STRASBURG – Tarihi dokunun merkezinde bir taraftan Ren nehrine, öte yandan Noter Dam Katedrali’ne çok yakın, konfordan uzak, Hotel Des Arts’taki odamda, sabah yolculuk olduğu için, çarşambayı perşembeye bağlayan gece bu satırları yazıyorum.
Saat gece yarısını devirdi. Yeni gün başladı.
Duygusal yanım ağır basıyor yazarken… Duygusal olmam için alkol desteğine gereksinimim yok.
Zaten, alkol konusunda sosyal içici bile sayılmam.
Strasburg, ayda bir kez Avrupa Parlamentosu’nun toplandığı yer.
Parlamento toplantısının olması demek, kentteki otellerin ciddi bir müşteri potansiyeli yakalaması demek.
Pazartesi, salı, çarşamba, üç dolu gün yaşadım Strasburg’ta…
Parlamentoda, müthiş bir hareketlilik…
Konuşmalar, oylamalar…
Kıbrıs’ın parlamentoda altı sandalyesi var. Beşi Kıbrıslı Rum, biri Kıbrıslı Türk, Niyazi Kızılyürek…
Niyazi Kızılyürek, AKEL’den aday gösterilerek seçildiği yıl 2019… Üzerinden beş yıl geçti.
2019, Avrupa Parlamentosu seçimlerine kısa bir süre kala Niyazi Kızılyürek, KIBRIS TV’de konuğum olmuştu.
Programın sonunda, ‘Seçileceğine eminim. Program maskotum eşeciği al sana vereyim. Brüksel’e götürürsün. Oraları da görsün’ deyip, eşeciğimi vermiştim.
Niyazi Kızılyürek, 25 bin kusur oyla seçilmişti. O oyların içinde 4 bin kadar Kıbrıslı Türk vardı. O zaman, genel yaklaşımla Kızılyürek’in adaylığını hazmedemediğim için oy kullanmamıştım.
Niyazi Kızılyürek’le konuştum.
Bu beş yıl içinde, Kıbrıslı Türkleri ilgilendiren konularda çabalarını biliyorum. Bir kez daha dinledim.
Haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, yeniden aday.
Beş yıllık performansı, oy verip vermeme konusunda ciddi bir kaynak.
Niyazi Kızılyürek, kendinden çok, yaptıklarını anlatıyor. Eksik bilgisi olanlar da dinleyerek, öğrendikten sonra kararını verecek.
Kızılyürek’e Rum sağı, Türkiye’ye ‘işgalci’ demediği için saldırıyor.
Avrupa Parlamentosu’nda, Kıbrıs Rum Yönetimi dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik eleştirilerinden de rahatsız olanlar az değil.
Yeşil Hat tüzüğü uygulamasının iyileşme ve genişlemesini savunurken bir başka Rum parlamenter, ‘ O, ürünler, Kıbrıslı Rumların tarlalarında yetişiyor’ diyerek karşı çıkabiliyor.
Dün DİKO’dan Avrupa Parlamentosu üyesi Kostas Mavrides’le de sohbet imkanı buldum. Aktif politika öncesi, akademisyen birisi.
Merkezde bir siyasetçi.
Kıbrıs sorununa çözüm arzusunu dile getirse de, kendi bakış açısından, sürece engel olarak Türkiye ile KKTC’yi görüyor.
Kendisine de söyledim.
Kıbrıs sorununu, kendi pencerelerinden bakarak görüyorlar.
Kıbrıslı Türklerin düşüncelerini, Kıbrıslı Türklerden dinlemelerinin koşul olduğunu anlattığımız zaman, Kuzey’de Türk tarafını sürekli eleştirenlere, ilgi ve itibarlarının yüksek olduğunu gözledim.
Doğru kanaat için, daha geniş kesimleri dinlemelerinin koşul olduğunu da ifade ettim.
Strasburg’taki gözlemlerim sırasında bir kez daha gördüm ki, çok uzakları boş verin, Avrupa’da Avrupa Birliği’nde hem sorunların aşılması, hem de gelecek için düzenlemeler var. Şunu bileceğiz bizim olmadığımız yerde, YOKUZ.
AKEL’den aday olması ve seçilme süreci eleştirilse de, Niyazi Kızılyürek’in Avrupa Parlamentosu’ndaki varlığından kazanımlarımız olmuştur.
Bakış açısı ve beklentilere göre eleştirenler de olabilir.
Ben gözlemlerime dayalı, değerlendirmelerimi yazıyorum sonuçta.
Önümüzdeki günlerde bu konu, mutlaka daha da yazılıp, konuşulacak.
Her türlü görüşün bir değeri vardı.
Görüşler, saldırı, hakaret ve yakıştırmalar karıştığı oranda değersizleşir.
Bunu, herkes, benimseyerek yazar, çizer, konuşursa, kaybeden olmaz.
Son noktayı koymadan birkaç vurgu…
Bir… Gökyüzü, kuyunun ağzı kadar değildir.
İki… Dünyanın merkezi Sarayönü, değildir.
Üç… Meydanı boş bırakanlar, neden orada olamadıklarını sorgulamalıdır.
Dört… Kazandırmayan siyaset, kaybettirir.
Yorumlar kapalı.