Özer Kanlı

Hassas konular…







Haftanın ilk günü iki konuya değinmek istiyorum.

Birinci değinmek istediğim konu Hasan Hastürer hocamın da son yazılarında üzerinde önemle durduğu birlik ve beraberliğimizdir.

Bence de birlik beraberliğimizi sağlamamız çok önemlidir.

Hem dışarıya karşı başarı elde edebilmemiz, hem de içeriye karşı başarı sağlayabilmemiz için birlik beraberlik çok büyük fayda sağlar…

Ancak sorun şu?

Bu nasıl başarılacak?

Hangi konularda toplumsal uzlaşı var ki birlik beraberliğimiz pekişsin?

Örnek mi?

Kıbrıs konusunda, Rum idaresi altına girmeme konusunda aynı düşüncede birleşiyoruz gibi bir durum olsa da hep bir ağızdan Rumlara karşı “ egemen eşitiz” diyemiyoruz.

Hepimiz, Türkiye’nin Kıbrıs Türkü için öneminin farkındayız, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamını Rumlarla bir antlaşma için şart olarak görüyoruz ama, Rum tarafı Meclisi’nden Türkiye’nin garantisini içeren bir anlaşmaya evet demeyeceğini geçirmesine rağmen kendilerine hep birlikte “ madem ki bunda ısrarcısınız sizinle bir anlaşma yapmamız mümkün değildir” diyemiyoruz.

Hepimiz, “ vergi kaçakçılığı var, gelir adaletsizliği var” diyoruz ama sendikaların hiçbiri bunun düzelmesi için ciddi eylem yapmıyor.

Hepimiz, kumar karşıtı, insan hakları savunucusu, uyuşturucu ile mücadele yanlısı kesiliriz icabında ama hükümet bunlara el atmaya kalksa acaba destek verir miyiz?

Önerim şudur; 2 yıldan biraz fazla bir süre önce Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı; 1 yıldan biraz fazla bir süre önce milletvekilliği genel seçimi yapıldı; 1 ay önce yerel yönetim organları seçimi yapıldı; lütfen tüm siyasetle uğraşanlarımız biraz dinlensinler, öz eleştiri yapsınlar; gerek Kıbrıs konusunun gerekse ekonomik sorunlarımızın hali için çok ihtiyaç duyduğumuz ortak toplumsal dinamizmin nasıl sağlanacağı konusunda görüşmelere başlasınlar.

Benzer önerim toplumun farklı düşünen kesimleri ve kişileri için de söz konusudur.

Örneğin KKTC’nin yaşatılmasını, yüceltilmesini, Anavatan Türkiye ile birlikte yürünmesini savunan ben, Rumlarla federasyonu ısrarla isteyen, her şeyi AB ile halledeceğini ileri süren birileri ile oturup tartışmaya hazırım. Kavgaya değil, tartışmaya hazırım.

Eğer toplumsal uzlaşı konusunda o da ben de samimiysek uzlaşabileceğimize inanıyorum.

**

İkinci değinmek istediğim konusu ise bugün ön sayfadan anons ettiğimiz kanalizasyon olayıdır.

Bence 6 büyük yerleşim birimimizin sorunlarının en başında kanalizasyon gelir.

Lefkoşa bu konuda mesafe almış gibi görünse de halen Hamitköy’de yaşananlar içler acısıdır.

Gönyeli ciddi ilerlemeler sağlamasına rağmen sıkıntılıdır.

Metehan şehit çocukları arsalarının önemli bölümü kanalizasyona bağlı değildir.

Gazimağusa’da yapılan çalışmalar sorunu çözmemiştir.

Girne, patlamaya hazır bir bomba durumundadır.

Ön arıtımın kapasitesinin çok üzerine çıkıldığını herkes söylüyor ama çare şu ana kadar üretilemedi.

İskele şu sıralar ülkenin göz bebeği; müthiş yatırımlar yapılıyor; büyük çoğunlukla yabancılar alıyor bizler seyrediyoruz ama kanalizasyon sorunu yakın geleceğe yönelik ciddi bir tehdit olarak ortada duruyor…

Evet, 6 gün süreyle ülkemizin kanalizasyon dosyasını açacağız…

Sadece bununla da kalmayacak konunun çözümü için yarınlarda da olayın takipçisi olacağız…

Ve tabii ki sadece bu konuyu dosya olarak ele almakla kalmayacak, ülkemizin diğer bazı temel sorunlarını da dosyalar halinde sizler için irdeleyeceğiz…

Hassas konular…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.