Özer Kanlı

Tahsin Bey bana göre yerden göğe kadar haklıdır…







KKTC Meclisi dün olağanüstü toplandı.

Toplantıda Pile yolu, Ercan Havalimanı için ilgili firmaya ödenecek 59 milyon Euro, yabancıların KKTC’den mülk alımları konusunda ilginç, yararlı konuşmalar yapıldı.

Pile konusunda CTP milletvekilleri sorular yönelttiler Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu da yanıtladı.

İyi de oldu…

Biz de halkımız da aydınlanmış, yaşananları ve bundan sonra olabilecekleri anlamış olduk.

Benim yapılan konuşmalardan çıkardığım ve diyeceklerim şu:

1-Muhalefetin “bütün dünyayı karşımıza aldık da ne kazandık” eleştirisine karşın Tahsin Bey net yanıt verdi ve bu yolun yapımını kazandık. BM bu yolun yapımındaki kararlılığımızı gördü. Bu yol mutlaka yapılacak” dedi.

Nasıl yapılacak?

Benim Tahsin Bey’in konuşmalarından anladığım kadarıyla BM ile Türk tarafı “yapıcı muğlaklık” anlayışını kullanarak bu işi halledecekler.

Yani biz Çalhan düzlüğünün Türk bölgesinde olduğunu iddia edeceğiz; onlar ara bölge diyecek; biz yaklaşık bin 200, bin 300 metrelik bir bölümün ara bölge olduğunu teyit edeceğiz ama burada Rumlara ara bölgede tanınan kolaylıkların benzeri bize de tanınacak ve bu iş yoluna konulacak.

Türk tarafı bölgede toprak kazanma niyetinde olmadığını, Pile’deki Kıbrıs Türkü’ne yol götürmeyi amaçladığını netleştirmek için BM’nin bu yol üzerinde devriye ve gözetim yapmasına izin verecek.

2- Peki Türk tarafı neden BM tarafından yapılan öneriyi değerlendirmedi de orada problem yaşandı? Tahsin Bey bu konuda da samimi ifadeler kullanarak 17 Ağustos günü görüştüğü BM’nin Kıbrıs’taki en üst düzey yetkilisi Colin Stewart’ın kendisine herhangi bir öneri sunmadığını, sunmak için zaman istediğini ancak kendisinin bunu oylama, zaman kazanma olarak gördüğünü BM yetkilisine de söylediğini ve 18’inde yol yapımına başlanıyor dediğini açıkladı.

Tahsin Bey “asıl sıkıntının BM’den kaynaklandığını, kendisine ‘neden 1963-1974 arasında Kıbrıs Türklerine yapılanlara müdahale etmediniz’ diye sorulduğu zaman “bizim müdahale, operasyon yetkimiz yok’ diyen BM’nin Türk tarafı yol yapmaya başlayınca, o güzergaha dikenli tel, mania ve araç koymasının olayların asıl sebebi olduğunu” da gayet iyi izah etti.

3-CTP’lilerin büyük “derdi” olan BM Güvenlik Konseyi’nin yayınladığı açıklama ile Kıbrıs Türk tarafını suçlu göstermesi konusunda da Dışişleri Bakanı enteresan bir soru yöneltti ve “BM bizi haklı gördü de ne oldu bugüne kadar?

Mademki haklıyız 25 yıldır hepimiz bu yolu istememize rağmen neden yapmadık. Ama bakınız şimdi bu yolu yapıyoruz” dedi.

4-Tahsin Bey muhalefetin yol çalışmalarının durup durmadığına dair sorularını da yanıtladı ve iyi niyet gösterisi olması ve diplomasiye şans verilmesi için çalışmalara bir ara verildiğini söyledi ve ekledi “ama o yol yapılacak, çalışmalar sürecek.”

Ben, keşke kamu diplomasisine bu gibi adımları atarken daha fazla önem verseler diyerek Tahsin Bey’in yol yapımı konusunda yaptıklarına yerden göğe kadar hak veriyorum.

Tabii ki durduk yerde BM, AB, ABD ile didişmek olmaz. Ama haklarınız söz konusu ise ve karşınızdakiler diplomasiyi sizin haklarınızı almanız için kullanıyorsa gereğini yapmak lazım.

Diplomasi bir yere kadar. Dinliyorum ve üzülüyorum; CTP hâlâ Rumların bizimle federal çözüm adı verilen bir anlaşma yapmak istediğini zannediyor. Yok böyle bir şey. Olmadı ve olmayacak. Adamlar Meclislerinden karar aldılar. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği bir anlaşmayı imzalamayacaklar. Bizim bir şekilde yönetimde etkili olacağımız bir anlaşmaya asla imza koymayacaklar. En barışçı kesilen Nikos Anastasiadis bunu Crans Montana’da ispatladı.

Kiminle beraber? Bugünkü Rum lider Hristoduludis’le beraber. Rum Devleti’nin bugünkü en güçlü adamlarından biri kim?

Tasos Conis? Conis kim? Papadopulos’un, yani Annan Planı’na hayır diyen Rum liderin beyni olan bir Rum Conis kim?

Hristoduludis’in Rum İstihbarat Teşkilatı ile yeni kurulan RUM MİLLİ GÜVENLİK KURULU’NUN başına getirdiği zat. Tüm bunlar netken ne yazık ki CTP’nin kimi milletvekilleri, yakın bağlar kurdukları yabancı diplomatların sırf bizi tekrar “federasyon kazığına” bağlamak için ortaya attıkları sözlere inanarak Türk tarafının egemenlik iddiasından vazgeçerek masaya dönmesini talep ediyorlar.

Ayıptır, günahtır. Kıbrıs konusunun çözümlenmemesinin suçlusu Tahsin Bey değildir. Rum’dur. İngiliz’dir. BM’dir ABD’dir. AB’dir. Tahsin Bey’e neden bağırıyor, saldırıyorsunuz? Ona yaptığınız saldırıların yarısı kadar çözümü asıl engelleyenlere bağırsanız, çağırsanız, eforunuzu oraya harcasanız Kıbrıs konusunun çözümüne daha fazla katkı sağlayacaksınız ama siz bunun bile fakında değilsiniz..

Yazıktır, günahtır. Bu millete, bu Kıbrıs Türkü’ne bunu yapmayınız.

Tahsin Bey bana göre yerden göğe kadar haklıdır…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.