Akay Cemal

Zor günlerden geçerken, kirli oyunlara gelmeyelim






Türban olayı ile baş gösteren kriz ve sonraki gelişmeler yeni boyutlar kazanırken, yetkililerin itidal çağrısı dikkat çekici. Özellikle Başbakan Ünal Üstel’in Ada’ya dönüşünde yaptığı açıklamada, “Ben mücahitlik yaparken, o daha doğmamıştı. Şimdi gelmiş hadsizce konuşuyor. Gelsin ona ağabeylik yapayım. Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesini anlatayım.” dedi.

Beri yandan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, olayların perde gerisini biraz aralar gibi bazı ifadeler kullandı ve özetle şunları söyledi:

“İki devletli çözüm vizyonunu engellemek amacıyla uzun süredir tarihte eşi benzeri görülmemiş küresel bir abluka ile karşı karşıyayız. Bu ablukaya karşı verilen mücadeleyi sekteye uğratmak için ülkede yapay gündemler yaratılmakta, bizi oyalamaya, pasifize etmeye çalışılmaktadır. Bazı siyasetçiler de bu tezgahlanan kirli oyuna hizmet eder şekilde davranmaktadır. Halkımızın yapay gündemlerle toplumu bölerek ayrıştırmak isteyenlere karşı her daim uyanık şekilde hareket edeceğine olan güvenim tamdır.”

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın, bu arada bazı örgütlerin konuyu değişik açılardan değerlendirmeleri üzerinde durmak ve ona göre önlemler almak gerekir. Oynanmakta olan oyun büyüktür. Hem KKTC üzerinde, hem de Türkiye üzerindeki oyunları görerek adım atmak zorundayız. Bazı Türk devletlerinin Türkiye ile ilişkilerini olumsuz etkileyen hareketin başlangıcında planlanan tezgâhı hazırlayanların kimler olduğu bilinmiyor mu? Kıbrıs’ta yapay gündemlerle Anadolu ile Kıbrıs Türk halkı arasına nifak tohumları ekenlerin amacının ne olduğu bilinmiyor veya tahmin edilmiyor mu?

Daha önceleri de vurguladığımız gibi, benzeri durumları Annan Planı referandumu günlerinde de gördük. Nerdeyse kardeş kardeşe düşürülmüş, değil toplum, aileler bile bölünmüştü. Evin erkeği ‘ben hayır oyu vereceğim’ derken, evin hanımı da ‘ben evet diyeceğim’ demişti. Beşinci kol faaliyetini alabildiğince artırırken, bu oyunu planlayanlar da kıs kıs gülüyordu. O kadar ki, kendi liderleri uzlaşmaz iken, Denktaş’ı ‘Mr. No’ diye takdim edenler, Denktaş’a ‘barra’ çektirtmişlerdi. O günlerde Rum tarafı ile Yunanistan ve AB başta olmak üzere; bazı ülkeler, ‘Kıbrıs Türklerini oyuna getirdik’ diye kıs kıs gülmekteydiler. Bunları yaşadık, gördük.

Bugünkü oyun da farklı değildir. KKTC’de suni gündemler yaratarak, dikkatleri belirli konulara odaklatmak, ayrıca Türkiye ile Kıbrıslı Türklerin arasını açmaktır. Çünkü ambargolara rağmen KKTC yıkılmamış, ayaktadır. Dize gelmemiştir. Rum’a muhtaç duruma düşürülmemiştir. Neyin sayesinde? Anavatan Türkiye’nin! Rum tarafı susuzluğun çarelerini ararken, Anamur suyunun, denizi aşarak buralara akmasını Türkiye yapmıştır. Bu sadece bir örnektir.

Hal böyle iken, Kıbrıs Türkünün kalkınması ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için her türlü imkân sağlanırken, gereksiz yere buradaki Büyükelçi’ye hem de göreve daha yeni başlarken bazı çevrelerce tavır sergilenmesi yakışık alır mı? Bu arada Türkiye’de belirli makamlarda olan bazı sorumsuz kişilerin Kıbrıs Türklerini üzen açıklamaları elbette kabul edilebilir değildir. O gibiler Kıbrıs’ın tarihini bilmezler. Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinin ne denli kutsal ve büyük bir mücadele olduğunun farkında bile değiller. O gibiler, dünyada ilk kez üniversiteli gençlerin tahsillerini yarıda keserek, vatan uğruna balıkçı tekneleriyle bu adaya, Erenköy’e çıktıklarından bile habersizdir. Kıbrıs Türkü kan revan içinde, nice ateş çemberlerinden geçerek bu günlere gelmiştir. Bunları bilmeyerek uzaktan ahkâm kesenler de iki ülke arasındaki ilişkilere Rumlar kadar, AB ve ‘diğerleri’ kadar zarar vermektedir.

Zamanında Rumlarla Yunanistan bu tür ayrışma sonucu iki kampa bölünmüş ve sonuçta Türkiye’nin müdahalesiyle Ada Türkleri güvenceye kavuşmuş, Kıbrıs’ta şimdiki sınır çizilmişti. Bunu hazmetmek kolay mı? Tüm bu parçaları bir araya getirdiğinizde oyunun ne olduğu da ortaya çıkmaktadır.

 

***

Arnavutoğlu ve Karataş Lefkoşa’da,

Kömürcigil de Kilitkaya’da defnedildi

 

Göçmenköy’ün sevilen isimlerinden ve Göçmenköy Spor Kulübü Başkanı Ersan Karataş’ın babası Şükrü Karataş, dün Lefkoşa’da defnedildi. Vefatı ailesi ve Göçmenköy halkı arasında derin üzüntü yarattı. Yine Göçmenköy sakinlerinden Arnavutoğlu ailesinin sevilen mensubu Ersoy Arnavutoğlu da yarın Lefkoşa’da defnedilecek. Göçmenköy’de iki sevilen ismin vefatı, bölgeyi mateme boğdu.

Öte yandan Kilitkaya köyünün sevilen kişilerinden muhtar azası Haşim Kömürcügil dün kendi köyünde son yolculuğuna uğurlandı. Ailesi ve köy halkı üzüntülerini dile getirirken, mekânının cennet olmasını diledi.

Zor günlerden geçerken, kirli oyunlara gelmeyelim
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.