Akay Cemal

İslamabad’dan yükselen ses, Güney’de paçaları tutuşturdu







Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Pakistan ziyaretinde Kıbrıs konusunda yükselen ses, Rum tarafında paçaları tutuşturdu ve her zaman olduğu gibi, yine Avrupa Birliği’nin (AB) kapısı çalındı.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Erdoğan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Pakistan, Kuzey Kıbrıs davasına tam destek vermekte ve bu davada tereddütsüz bir şekilde Türkiye’nin yanında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Şerif’e teşekkür etti ve “Pakistan’ın, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına olan desteği bizim için son derece anlamlıdır.” dedi.

Şahbaz Şerif ayrıca Erdoğan’ın, İslam dünyasının çok önemli ve çok saygı duyulan bir lideri olduğunu vurguladı, “Siz konuştuğunuzda sadece İslam dünyasında milyonlarca insan sizi dikkatle dinlemekle kalmaz, dünya genelinde de sesiniz duyulur.” ifadelerini kullandı.

Pakistan Başbakanı’nın Kıbrıs’la ilgili sözleri Rumlar açısından yenilir yutulur cinsten değildi, çünkü gerçeğin ifadesiydi! Aynen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in söyledikleri gibi!

Pakistan’ın başkenti İslamabad’dan yükselen sesin, Rum tarafını rahatsız edeceği, paniğe neden olacağını tahmin etmemek saflıktır. Kıbrıs Türklerinin haklı davasına verilen bir destek mesajı bile Rum tarafını bu denli rahatsız ediyorsa, demek oluyor ki, uzlaşı arayışları boşunadır ve herhangi bir sonuç beklentisi de abestir.

Rum ana muhalefet DİSİ’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki milletvekili Lukas Furlas, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in KKTC’ye yönelik açıklamalarına ilişkin Avrupa Komisyonu’na müdahale çağrısı içeren bir soru önergesi vermesi paniğin göstergesidir. Bu tür açıklamaların uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne süren Rum milletvekili, söz konusu açıklamanın kabul edilemez ve kışkırtıcı olduğunu iddia etti. Furlas ayrıca Pakistan’ın, uluslararası hukuku, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve AB ilkelerini ihlal ederek, Kuzeydeki devleti tanımaya yönelik olası niyetini göstermesi bakımından ciddi bir endişe kaynağı olduğunu öne sürdü.

Kısacası Pakistan’ı BM ve AB’ye şikâyet ederek, kendi kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Komşunun mantığına göre, onlar ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’, bizse ‘toplum’. Kıbrıs konusunda tek söz hakkı onlara ait. Kıbrıs konusunda Türk tarafının haklılığını dile getirmek, onlar açısından kabul edilemez. Bu adada Türk varlığının hazmedilememesi, Rum tarafı ile eşit düzeyde görülmemesi, bir ortaklığa cevaz verebilir mi? ortak bir zemin bulunmasına imkân sağlayabilir mi? İşte bu noktada BM yetkililerinin objektif biçimde durum değerlendirmesi yapması lazım.

Pakistan Başbakanı’nın ne söyleyeceğini, ne konuşacağını Rum tarafı mı tayin edecektir? Bu düpedüz Pakistan’ın içişlerine karışmak, müdahale etmek değil midir? Rum milletvekili bu yetkiyi kimden alıyor? Başbakan Şahbaz Şerif’in beyanı gayet nettir ve Kıbrıs’ta Rum tarafıyla her bakımdan eşit, egemenlik hakkına sahip bir Türk devleti olduğu gerçeğinin ifadesidir.

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şahbaz Şerif’in açıklamasını Kıbrıs Türk halkının haklı davasına güç verdiğini ifade ederken, “Dost ve kardeş ülkelerin göstermekte olduğu dayanışmayla, Kıbrıs Türk halkı çıkmış olduğu bu onurlu yolda hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır” dedi. Başbakan Ünal Üstel de, KKTC ve Kıbrıs Türk halkına yönelik desteğin dış dünya ile bütünleşme yolunda tarihi bir adım olarak nitelendirdi.

İşte Pakistan’ın başkenti İslamabad’dan yükselen sesin Ada’nın kuzeyinde ve güneyinde yarattığı yankılar böyleydi. Bu durumu çok iyi değerlendirmek gerek.

***

Yusuf Gürtunç, Yusuf Erdal, Yaşar Güçsav ve Minik Adal

Yiğitler (Arçoz) köyünün sevilen isimlerinden, iyi insan Yusuf Gürtunç kendi köyünde defnedildi. Vefatı, ailesi ve sevenlerini yasa boğdu. Türkmenköy’in sevilen siması Yusuf Erdal da dün Türkmenköy’de toprağa verilirken, mekânının cennet olması dileğinde bulunuldu.

Bu arada Dikmen’in eski Belediye Başkanı Yaşar Güçsav da Dikmen’de defnedildi. Uzun yıllar Dikmen bölgesine hizmetleriyle bilinen Güçsav’ın vefatı ailesi ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı. Diğer yandan Hamitköy’de ikamet eden Kocadal ailesinin 2011 yılında 7 aylık olarak dünyaya gelen küçük Adal’ın onlarca ameliyattan sonra yaşama tutunamaması ve 13 yıllık yaşam mücadelesini kaybetmesi ailesi ve sevenlerini yasa boğdu. Nur içinde yatması dileğinde bulunuldu.

 

İslamabad’dan yükselen ses, Güney’de paçaları tutuşturdu
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.