
Nihayet aylardan beri süregelen ara seçim çalışmaları, geçtiğimiz pazar günü, yani 25 Haziran 2023 tarihinde sonlandı.
Bu seçimin iki favorisi vardı…
Birisi UBP’nin adayı iş adamı Ali Başman, diğeri de gazeteci ve TV program yapımcısı CTP’nin adayı Sami Özuslu.
Sonuçların açıklanması çok sürmedi. Yaklaşık sandıkların açılmasından iki saat sonra sonuçlar belli oldu. Bu yarışta ipi göğüsleyen Sami Özuslu oldu.
Şimdiye kadar yapılan tüm seçimlerin katılım oranlarına göre, bu seçimler %29,92 oldu. Tabii ki bu da sonuçları etkiliyor.
Çok demokratik bir seçim olduğunu söyleyebiliriz. Sadece kafalarda beliren sorular mevcuttur.
Bu seçimi neden Sami Özuslu kazandı ve iktidarın adayı Ali Başman neden kaybetti?
Kafalarda beliren sorulardan birisi şudur bana göre?
Bunlardan birisi, zamanında UBP Başkanlığını kazandığı halde görevden el çektirilen Faiz Sucuoğlu’nun durumu. O kadar başarılı bir siyasetçi olan Faiz Sucuoğlu’nun harcanmasına ve haksız yere el çektirilmesine olan tepki.
İkincisi, dar gelirlilerin geçim sıkıntısı çekmeleri.
Eli ve cebi yanan insanlar “değişim” mesajları verdi. Bir yerde UBP’yi sorguladı seçmenler bu sonuçla. Her gün artan fiyatlar ve sabit gelirliler bu seçimde “UBP’ye bir ceza verdi diyebiliriz.
Bir diğer gerekçe de, bazı siyasilerin, evlilik dışı yaşadıkları kadınları icraatın içine sokmaları. O kadınlara bakandan fazla yetki verilmesi. Bunu ben söylemiyorum. Bakanlıklarda yaşayan, gören sokaktaki insanlar söylüyor. Bundan bir süre önce yazdığım bir yazımın başlığını şöyle atmıştım:
“Siyasiler neden uçkurlarını tutamıyorlar?”
Ali Başman çok temiz ve başarılı bir iş adamıdır. Kökeni de Gazimağusa’dır. Neden Gazimağusa’da Sami Özuslu ondan daha fazla oy aldı? Bu da kafalarda beliren başka bir soru.
Halbuki seçim için dökülen paralar, basılan yüz binlerce afiş, kapı kapı gezilerek yapılan propagandalar, Ali Başman’ın kazanabileceği mesajını veriyordu.
Bir de Sami Özuslu’yu değerlendirelim…
Sami Özuslu, yıllarını gazeteciliğe ve topluma adamış birisidir. Yıllarca televizyon programları yapan, kamuoyunun nabzını çok iyi tutan, yine yıllarca gazetecilik ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yürüten Sami Özuslu, tertemiz kişiliği ve birikimleri ile bu seçimi kazandı. Bence CTP’nin bu ara seçimde verdiği en isabetli karar, Sami Özuslu’nun aday olarak halkın karşısına çıkarması kararıydı. Ben şahsen Sami Özuslu’nun mecliste çok iyi bir performans göstereceğine inanıyorum.
Bunun adı seçim… Birisi kazanacak, birisi kaybedecek.
Sadece insanlar bu seçim için şöyle bir yorum yapıyorlar.
“Koskoca UBP bütün olanakları ile yarışa girdi ve seçimi kaybetti.”
Bir zamanlar İngiltere’de yapılan seçimlerde ülke ne bileyim yüzde kaç gerileyince, zamanın başbakanı Margaret Tatcher derhal istifa etmişti. Bu da bir demokrasi anlayışı…
Seçimden sonra Başbakan Ünal Üstel’in yaptığı gerçekçi bir açıklama vardı.
“Halkımız sandığa küstü. Ayrıca bazı mesajlar verdi.”
Başbakan doğru söyledi. Halk öyle bir mesaj verdi ki, bayağı insanları ve bütün siyasileri düşündürdü.
DP’nin adayı Serhan Aktunç da çok temiz ve deneyimleri olan bir bürokrattır. Sadece partisinin oy potansiyeli, onu sonuca götüremedi. Serhan çok gençtir ve çok değerlidir bana göre. Yarın gelecek genel seçimlerde herhalde meclise girecektir diye düşünüyorum. Nasıl olsa halk onu tanıdı, kişiliğini ve performansını gördü.
Bu seçimde bağımsız olarak halkın karşısına çıkan bu cesur insanları kutluyorum, medeni cesaretlerinden ötürü. Onlar kaybedeceklerini bile bile bu yarışa girdiler ve kendilerini gösterdiler.
Seçim, uzun soluklu bir yarıştır. Koşacaksın, koşacaksın, yorulmadan emek sarf edeceksin ve sonunda kazanacaksın. İşte seçim öyle bir şey.
Kritik bir rakamla iktidarını sürdüren hükümet, elbette ki, Sami’nin kazanması ile zorlanacaktır.
Erhan Arıklı’nın sözleri biraz bana tuhaf geldi. Bu üç sağ partinin başarısıdır bu oylar demesi, insanın kendi kendini avutması veya gerçekleri çarpıtmasıdır. Ortada somut bir gerçek var. Onun dediği üç sağ partiye karşı, bir sol parti yarıştı ve seçimi epey bir farkla sol parti kazandı.
Şimdi herkes şapkasını çıkarsın ve önüne koysun, bu sağ partiler.
“Biz nerede hata yaptık?”
Esasında mali sistem de çok etkili oldu bu seçimde, yukarıda değindiğim gibi. Yani halk, UBP’yi ve sistemi cezalandırdı.
Peki bir de başka türlü düşünelim.
Hani deriz ya…
“Türkiye grip olur, biz burada ansırmaya başlarız.”
Mademki paramız Türkiye’nin TL’sine endekslidir, buna diyecek başka bir şey yok. Esasında halkımız, cami ile kilise arasına sıkışmış insana benzer.
Mali yönden bir taraftan TL, bir taraftan da EURO.
Attila İlhan’ın bir şiiri bize bir çağrışımı getirdi.
“Ben sana mecburum…”
Gerçek o değil mi? Biz Türkiye’ye mecbur değil miyiz? Madem Rumlar anlaşmaya yanaşmıyorlar, madem bizim egemenliğimizi tanımıyorlar, biz de Anavatan’la bu yolu yürümek zorundayız.
Lakin gerçek olan odur ki halkımız, cebine giren paraya bakıyor.
Her ne ise…
Seçilen seçildi ve her şey arkalarda kaldı. Şimdi önümüze bakma zamanıdır.
Bu seçimin Türk halkına hayır getirmesini dilerim.
Yorumlar kapalı.