Mine Çağlar

Kanser hastalığının hiçbir türü kaderiniz olmasın, bilinçlendikçe kanser “siz”den korksun!





   “Toplumsal ve bireysel kanser farkındalığı”, hastalıktan korunmada ve erken teşhiste çok önemli.
   Kanser hastalığı ile mücadelede farkındalık çalışmalarının ve eğitimin yeri büyüktür. Yaşa göre, cinsiyete göre eğitimde vurgulanması gerekli öncelikler değişmektedir. Eğitimin amacından sapması kişilere korku vermesi istenen bir hedef değildir. Bilakis zarar verici olabilmektedir. Aynı zamanda eğitim süreci tedavi edici bir hizmet değildir. Eğitim sürecinde şikâyet dinlemek veya tedaviler önerilmesi doğru değildir. Farkındalık eğitim çalışmaları, tedavi edici bir hizmet değil, “kişilerin sağlıklarını takip edip doktorları ile temasta olmalarını sağlayan önemli bir süreç”tir. Eğitimli ve tecrübeli kişilerce bu hizmetin yürütülmesi gereklidir. Amacından saptırmak, kişilere zarar vermekten başka bir hizmet vermeyecektir!
   Farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarının hastalıktan korunmada büyük faydası olduğu gibi hastalığın erken tanınmasında da etkisi tartışmasızdır. Her 8-10 kadından birinin meme kanseri ile mücadele etmek zorunda olduğunu düşünürsek, kişilerin kendi kendilerine yapacakları meme muayenesinin öneminin ne denli büyük olduğunu daha iyi anlarız. Bir bayanın memesinde fark edebileceği kitle lezyonunun her zaman bir kanser olmadığı gibi doktora başvurmasının öneminin bilincinde olması anlamlı olacaktır. Her ailesinde kanser vakası olan kişilerin kendileri de kanser olacak diye bir kesinlik olmamasına rağmen risk artışı sahibi olduklarını bilmeleri önemli olmaktadır. Kişiye özgün, yani ailevi ve kişisel risklerin dikkate alınarak şekillendirilen bir tarama programının anlamlı olduğunu, her isteyen ve istenilen veya gerekli gereksiz yapılan tetkiklerin onları sonuca götürmediği gibi alınabilecek radyoaktivitenin kişilere zararlı olabileceği gerçeğinin kişilere vurgulanması hedeflenmektedir.

 

Kanserle mücadelede, bilginize ve iradenize güveniniz
 

   Kanser hastalığı günümüzde erken tanısı, erken tanı ile tedavideki başarı şansı ve büyük oranda korunulabilmesi mümkün olabilen önemli bir hastalıktır. Hastalığın tedavi edilebilirlik şansının kazandırılmasında ve başarılı tedavisinde, kişilerin sağlıklı yaşam şansının yeniden kazandırılmasında hastalığın “erken tanı”sı yani “erken teşhisi” çok büyük önem arz etmektedir. Erken teşhis edilemeyen hastalığın tedavi süreci ve tedavi seçenekleri daha zorlayıcı ve kısıtlı olabilmektedir.
   Kanser hastalığı ile başarılı bir mücadelede dört önemli basamaktan birisini oluşturan “erken tanı ve tarama hizmetleri”, erken tanısı mümkün olan kanser türleri yönünden sağlıklı bireylerin çeşitli muayene ve görüntüleme yöntemleriyle taramalarının yapılmasıdır. Günümüzde ne yazık ki tüm kanser türlerinin erken tanısı yoktur. Erken tanısı mümkün olabilen kanser türleri arasında, meme kanseri, prostat kanseri, bağırsak kanseri, rahim ağzı kanseri ve cilt kanseri gibi önemli kanser türleri yer almaktadır.
   Bayanlar arasında sıklıkla görülen meme kanseri, erken tanısı mümkün olan ve hastalık erken teşhis edildiği takdirde tedavi edilebilirlik ve sağlıklı yaşam şansı yüksek olan bir kanser türüdür. Bu konuda,  Amerikan Kanser Birliği (ACS) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) meme kanseri erken teşhis önerileri arasında üç önemli yöntemin birlikte uygulanması yönünde önemli önerileri bulunmaktadır. Uygulanacak yöntemlerden ilki, özellikle bayanların 18-20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak yapacakları “kendi kendine meme muayenesi”, oluşabilecek değişiklikler konusunda hiç gecikmeden doktora gidilmesi gerekliliğinin önemini göstermesi açısından bayanlar açısından önem arz etmektedir. İkinci yöntem olarak bayanların (20-39 yaşları arasında 2-3 yılda bir, 40 yaşından itibaren yılda bir) klinik meme muayenelerini genel cerrahi uzmanına yaptırtmaları önem arz etmektedir. Son olarak, elle hissedilemeyecek yapıların tespitinde rol oynayan radyolojik görüntüleme yöntemlerinin (mamografi, ultrasonografi v.b. gibi…) doktor kontrolünde ve kişiye özgün bir şekilde yaptırılması gerekmektedir. Baylar arasında sıklıkla görülen bir kanser türü olan ve erken tanısı mümkün olabilen prostat kanserinde tarama yöntemi olarak, 40 yaşından itibaren bayların üroloji uzman muayenelerini ve PSA kan testlerini yıllık rutin olarak yaptırmaları gerekmektedir.
   Bağırsak kanseri erken tanı ve tarama programları konusunda çalışan uluslararası saygın kuruluşlar bağırsak kanseri için özel ve kişiye özgü tarama yöntemleri tariflemektedirler. Bağırsak kanserinin ve bağırsak poliplerinin taranmasında değişik yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler arasında gaitada gizli kan bakılması, sigmoidoskopi ve kolonoskopi gibi yöntemler yer almaktadır.
   Rahim Ağzı kanseri erken tanısında, Papsmear testi ve HPV DNA testi çok önemlidir. Bu amaçla, Kadın Doğum Uzmanı tarafından yapılacak olan klinik muayene, transvajinal USG, PapSmear Testi ve HPV DNA testi uygulamalarını içeren yöntemler, Rahim Ağzı kanseri taramasında kullanılan yöntemlerdir. Jinekolojik muayene bulguları, PapSmear Testi (Patoloji sonucu) ve HPV DNA Testi sonuçlarına göre Kadın Doğum Uzmanı’nın önerileri ve görüşleri tarama sıklığının belirlenmesinde önem arz etmektedir. Sonuçlarınızda ve muayene bulgularınızda herhangi dikkati çekecek bir bulgu yoksa yani normal kabul ediliyorsa, Amerikan Kanser Birliği (ACS) önerileri arasında, yılda bir kez yapılacak smear testinin yeterli olacağı bilgisi mevcuttur…
   Cilt kanseri genellikle cilt yapısında daha önceden var olan veya sonradan ortaya çıkan ben yapılarındaki şekil, renk, boyut değişikliği ile kendini gösteren, tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Cilt Hastalıkları Uzmanı’na yılda bir kez ben kontrolü muayenelerinin yaptırılması ve ayda bir kez de kişilerin kendi ben muayenelerini yapmaları erken teşhis açısından önemlidir.
   Bunlar dışında, akciğer kanserinin ne yazık ki rutinde herkese uygulanan erken teşhis yöntemi yoktur. 1980’li yıllara kadar rutin tarama programlarında kullanılan akciğer filmi (grafisi) yöntemi, artık günümüzde Amerikan Kanser Birliği (ACS) tarafından rutinde uygulanan bir yöntem olarak önerilmemektedir. Kişilerin tütün mamülleri kullanımı, şikayetleri, muayene bulguları durumunda ve gerektiği durumlarda çekilmesi önerilen kişiler için ancak bu uygulama önerilmektedir! Ancak günümüzde sigara kullanan kişilerin yaş ve yıllık kullanılan paket sayısına bakılarak düşük doz tomografi uygulamaları önerilmektedir.
   Kanser hastalığında “hastalıktan değil hastalıkta geç kalmaktan korkalım”… Hayattaki en büyük zenginliğimizin “sağlığımız” olduğunu unutmayalım ve sağlığımızı ihmal etmeyelim!…

Kanser hastalığının hiçbir türü kaderiniz olmasın, bilinçlendikçe kanser “siz”den korksun!

Yorumlar kapalı.

Mine Çağlar

Kanser hastalığının hiçbir türü kaderiniz olmasın, bilinçlendikçe kanser “siz”den korksun!





“Toplumsal ve bireysel kanser farkındalığı”, hastalıktan korunmada ve erken teşhiste çok önemli.
Kanser hastalığı ile mücadelede farkındalık çalışmalarının ve eğitimin yeri büyüktür. Yaşa göre, cinsiyete göre eğitimde vurgulanması gerekli öncelikler değişmektedir. Eğitimin amacından sapması kişilere korku vermesi istenen bir hedef değildir. Bilakis zarar verici olabilmektedir. Aynı zamanda eğitim süreci tedavi edici bir hizmet değildir. Eğitim sürecinde şikâyet dinlemek veya tedaviler önerilmesi doğru değildir. Farkındalık eğitim çalışmaları, tedavi edici bir hizmet değil, “kişilerin sağlıklarını takip edip doktorları ile temasta olmalarını sağlayan önemli bir süreç”tir. Eğitimli ve tecrübeli kişilerce bu hizmetin yürütülmesi gereklidir. Amacından saptırmak, kişilere zarar vermekten başka bir hizmet vermeyecektir!
Farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarının hastalıktan korunmada büyük faydası olduğu gibi hastalığın erken tanınmasında da etkisi tartışmasızdır. Her 8-10 kadından birinin meme kanseri ile mücadele etmek zorunda olduğunu düşünürsek, kişilerin kendi kendilerine yapacakları meme muayenesinin öneminin ne denli büyük olduğunu daha iyi anlarız. Bir bayanın memesinde fark edebileceği kitle lezyonunun her zaman bir kanser olmadığı gibi doktora başvurmasının öneminin bilincinde olması anlamlı olacaktır. Her ailesinde kanser vakası olan kişilerin kendileri de kanser olacak diye bir kesinlik olmamasına rağmen risk artışı sahibi olduklarını bilmeleri önemli olmaktadır. Kişiye özgün, yani ailevi ve kişisel risklerin dikkate alınarak şekillendirilen bir tarama programının anlamlı olduğunu, her isteyen ve istenilen veya gerekli gereksiz yapılan tetkiklerin onları sonuca götürmediği gibi alınabilecek radyoaktivitenin kişilere zararlı olabileceği gerçeğinin kişilere vurgulanması hedeflenmektedir.

 

Kanserle mücadelede, bilginize ve iradenize güveniniz
 

Kanser hastalığı günümüzde erken tanısı, erken tanı ile tedavideki başarı şansı ve büyük oranda korunulabilmesi mümkün olabilen önemli bir hastalıktır. Hastalığın tedavi edilebilirlik şansının kazandırılmasında ve başarılı tedavisinde, kişilerin sağlıklı yaşam şansının yeniden kazandırılmasında hastalığın “erken tanı”sı yani “erken teşhisi” çok büyük önem arz etmektedir. Erken teşhis edilemeyen hastalığın tedavi süreci ve tedavi seçenekleri daha zorlayıcı ve kısıtlı olabilmektedir.
Kanser hastalığı ile başarılı bir mücadelede dört önemli basamaktan birisini oluşturan “erken tanı ve tarama hizmetleri”, erken tanısı mümkün olan kanser türleri yönünden sağlıklı bireylerin çeşitli muayene ve görüntüleme yöntemleriyle taramalarının yapılmasıdır. Günümüzde ne yazık ki tüm kanser türlerinin erken tanısı yoktur. Erken tanısı mümkün olabilen kanser türleri arasında, meme kanseri, prostat kanseri, bağırsak kanseri, rahim ağzı kanseri ve cilt kanseri gibi önemli kanser türleri yer almaktadır.
Bayanlar arasında sıklıkla görülen meme kanseri, erken tanısı mümkün olan ve hastalık erken teşhis edildiği takdirde tedavi edilebilirlik ve sağlıklı yaşam şansı yüksek olan bir kanser türüdür. Bu konuda,  Amerikan Kanser Birliği (ACS) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) meme kanseri erken teşhis önerileri arasında üç önemli yöntemin birlikte uygulanması yönünde önemli önerileri bulunmaktadır. Uygulanacak yöntemlerden ilki, özellikle bayanların 18-20 yaşından itibaren her ay düzenli olarak yapacakları “kendi kendine meme muayenesi”, oluşabilecek değişiklikler konusunda hiç gecikmeden doktora gidilmesi gerekliliğinin önemini göstermesi açısından bayanlar açısından önem arz etmektedir. İkinci yöntem olarak bayanların (20-39 yaşları arasında 2-3 yılda bir, 40 yaşından itibaren yılda bir) klinik meme muayenelerini genel cerrahi uzmanına yaptırtmaları önem arz etmektedir. Son olarak, elle hissedilemeyecek yapıların tespitinde rol oynayan radyolojik görüntüleme yöntemlerinin (mamografi, ultrasonografi v.b. gibi…) doktor kontrolünde ve kişiye özgün bir şekilde yaptırılması gerekmektedir. Baylar arasında sıklıkla görülen bir kanser türü olan ve erken tanısı mümkün olabilen prostat kanserinde tarama yöntemi olarak, 40 yaşından itibaren bayların üroloji uzman muayenelerini ve PSA kan testlerini yıllık rutin olarak yaptırmaları gerekmektedir.
Bağırsak kanseri erken tanı ve tarama programları konusunda çalışan uluslararası saygın kuruluşlar bağırsak kanseri için özel ve kişiye özgü tarama yöntemleri tariflemektedirler. Bağırsak kanserinin ve bağırsak poliplerinin taranmasında değişik yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler arasında gaitada gizli kan bakılması, sigmoidoskopi ve kolonoskopi gibi yöntemler yer almaktadır.
Rahim Ağzı kanseri erken tanısında, Papsmear testi ve HPV DNA testi çok önemlidir. Bu amaçla, Kadın Doğum Uzmanı tarafından yapılacak olan klinik muayene, transvajinal USG, PapSmear Testi ve HPV DNA testi uygulamalarını içeren yöntemler, Rahim Ağzı kanseri taramasında kullanılan yöntemlerdir. Jinekolojik muayene bulguları, PapSmear Testi (Patoloji sonucu) ve HPV DNA Testi sonuçlarına göre Kadın Doğum Uzmanı’nın önerileri ve görüşleri tarama sıklığının belirlenmesinde önem arz etmektedir. Sonuçlarınızda ve muayene bulgularınızda herhangi dikkati çekecek bir bulgu yoksa yani normal kabul ediliyorsa, Amerikan Kanser Birliği (ACS) önerileri arasında, yılda bir kez yapılacak smear testinin yeterli olacağı bilgisi mevcuttur…
Cilt kanseri genellikle cilt yapısında daha önceden var olan veya sonradan ortaya çıkan ben yapılarındaki şekil, renk, boyut değişikliği ile kendini gösteren, tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Cilt Hastalıkları Uzmanı’na yılda bir kez ben kontrolü muayenelerinin yaptırılması ve ayda bir kez de kişilerin kendi ben muayenelerini yapmaları erken teşhis açısından önemlidir.
Bunlar dışında, akciğer kanserinin ne yazık ki rutinde herkese uygulanan erken teşhis yöntemi yoktur. 1980’li yıllara kadar rutin tarama programlarında kullanılan akciğer filmi (grafisi) yöntemi, artık günümüzde Amerikan Kanser Birliği (ACS) tarafından rutinde uygulanan bir yöntem olarak önerilmemektedir. Kişilerin tütün mamülleri kullanımı,şikayetleri, muayene bulguları durumunda ve gerektiği durumlarda çekilmesi önerilen kişiler için ancak bu uygulama önerilmektedir!Ancak günümüzde sigara kullanan kişilerin yaş ve yıllık kullanılan paket sayısına bakılarak düşük doz tomografi uygulamaları önerilmektedir.
Kanser hastalığında “hastalıktan değil hastalıkta geç kalmaktan korkalım”… Hayattaki en büyük zenginliğimizin “sağlığımız” olduğunu unutmayalım ve sağlığımızı ihmal etmeyelim!…

Kanser hastalığının hiçbir türü kaderiniz olmasın, bilinçlendikçe kanser “siz”den korksun!

Yorumlar kapalı.