Sahiplenme yoksa, kirlenme mukadderattır.
Kirli olanın sahiplenilmemesi de mukadderattır.
KKTC’de en genel anlamıyla bu yaşanıyor.
Yollarda, sokaklarda var olan kirlilik bir biçimde temizlenebilir.
Temizlenildiği zaman, insanlar oraları çok daha rahat kullanır.
En ciddi mesele, bir bakışta görülmeyen kirliliktir.
Kağıt üzerinden var olanı boş verin, sistemde, kamu yönetiminde, demokraside, yargıda kirlilik varsa, böylesi kirlilikleri temizlemek kolay değildir.
Daha açık yazayım, çok zordur.
***
Demokrasimizi çok önemsemeliyiz.
Porsiyon demokrasisi olamayacağını, bilmeliyiz.
Demokrasinin sıkıntılı olduğu yerde, hayatın her alanında sorun, sıkıntı, bozulma, kirlenme kaçınılmazdır.
Tam da bu nedenle her fırsatta, demokrasiyi, savunur, demokrasi dışı yaklaşımlara karşı dururum.
***
28 Kasım 2023’te, “Boğazı sıkılmış demokrasi, boğazı sıkılmış insana benzer…” başlıklı bir yazımı sizlerle buluşturmuştum.
O yazımın bir bölümünü tırnak içinde paylaşıp sonra devam edeyim:
“Bireyleri, sivil toplum örgütlerini, demokrasi açısından çok önemli kabul ediyorum elbette.
Bu yaklaşımla, kendi içinde demokrasi çarkı sağlıklı dönen, sivil toplum örgütlerini, DEMOKRASİNİN ASFALYASI, GÜVENCESİ OLARAK NİTELERİM.
Ancak, bir ülkede toplam demokrasi için en önemli yapılar, siyasi partilerdir.
SİYASİ PARTİLERDE, PARTİ İÇİ DEMOKRASİ SÖZDE OLAMAZ.
Parti çıkarları, parti içi demokrasinin askıya alınmasına, kesintiye uğramasına gerekçe kabul edilemez.
Bu bağlamda sıkıntılar yaşandığını da son elli yılda zaman zaman gördük.
Bu gibi durumlarda, normalleşme ne kadar erken olursa, parti içi demokrasiler o kadar erken iyileşir.
***
Her fırsatta yazarım ve de söylerim…
Yıllar evvel görüşlerimi parti çatısı altında da ortaya koyma fırsatları bulmuştum.
O zaman da söylemiştim.
PARTİ İÇİNDE, ÖNEMLİ SEÇİM VE KARARLARDA, KARAR VERENLER, NE KADAR KÜÇÜK ÇAPLI BİR YAPI İÇİNDEYSE, O PARTİDE, DEMOKRASİNİN BOĞAZI, O KADAR SIKILIYOR DEMEKTİR.
Boğazı sıkılmış demokrasi, boğazı sıkılmış insana benzer… Zamanında müdahale edilmezse, o yapı içinde demokrasi ölür..
Demokrasi, canın ta kendisidir de aslında.
Demokrasi olmayan bir yapıda can yok demektir.
Parti içi demokrasi işte bu nedenlerle çok çok önemlidir.”
***
Bu satırları yazmamın, bu gün için ana nedeni koalisyon ortağı YDP’de kurultay nedeniyle yaşananlardır.
Parti içinde konuşulan ve paylaşılan mesajlar ve de herkesin izlediği ortamda söylenenler. Bu insanlar sanki de bir kez daha bir birlerini görmeyecek, bir birlerinin yüzlerine bakmayacak..
Kimse kusura bakmasın… Bir partide, parti içi demokrasi işlemiyorsa, o partiden ülkeye hayır gelmez.
***
Sözü fazla uzatmaya hiç gerek yok.
Hesaplanan, YDP’nin kurultayının 17 Şubat 2024’te ilk toplanma denemesini yapması. Nisap sağlanamayınca da 3 Mart 2024’te seçimli kurultayın yapılmasıdır.
17 Şubat, yarın.
Yarın, YDP, kurultayının denemesi yapılabilir mi?
Yüzde ellinin altında bir olasılık.
3 Mart 2024’te nisap gerekmeden kurultayın toplanma olasılığı kaç?
Bu satırları yazarken topladığım verilere göre çok çok düşük olasılık. Hade daha net yazayım, toplanamaz.
YDP’nin kurultayı, kılıf uydurularak Nisan ayına ertelenir herhalde. O da belki!!!
Yorumlar kapalı.