Kıbrıs Türk Halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, zamanında İngiliz sömürge idaresine ve “Yunanistan’a ilhak” diye sokaklarda çığırtkanlık yapan Rumlara karşı mücadele verirken, Kıbrıs Türk halkına sürekli ‘birlik ve beraberlik’ çağrısı yapmaktaydı. Ancak bu şekilde sesimizi duyuracak ve haklarımızı elde ederek, bu vatan topraklarında tutunabileceğimizi sürekli tekrarlıyordu. Daha sonra gelen Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da aynı tavsiyeleri yapmış, halkın birliğini bozma niyetinde olanları sert sözlerle eleştirmişti.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’na girerken, onu başarısız kılmak için arkadan hançerlemek isteyenlerin sayısı az mıydı? Kimi İngiliz’den ödenirdi, kimi Fransız’dan!Kimi İtalyan’dan, hatta Yunan’dan! Gün oldu, bunların hepsi de deşifre oldu. Hatta filmlere konu oldular.
Burada mı? Kıbrıs bir yerde ‘Beşinci kolun’ merkezi… Hem Türk tarafı, hem de Rum tarafı! Hele KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) gözlemci üye olduktan sonra, ‘Bu teşkilatı nasıl böleriz’ diye el altından yoğun kulisler yapıldı. Nitekim Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TDT üyesi bazı ülkelerin, Avrupa Birliği ve Güney Kıbrıs ile yakınlaşmalarının, KKTC’nin TDT’de gözlemci üye olmasıyla başladığını ifade etti. Tatar, Fransa ve Brüksel (AB) merkezli girişimlerin, KKTC’nin konumunu tartışmaya açmak, TDT ile ilişkilerinin zarar görmesi için atılan adım olduğunu kaydetti.
Bizim de günlerdir bu sütunda yazdığımız gibi, Sayın Tatar, TDT üyesi ülkelere baskılar yapıldığını, o ülkeleri de anladığını, çünkü ekonomik olarak ihtiyaçların olduğunu belirtti. Tatar, KKTC Cumhurbaşkanı olarak bu kardeş ülkelerden talebinin, KKTC ile de aynı şekilde ilişkilerini geliştirmeleri olduğunu söyledi. TDT üyesi ülkeler konusunda acımasız eleştiriler yapıldığını ve bunun yanlış olduğuna işaret eden Ersin Tatar, “Meseleye olumlu ve yapıcı bakıyorum. AB kendilerine yanaştı ve onlar da menfaatlerine uygun, ekonomileri için olumlu adımlar attı. Ancak iki devletli siyaset çerçevesinde, KKTC ile de benzer yaklaşımlar olumlu olur” diye konuştu.
Tatar, Fransa ve Brüksel merkezli baskılardan söz etti. Brüksel’in, yani Avrupa Birliği’nin Rum tarafının sözcüsü olduğunu biliyoruz da, Fransa’ya ne demeli? Fransa’nın AB’den ne farkı var? Al birini vur ötekine. Hele Afrika’daki eski sömürgeleri konusunda Türkiye’nin,Fransa’nın işlerine çomak soktuktan sonra Paris’ten ne beklenirdi? Kaldı ki, savaş helikopterlerine varıncaya kadar Rum tarafına her türlü silahı satan ve parayı kapan Fransa değil midir?
Ha; bu hengâmede çözümü gayet basit bazı olayları ön plana taşıyarak, ‘Türkiyeli-Kıbrıslı’ gibi tartışma ortamı yaratmak isteyenler de ‘fırsat bu fırsat’ diyerek, toplumun sinir uçlarıyla oynama sevdasına kapılmışlardır. Bu konuda da görüşlerini dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkının mücadele yıllarından beri sıkıntıları birlik ve beraberlik ile aştığını, uzlaşma kültürünün ruhunda olduğunu, sorunların ayırım yapılarak değil, toplumsal uzlaşıyla aşılacağını kaydetti.
Böyle bir ayırımı yapanlar veya yapmak isteyenler, bu halkın hak ve çıkarlarının ne olduğunu bilmeyenlerdir. Kıbrıs Türk halkı, Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır ve kendini bilmezlerin oyuncağı değildir. Malum merkezlerden aldıkları direktiflerle bu tür ayrımcılıkla uğraşma sevdasına kapılanlarbilsinler ki, bu ülkede kendilerine geçit verilmeyecektir.
***
Volkan Lavkan (Volkan Hoca) Lefkoşa’da,
Serpil Mutlu da Ozanköy’de toprağa verildi
Aslen Baf’ın Lemba köyünden olup, uzun yıllardan beri Lefkoşa’da ikamet eden, vatansever, iyi insan, emekli öğretmen ‘Volkan Hoca’ diye anılan Volkan Lavkan dün Lefkoşa’da toprağa verildi. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, sevgili eşi İsmet hanım, evlatları Uygar Lavkan-Pınar Lavkan, gelini Selma Önkal Lavkan, torunları Volkan Öztunç-Derin Usanmaz-Güliz Lavkan, “Ani rahatsızlanma sonucu onu kaybettik. Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Bu arada merhum Derviş Mutlu’nun eşi, evlatları ve torunlarının ‘Canımız annemiz ve nenemiz’ dediği Serpil Mutlu dün 0zanköy’de defnedildi. Tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Evlatları Neşe-Çetin Miralay, Mehmetali Mutlu, İpek-Mustafa Rinter, torunları Bürge-Çetin Şenbaş, İrem Mutlu, İlayda Rinter-Yusuf Volkan ve tüm ailesi, acılarının sonsuz olduğunu ifade ederek, nur içinde yatması ve mekânının cennet olmasını dilediler.
Diğer yandan Gazimağusa’nın sevilen simalarından, emekli öğretmen, iyi insan Halil Sarı dün Mağusa’da defnedildi. Aynı zamanda Erenköy mücahitlerinden olan ve Kıbrıs Türk eğitimine önemli hizmetlerde bulunan Sarı’nın vefatı, ailenin yanı sıra, Mağusa’da derin üzüntü yarattı. Halil Sarı’nın nur içinde yatması dileğinde bulunuldu.
Yorumlar kapalı.