor.
Temsilcimize Büyükelçi gibi davranılıyor.
Şu ana kadar Bakü’ye giden tüm Bakanlarımıza da “BM üyesi” diğer ülkelerin Bakanları gibi muamele yapıldı.
Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile Başbakan Ünal Üstel’e bu son ziyaretlerinde uygulanan protokol da diğer Cumhurbaşkanları ile Başbakanlara uygulanan protokol oldu.
Ersin Bey, 12 Ekim 2023 tarihinde Azerbaycan’a gelen tüm Konuk Devlet Başkanlarına uygulanan resmi prosedüre göre karşılandı.
Bu çerçevede KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, 13 Ekim 2023 sabahı her devlet üst düzey yöneticisine uygulanan devlet protokolüne uygun olarak önce “Umumi Milli Lider Haydar Aliyev’in Fahri Hıyaban’daki Anıt Mezarı’nı ziyaret ederek çelenk koydu, ardından da Azerbaycan Şehitliği ile Türk Şehitliğini ziyaret edip, özel defteri imzaladı.
Ersin Bey’in İlham Aliyev’le görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısını Azerbaycan’ı ziyaret eden diğer Devlet Başkanlarını izleyen medya mensubu kadar medya mensubu izledi.
Bu gelişmeler burada mı kalacak?
Hayır kalmayacak…
Daha pek çok şey olacak…
Yeter ki biz doğru yolda ilerlemeye devam edelim.
Yeter ki, Anavatan Türkiye’nin, bize destek veren dostlarımızın kıymetini bilelim…
“Yüzümüzü, Türkiye’ye dönmekten vazgeçelim, AB’ye dönelim” diyen içimizdeki AKEL propagandistlerine kulak vermeyelim.
Rum komşularımız akıllanıp bizim egemenliğimizi, AB çatısı altında iki devletli çözüm formülünü, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini kabul etmezlerse kaybeden kendileri olacaktır.
Yorumlar kapalı.