
Türklerin birlik ve beraberliğinden çekinenler, birlikteliği bozmak için oyun üstüne oyun kurguluyorlar. Kıbrıs Rum tarafı ile Yunanistan’ın bu kurguda yer alması doğal da, Avrupa Birliği’nin (AB) kraldan kralcı kesilmesine ne demeli?
Türkiye’yi 60 yıldır AB kapısında bekletenler, nüfusu 1 milyon bile olmayan Güney Kıbrıs’ı üyeliğe boşuna mı almışlardı? Hem de kendi ilkelerini çiğneyerek! ‘Sorunu çözümlenmemiş bir ülkeyi üyeliğe alamazsınız’ denilmesine rağmen, art niyetli, sinsi bir planın eseriydi. Üstelik Annan Planı referandumunda çözüme ‘hayır’ diyen tarafı bünyesine katmanın kirli bir amacı vardı. Onlardan biri de Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde Rum’u kullanmak ve Türkiye’nin önünü tıkamak, Kıbrıs konusunda tavize zorlamak. Rum tarafı ile AB danışıklı dövüş halinde bu oyunu hala oynuyor.
Rum tarafını AB üyeliğine kabul ettirebilmek için büyük çabalar harcayan dönemin Yunan Başbakanı Kostas Simitis, karardan sonra Güney Kıbrıs’ı ziyarete geldiğinde, Larnaka Havaalanı’nda boşuna “Enosis’i gerçekleştirdik” dememişti. Plana göre, ambargolar ve izolasyonlar altında bulunan Türkler sindirilecek, dize getirilecek, Böylelikle ‘Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ ilan edilecekti. Bu noktada AB’nin rolü büyüktü ve ‘itici güç’ konumunda olacaktı. Hatta Rum tarafı ile Yunanistan’ın avukatlığını yapacak, onların sözcüsü olacaktı.
Avukatlık yapılmadı mı, yapılmıyor mu? Sözcülük yapılmadı mı, hala yapılmıyor mu?
Bakü Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Zahit Oruç’un da ifade ettiği gibi, AB, Türk dünyasını bölmeye çalışıyor. Bağımsız KKTC’yi ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerde bulunuyor. Oruç, 12 milyar Euro ile Batı’nın, Avrasya, Ortadoğu ve Güney Kafkasya’yı bölmeye çalıştığını ifade etti, Azerbaycan’ın birleştirici rolüyle bu planları bozduğunu belirtti.
Bunlar bir yana, şimdi başımıza bir de Başpapaz çıktı. Kin ve nefret içeren paskalya mesajıyla, Cenevre’de öne çıkan ‘iş birliği’ kararlarının da içine etti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Başpiskoposun mesajını gördüğümde gerçekten hayretler içerisinde kaldım. ‘Türk işgaline son vereceğiz’ diyor. Kullandığı dil nefret dili… Türk işgali söz konusu değildir” dedi. Tatar, Rum tarafının iş birliği yapmaya hazır olmadığını söyledi, doğru siyasetin iki devletli siyaset olduğunu ifade etti.
Başbakan Ünal Üstel de, Başpiskoposun açıklamasının, köklü bir siyasi zihniyetin, etnik dışlayıcılığın ve tarihsel gerçekleri yok sayan saldırgan bir söylem olduğunu belirterek, “Zalim Türkler, işgalci Türkler, Türkleri kovma, atalarımızın toprağı’ gibi ifadelerle bezenmiş bu açıklama, doğrudan Kıbrıs Türk halkının meşru varlığına yöneltilmiş açık bir nefret söylemidir” dedi.
“Kıbrıs Türk halkı, bu küstah ve tehditkâr açıklamalara prim vermemektedir. Hiç kimse bizden, “bizim de atalarımızın toprağı olan” yurdumuzdan, egemenliğimizden, onurumuzdan ve devletimizden vazgeçmemizi beklemesin” diyen Üstel, “Bu halkın sabrını test etmeye kalkışanlar, karşılarında halkımızın sarsılmaz mücadele azmini ve kararlılığını bulacaklarını bilmelidir” ifadelerini kullandı.
Bugün Rum yönetimi başkanı Nikos Hristodulidis bile Başpiskoposun yanında kelam edemez. Rum eğitimi bile kiliseden, bir başka deyişle Başpiskopostan sorulur. Onun için değil midir ki, Türk düşmanlığı her geçen gün daha da tırmanmaktadır.
Ve Cenevre’deki uzlaşmaya göre, Kıbrıs Türkleri bunlarla belirli konularda iş birliği yapacakmış! Siz inanıyor musunuz?
Bu vesileyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
***
Yeşilleme Ozanköy’de defnedildi
Kadıoğlu’nun vefatı herkesi üzdü
Yeşilleme ailesinin direği, yardımsever iyi insan Cemal Yeşilleme dün Ozanköy’de defnedildi. Tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, sevgili eşi Dudu hanım, evlatları Mehmet-İlknur Yeşilleme, Hakkı-ZelişYeşilleme, Şerife-Levent Erokay, torunları Dudu-Hüseyin Küçük, Murat-Seniha Erokay, Havva, Sude ve Cemre Yeşilleme, torun çocuğu Karel Küçük ve ailesi, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Bu arada Cemaliye Kadıoğlu’nun vefatı ailesi ve sevenlerini yasa boğdu. Merhume Sevim Özmani ve merhum Yusuf Özmani’nin değerli kızları olan Cemaliye Kadıoğlu’nun vefatı üzerine, sevgili eşi Mehmetali Kadıoğlu, çocukları Hatice, Gökhan, Suden, Cemal Akar, Sevim, Halil, Nehir ve Mehmetali Çetin, kardeşleri Nadire, Hüseyin, Sevim, Sadiye Kırıcı, Osman, Yasemin, Mehmetali Özmani, Ali, Nazira, Ertunç, Ercen, Emine, Öykü Özmani, Sıdıka, Mustafa, Ahmet, Yusuf, Laika, Doğukan, Berfin, Beren ve Yurt, “Acımız sonsuzdur. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. Sonsuza kadar kalbimizde olacaksın. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” ifadelerini kullandılar.
Diğer yandan Lapta bölgesinin köklü ve sevilen ailelerinden Dolmacı ailesinin çınarı, saygıdeğer iyi insan İlkay Dolmacı Lapta’da defnedildi. Ailesi ve sevenleri nur içinde yatmasını diledi.
Yorumlar kapalı.