İçinde bulunduğumuz haziran ayının ilk yarısında Hristodulidis sözde iyi niyet göstergesi olarak şu sözleri etmiş ve biz de onun üzerine yorum yaparak, “Hristodulidis’e bu sözünü hatırlayacağız” başlıklı yazımızla kendisine cevap vermiştik.
İşte Hristodulidis’in o günlerdeki aldatmaca sözleri:
“Hiçbir şekilde milliyetçiliğin ateşini körüklemeyeceğim. Kıbrıslı Türklerle Rumların birlikte yaşayamayacağını düşünenlerin veya hayal edenlerin yalanları gibi yalanlayacağım”.
Nitekim Hristodulidis, 19 Haziran tarihinde yazar Maros Thoma Sofokleus milliyetçilik içeren kitabının tanıtım etkinliğinde şu sözleri söyledi, bir süre önce söylediklerini unutarak yine kahramanlık nutukları attı.
“EOKA’yı gelecek nesillere aktarmak görevimizdir. Sayın Koşii’nin ve onurlu kahramanın ve diğer arkadaşlarının katılımını memnuniyetle karşılıyorum. Ayrıca ülkemizin özgürlüğü için mücadele edenleri ve o zor zamanlarda yurdumuzun çağrısı karşısında hazır bulunanları onurlandırıyoruz. EOKA’nın bu destansı mücadelesi olmasaydı, Kıbrıs Cumhuriyeti bugün var olmayacaktı.”
Ve bizler, Kıbrıs Türkü olarak bunlara inanarak yeni bir hayat kuracağız, değil mi? Haydi canım siz de…
Kim inanır hain kurda diye bir tekerleme var. Yalanın ve yalancının gerçeği ortaya çıkınca, herkes kendi yolunu bulur.
Nikos Hristodulidis sözlerine devamla şöyle demiş…
“Ülkemizin özgürlük ağacını kanları ile sulayan ve ülkemizi özgürleştirmekten, yeniden birleştirmekten ve çocuklarımıza işgal ordusu ile müdahaleci haklar olmaksızın, barış ve güvenlik şartlarında gerçek bir özgürlük teslim etmekten başka bir şey olmayan borcun yolunu gösteren, sönmez bir ışık olan bu insanlara minnettarız.”
İki hafta önce milliyetçiliği körüklemeyeceğinden bahseden Hristoduludis şimdi ne oldu da söylediği sözleri unutup atıp tutmaya başladı.
Esasında hiç şaşmadık. Bizim için de sürpriz değildi yanıltıcı sözleri. Nasıl olsa bir süre sonra tüm söylediklerinin aksine mutlaka bir beyanat verecek veya bir konuşma yapacaktı.
Dikkat etmişseniz sözlerinin arasında işgalden ve özgürlükten bahseder. Hatta direkt söylemese de, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden söz ederek gençlerin beyinlerini yıkıyor.
Özgürlük ve kurtuluştan söz etme hakkı onların değil bizimdir esasında. On bir yıl bizlere getto hayatını yaşatan Rumlar, şimdi ne oldu da Türkler ve Türk askeri işgalci oldu onlar için?
Hristodulidis’in on beş gün önce söylediği sözleri Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan üzerinde olumlu etki yaratmış olacak ki Erdoğan, “Şimdiki Rum lider daha ılımlıdır” gibi ifadeler kullandı. Demek Sayın Erdoğan da yanıldı Hristodulidis’in sözlerine. Erdoğan ne kadar iyi niyetle olursa olsun, şu Rum milletinin asla değişmeyeceğini anlamıştır sanırım.
Demek oluyor ki, Hristodulidis’in bu sözleri, bize tuttuğumuz yolun, doğru yol olduğunu gösteriyor.
Yan yana iki küçük devletin birbirini tanıması ve mutlu bir Kıbrıs’a yelken açılması. Ama ne gezer Rumlarda o anlayış ve düşünce.
Hristodulidis çözümü, AB’den ve BM Genel Sekreteri Guterres’ten beklemekte. Halbuki çözümün anahtarı, Rumların avuçlarındadır. Şayet Rum halkı yeni bir maceraya sürüklenmek istemiyorlarsa, KKTC’nin egemenliğini tanıması gerekir. Rumlar Kıbrıs’tan çok ötelerde çözüm aradıkları sürece, bu iş kırk yıl daha sürer.
Bu durumdan ötürü Kıbrıs Türkleri Büyük Türkiye’nin himayelerinde ve kanatları altında olduğu sürece, bu iş kırk sene daha sürsün, kime ne? Rumlar hop kalksınlar, hop otursunlar. Bizler artık EOKA terörünün korkusuyla değil, bizi kurtaran ve bekçiliğimizi yapan Türk askeriyle rahat ve güvenli bir şekilde yatağımızda huzur içinde uyuyoruz.
Türkiye bugün bütün dünyada en büyük devletler saflarında yerini almıştır. Herhalde Türkiye’nin yükselişini, Yunanistan da, Kıbrıs Rumları da görmektedir.
Hristoduludis’in kahramanlık nutukları bir fayda sağlamaz. Sadece Rum halkı üzerinde duygu sömürüsü yaparak, onlara umut pompalamaktan başka bir şey değildir.
Her zaman kullandığım bir ifade vardır. Madem ki EOKA’nın eski kahramanlarını diriltecek ve yeni gençlere sahte milliyetçilik duyguları aşılayacaklar, biz de yolumuza devam ederiz. Kendi özgürlüğümüzde ve KKTC’nin tanınması yolunda…
Yorumlar kapalı.