Osman Güvenir

Talay Ayhun’u da maziye gömdük






   Yazıma nereden başlayacağımı bilemiyorum. Düşüncelerim ve kederlerim beni aldı götürüyor. Çok sevdiğim ve bir kaderi paylaştığım sevgili kardeşim Talay Ayhun’u (nam-ı diğer Talat Fehim) maalesef kaybettik. Acıları zincir yapsanız yine kopacak. Ama gelin görün ki, vakti gelen bu dünyadan gidecek…
   Talay kardeşim, hayatını ve yıllarını hep toplumun yapılaşması için harcadı. Özellikle kendisi ile İskân Dairesi’nde birlikte görev yaparken, o da benim gibi pek çok sıkıntılar yaşamıştı.
   Harekât sonrasında oluşan durum, bazı insanları ölümüne bir göreve taşımıştı. Bakanından odacısına kadar İskânda görev yapanları bu halk, farenin kemirmesi gibi kemirdi durdu. Talay’la ben de o kemirilen çarkın dişleri arasındaydık.
   Hiç de kolay değildir binlerce göçmeni boşalan evlere yerleştirmek. İnsanların egoları, doyumsuzlukları, bitmeyen açlıkları ve seviyesiz davranışları hep vardı hayatımızda.
   Müsteşar Ayer Kâşif’in başkanlığında toplanan İnceleme ve Dağıtım Şubesi, esas İskânın kalbi durumundaydı.  Bütün kararlar buradan çıkardı.
   Kuzeyden göçmen kaydırılması Denktaş Bey’in fikriydi. Bir minnet duygusu içinde Türkiye’den ülkemize nüfus kaydırılmış ve o insanlar, ya toplu halde, ya da münferiden çeşitli bölgelere yerleştirilmişlerdi.
   TC’lerin statüleri, Tarım İşgücü (toplu halde Türkiye’den gelenler, TC sivil, TBK (Türk Barış Harekatı gazileri) şeklindeydi. Tabii ki TC şehit aileleri ve malul gaziler özel ilgi görüyordu.
   Sevgili Talay’ı, “Özel Şube” adı altında, bütün TC’lerin sorunlarına vermişlerdi. Yani o da, o kesimin sorunları ile uğraşıyordu. Tabir caizse, bu halk onu kemirdi kemirdi durdu. Şimdi Talay bu dünyadan göçtü. Kimler onun kıymetini bildi? İşte bir avuç toprak ve mazide kalan bir hayat…
   Kısmî felç geçirdiğim günlerde sevgili Talay kardeşim her gün beni arar ve bana moral verirdi. Daha sonra da ben ona moral verdim… Çok ciddi bel ve omurga rahatsızlığından ötürü İstanbul’a kadar gitmişti. Bana dediğine göre, belini betonlaştırmışlardı. Betonlaştırma, herhalde belin kilitlenmesiydi.
   Takriben bir aydan bu yana da çok ciddi kalp sorunları olmuş ve maalesef yoğun bakımdan çıkamamıştı. Ne kadar çok isterdim onun cenaze törenine gitmeyi… Maalesef cenazesinde bulunamadım, sağlık durumum nedeniyle.
   Hep geçmiş günler ve acılar kaldı hatıralarımızda. 
   Onun mal ve göçmenlik açısından hak sahibi olmasına rağmen, İskan Bakanlığı ve İskan Dairesi sıcak bakmıyordu. Güneyde dünya kadar malı olmasına rağmen, önüne hep engel oluyorlardı.
   Bir gün bana gelmişti… Kızılbaş’ta iki ev tutan bir aileyi tespit etmiş ve o aileden bir tanesini alınca, ben ağırlığımı koyarak, Kızılbaş’taki yarım inşaat evi ona tahsis etmiştik. O evi tamir edip yerleşince huzura kavuşmuştu.
   Her buluştuğumuzda bana şöyle derdi:
   “Sen olmasaydın, ben bu evi alamayacaktım. Senin sayende ben ev sahibi oldum.”
   Bir de şu bilgiler verirdi, güneydeki malları için…
   “Benim atadan kalma dönümlerce arazim vardı. Hele bir de 4 inçlik suyum gürül gürül akar giderdi.  Topraklarım kına gibi kıpkırmızıydı.”
   Daha ne olsundu ki… Dönümlerce değerli topraklar ve akan sular… Hep bunları anlatır ve kahrolurdu.
   Talay’ın iskan öncesi hayatına temas edecek olursak, onun Kooperatif Dairesi memuru olduğunu görürüz. Bir de zaman zaman Halkın Sesi’ndeki çalışmaları, Ulusal Lider Dr. Küçük’le olan dostluğu vardı. Ben onu, o dönemde tanımıştım.
   Ya mücahitlik yılları… O da bir TMT’ciydi ve en zor günlerin bir mücahidiydi. Yıllarca Beşparmak Dağları’nda çarpışmış ve ulusal davaya katkı koymuştu.
   Kolay mıydı yıllarca kışın ayazında, yazın kavurucu sıcaklarında mücahitlik yapmak.
   İskânda yaprak dökümü mü başladı?
   Bundan birkaç ay önce de Ergin Alasya kardeşimi kaybetmiştik. O da iskanın kalbinde çalışıyordu. O da zamansız ayrıldı maalesef aramızdan. Halk onu da fare gibi kemirmişti.
   İskân Dairesi’nin dolup taşan göçmen kalabalığı, insanları birbiri ile kavgaları, ev işgalleri, siyasilerin egoları ve doyumsuz halkımızın bitmeyen istekleri…
   Hakkın rahmetine kavuşan sevgili Talay kardeşimize Allah’tan gani gani rahmetler diler, yaslı ailesine ve bir hayatı paylaştığımız kardeşlerimize başsağlığı diliyorum.
   Yattığın yer nur olsun, benim güzel kardeşim…
       
   

Talay Ayhun’u da maziye gömdük
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.