Bülent Fevzioğlu

Sn. Akıncı – Sn. Anastasiadis ve ‘‘Hassasiyet’’ Meselesi…






Tarih, 17 Nisan 2018…

Günümüzden, 7 yıl önce…

Dönemin Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı, Crans Montana’daki görüşmelerinden yaklaşık on ay kadar sonra, Rum lider Sn. Anastasiadis’le ilk kez bir araya gelerek, görüşür…

Sn. Akıncı, uzun ve yorucu geçen bu görüşme sonrası gece saat 23.00’teCumhurbaşkanlığı konutuna döner, çalışma arkadaşları ve danışmanlarıyla toplanır ve yarım saatten fazla bir süre durum değerlendirmesinde bulunduktan sonra aynı gece saat 23.45’te de basına açıklamalarda bulunur.

Crans Montana’da tarihi bir fırsat kaçırıldığını söyleyen Sn. Akıncı, şöyle der:

 

*     *     *

– ‘‘Gelinen aşamada ben, sürekli olarak söylüyorum, yanlış bir anlaşılmaya da meydan vermemek için altını çizmek istiyorum: Hiçbir şey artık eskisi gibi olamaz. Bu artık mümkün değildir. Crans Montana’da sonuçlanan süreç beraberinde bir sürü ders de getirmiştir Bundan iki taraf da yararlanmalı ve geleceğe bakarken bunları da dikkate almalıdır.

Yöntem olarak, aynı yöntemlerin içine hapsolmak gibi bir niyetimiz ya da kararımız kesinlikle olmayacaktır. Bunu çok açık ve net olarak söylemek istiyorum.

Yani Crans Montana’da kaldığımız yerden, gene dönelim, içerde başlayalım konuşmaya, konuların etrafında dön babam dönelim, müzakereciler gitsin, saatlerce tartışsın, sonra liderler gelsin saatlerce onlara da konuşsun bir yere varamasınlar… Bu dönem kapanmıştır. Bu, geçmişe ait bir olaydı.’’

 

*     *     *

Sn. Anastasiadis ile yaptıkları toplantıda yeni bir durumun ortaya çıkmadığını da söyleyen Sn. Akıncı, tarafların, Crans Montana’da hangi noktadaysa o noktada olmaya devam ettiklerini ve geçen süreç içerisinde Rum tarafının tavrında herhangi bir belirgin farklılaşma göremediğine de vurgu yapar.

Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı, bir soru üzerine, Rum tarafında bir zihniyet değişikliği olması gerektiğini daha önceden de dile getirdiğini, ancak,‘‘Anastasiadis ile görüşmesinde bu zihniyet değişikliğinin ipuçlarını göremediğini’’ söyler.

 

*     *     *

Yukarıdaki görüşmenin üzerinden, 13 gün geçer…

Sn. Akıncı, 30 Nisan günü Sn.Anastasiadis’e bir çağrıda bulunur, şöyle der:

– ‘‘Rum tarafı, Guterres çerçevesini sulandırmadan, olduğu şekliyle kabul etmeye hazırsa, stratejik bir paket anlaşması olarak, ilân edelim.”

 

*     *     *

Tarih, 30 Mayıs 2018…

Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın yukarıdaki çağrısının üzerinden tam bir ay geçer…

30 Mayıs 2018 tarihli Anadolu Ajansı, şu haberi paylaşır:

 

*     *     *

– ‘‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsviçre’nin Crans Montana kentinde temmuz ayında yapılan Kıbrıs Konferansı’nda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in taraflara sunduğu çerçeveye yönelik yaptığı çağrıyı, Rum lideri Nikos Anastasiadis’in reddettiğini bildirdi.

Akıncı, yaptığı açıklamada, 30 Nisan’da yaptığı “Rum tarafı, Guterres çerçevesini sulandırmadan, olduğu şekliyle kabul etmeye hazırsa, stratejik bir paket anlaşması olarak ilân edelim.” çağrısını Rum lideri Anastasiadis’in kesin bir dille reddetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Çağrısına olumsuz cevap veren Rum liderinin kaygı verici bu tutumunun sürpriz olmadığını ifade eden Akıncı, Kıbrıs’ta çözüm istediğini söyleyen Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların, onların örgütlerinin, aynı zamanda başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası toplumun bu durumu objektif olarak değerlendirmelerinin şart olduğunu vurguladı.

Akıncı, Anastasiadis’in söz konusu açıklamasıyla bir kez daha siyasi eşitlik kavramını ve tarafların yönetime etkin katılımını reddederek kararların basit çoğunlukla alınabileceği bir düzeni istediğini tekrarladığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Rum liderliği bu tavırla, tersini söylemesine rağmen, adada statükonun devamını tercih ettiğini ortaya koymaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Rum tarafının çerçeveyi benimsemediğinin bir kez daha ortaya çıktığını kaydeden Akıncı, şu ifadeleri kullandı:

 

*     *     *

– “Anastasiadis, Crans Montana’dan itibaren Guterres çerçevesini benimsediğini defalarca tekrarlamış olsa da gerçekte durumun böyle olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Verdiği mülâkatta, bu çağrımı kesin bir dille reddetmiş bulunmaktadır.

Şunu ifade etmek isterim ki 30 Haziran 2017’de sunulan tek bir çerçeve vardır ve bu çerçeveyi, 23 Eylül 2017 tarihinde New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığımız görüşmede de teyit ettiğimizi daha önce de açıklamıştım. Çünkü Crans Montana’da da aynı noktadaydı, bugün de o noktadadır.

BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektuplarda da 30 Haziran tarihli çerçeveye atıfta bulunsa da belirttiği görüşlerle çerçevenin dışında olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

Atmış olduğum bu önemli adımın daha önceki örneklerde olduğu gibi bu defa da karşılıksız kalmış olmasından dolayı elbette üzüntü duymaktayım.

Bu adım, tarihi sorumluluk bilinciyle, Kıbrıs’ın bir bütün olarak barış içinde daha güzel bir geleceğe ulaşabilmesi ve her iki toplumun eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde çağdaş bir yaşama kavuşabilmesi için alınmış bir inisiyatifti.”

 

*     *     *

Tarih, 22 Ağustos 2019…

Anadolu Ajansı’na yapılan bu açıklamanın üzerinden, 15 ay geçer…

Sn. Anastasiadis’in Londra’da yapmış olduğu konuşmasını yine Anadolu Ajansı’na değerlendiren Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı, şöyle der:

-‘‘Sayın Anastasiadis’in Londra konuşması, yine siyasi eşitlik içinde bir ortaklık anlayışından çok uzak… Anastasiadis, halâ daha geçmiş mutabakatları inkâr eden, kararlara etkin katılımı şeytanlaştıran bir söylemi devam ettirmektedir.’’

 

*     *     *

Kıssadan hissesi:

Sn. Akıncı’nın, 7 -8 yıl önce, Sn. Anastasiadis’e ilişkin olarak yapmış olduğu bu eleştirilerini neden mi anımsadım, neden mi anımsattım?

Şu nedenle:

Sn. Anastasiadis, dört gün önce, katılmış olduğu bir kitap tanıtım etkinliğinde Crans Montana sürecine de değinirken, konu, doğal olarak o günlerdeki muhatabı Sn. Akıncı’ya da gelir…

Rum haber kaynağı ANT1, şu bilgiyi paylaştı:

– ‘‘Anastasiadis, Mustafa Akıncı hakkında olumlu konuştu ve Akıncı’nın, özellikle de Kıbrıslı Rumların endişelerini göz ardı etmeme konusunda hassas olduğunu söyledi.’’

İşte bu cümle, benim zihnimi, Sn. Akıncı’nın 7 -8 yıl önce, yukarıda tarihleriyle birlikte verdiğim eleştirel açıklamalarına taşıdı…

Keşke, Sn.Anastasiadis’in kendisi de ‘‘Kıbrıslı Türklerin endişelerini göz ardı etmeme konusunda, hassas’’ olabilseydi!

Ve zaten; yarım asırdan beri devam eden müzakerelerin sonuçsuz kalmasındaki temel nedende Kıbrıslı Türklere yönelik olarak, Makarios’tan Hristodulidis’e değin uzanan o köhne ve kindar yapılarından beslenen işte bu‘‘Hassasiyetsizlikleri’’, değil midir hep?

Sn. Akıncı – Sn. Anastasiadis ve ‘‘Hassasiyet’’ Meselesi…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.