Kilisenin günahlarını, kim çıkaracak?

Kuzeyle, Güney Kıbrıs’ın gündemlerinin farklı olduğunu, Kıbrıs’ı azıcık tanıyanlar bilir.

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalar ciddi ivme kazanır ya da kazanır gibi olursa, gündemlerimizde ortak konu olarak yer alabilir.

Ortak gündem olarak yer alsa da, gündem sıralaması farklı olur.

Kıbrıs sorununun dışında gündem buluşmamız sınırlıdır.

***

   Çarşamba günü AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu ile AKEL Genel Merkezinde görüşmem vardı.

   Oradayken bir televizyon, bir de radyo programına bağlandı.

   Rumca anlayıp anlamadığım sorulduğu zaman, “Bilmeden anlarım” derim, gülerek.

   Gerçekten Rumca ya da daha doğrusuyla Yunanca, bilmesem de konuşulanların özünü ruhunu anlarım.

   Stefanos Stefanu’ya Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın Kıbrıs’taki temasları soruldu. Bir gün önce Holguin, AKEL’i de ziyaret edip görüşmüştü.

   Her iki bağlantıda kilise ile ilgili de bir konu, Kıbrıs sorununa göre daha farklı bir ses rengiyle konuşuluyordu.

***

Orada öğrendim ki Osiou Avakoum Manastırında, patlayan skandal, Güney Kıbrıs gündeminde açık ara ilk sıraya yerleşmiş.

Skandalın özü ne?

   Tamassos Piskoposluğuna bağlı Osiou Avakoum Manastırı, son yıllarda en popüler manastırlarından biri olmuş.    Çocuğu olmayanlar manastırda yapılan kutsal tatlıdan yiyerek çocuk sahibi olacağına inandırılmış. Yaşlılara büyük meblağlar bağışlama yönünde teşvikler, sahte tedaviler, bir mekanizmayla yapılan “kutsal su ağlayan” ikonlar ve hatta soruşturma altındaki iki keşişten biri olan başrahip tarafından gerçekleştirilen şeytan çıkarma ayinleri…   Manastırda gözünden yaş gelen Meryem Ana ikonu çok ünlü. Meğer keşişiler, ikonun arkasına kurdukları, bir sistemle, Meryem Ana ikonunu ağlatmayı başarmışlar.                                                   ***    Tamassos Piskoposluğu tarafından gizli kameralar yerleştirilince, Osiou Avakoum Manastırında olup bitenler kayıt altına alındı.   Skandalın kayıt altına alınmasının sonrası gerçekleştirilen baskın skandala skandal eklendi. Aralarında Rum İstihbaratının önde gelenleri ve ELAM Başkanının da bu bulunduğu çok sayıda kişi maskeli olarak manastıra baskın gerçekleştirdi.   Keşişlere zorla bazı yazılar imzalatıldı.   Manastırda bulunan 800 bin EURO alıp götürüldü.   Sonrasında, keşişler avukata gidip, konuşunca, uzun süre manastırdan torba torba paraların götürüldüğü, keşişlerin, çok değerli emlak sahibi oldukları da konuşulanlar listesine ekledi.                                                                      ***    Bu arada seks ve şiddet içerikli videoların ortaya çıkması, kamu oyunun tepkisini daha yukarılara çekerken, siyasilerin yaklaşımları, bir anlamda tarafları netleştiriyor.   Hristodulidis “Bu, diğer tüm meselelerde olduğu gibi sonuna kadar gidilmesi gereken bir meseledir. Kilisenin rolü ayrı, Devlet’in rolü ayrıdır. Soruşturma makamları var, mahkemeler var ve diğer davalarda olduğu gibi ne yapılması gerekiyorsa yapılacaktır” derken, AKEL’in yayın organı Haravgi, haberi “ELAM’ın Avvakum Davasına Karışmasından Yakıcı Sorular… Ne Cübbeliler, Ne de Radikaller Yasanın Üzerinde” başlıklarıyla yayınladı.                                                              ***   Dün sabah Sigma TV’de yayımlanan bir videoda, Osiou Avakoum manastırında bir kadının bir keşiş tarafından kemerle dövüldüğünün görüntüleri var.

Videoda, manastırda gönüllü temizlikçi olduğu söylenen kadının, keşişlerden birine bir eşya vermeye çalıştığı, başka bir keşişin ise kadını azarladığı, ardından yere itip vurduğu görülüyor.

***

   Kilise, yaşanan ortaya çıkan skandalı, bir manastırla sınırlı tutup, kendi içinde halletmeye çalışsa da,  dini yüksek koruma duvarlarının arkasına saklanan kilise çatısı altında çok sayıda skandalın olduğu inancı yüksek.

   … Ve tabii akla şu soru geliyor: “Kilisenin günahlarını, kim çıkaracak?”