Ahmet Tolgay

İlham kaynağı rol modeller karartılamaz






Açmazlar, bunalımlar ve ambargolarla boğuşan halkımıza başarı ve esenlik adına rol modeller ve ilhamlar sunulması da mı baltalanacak?.. Psikyatrist ve sosyologların, yurtsever düşünürlerin yakınmaya başladıkları ruhsal toplumsal çöküntü artık bu kerteye mi geldi?…

Evet bu soruları sormak durumundayım…

Gündemdeki yerini koruyan Asil Nadir’in ölümüne yeniden dönmemi gerektiren etmenler var çünkü…

***

Ölümüyle birlikte son günlerde toplumumuzda en çok konuşulan figür haline bir kez daha gelen Asil Nadir için olumsuz söylem ve yayınlarda bulunarak dikkat çekmek isteyen bazıları, bizim onun hakkındaki ifadelerimizi de çürütmeye heveslenmeseler, ola ki bu yazıyı tuşlamama gerek de kalmayacaktı…

Onun son yıllardaki konumuna bakarak “imparator” nitelemesine kesinlikle layık olmadığını öne sürenler, sığ bilgilerini konuşturmaktan öteye gidemezler… “Efsane” yakıştırmasını hak eden kişinin 83 yıllık yaşam serüvenini izleyememiş kadar genç olsanız da, araştırma yeteneğinizi devreye koyarak sığ bilginizi yükseltebilirsiniz… Küresel bilgilerle donanmış internet bilgi dosyalarına ulaşabilirsiniz.. O bilgi dosyalarında Asil Nadir’in en tanınmış Kıbrıs Türkü olduğunu görebilirdiniz…

Eğer uzmanlarca sözü edilen o ruhsal çöküntü içinde değilseniz eğer…

Planlı programlı darbelerle gelen çöküşten sonraki durumları kapsayan o sığ bilgiler Asil Nadir gerçeklerini tümüyle içermiyor tabii ki… İyi niyet olsa Asil Nadir gerçekleri baştan sona etraflıca araştırılarak kelam kesilir, dediğim gibi…

***

Asil Nadir hata ve kusurlarını saymaktan çekinmeyen bir kimlik olsa da, onun cenazesi daha kalkmadan çekiştirme edebiyatı yapmak ise ne kültürümüze ve ne de geleneklerimize uyar… Kültürümüz ve geleneklerimiz ölenin öncelikle erdemlerini gözetmemizi, hata ve kusurların konuşulmasını ise geleceğe bırakmamızı öngörür…

Esenliği ve başarıyı düşlerken hep örnek alınacak rol modeller üzerinde durulur ya… İşte Asil Nadir küresel anlamda bir rol modele dönüştüğü ve yurt sevgisi uğruna geleceğini hiçe saydığı için tarafımızdan önemle dikkate getirilmektedir…

Dikkat dağıtmaya kalkışanlar, rol modellerimizi ve ilham kaynaklarımızı perdelemeye çalışma aymazlığındırlar…

***

“Asil Bey’le Son Buluşmamız” başlıklı yazıma gösterilen ilgiye, paylaşımlara ve beni arayıp çeşitli görüş belirtenlere teşekkür ederim… Onunla ilk buluşmamızı da anlatmamı isteyenler çok oldu… Hadi gelelim bu isteklere de…

***

Yayına başlayacak olan, ama henüz adı konmamış gazetenin onun “editorial” dediği tek günlük makalesini benim yazmamı öngördüğü Londra’daki ilk buluşmamızı Mehmet Ali Akpınar sağlamıştı… Eşimin tedavisi için Londra’da, dünyanın da Tıp Merkezi sayılan Harley Street ile bizi konuk eden Necat Şükrü Uğursal’ın evi arasında mekik dokuduğumuz günler…

Bir gece çalan telefonu alan Uğursal “bak da seni isterler” dedi… Ahizeye uzandığımda karşıda Mehmet Ali Akpınar vardı… Yayınlanacak yeni nesil gazeteye dair Kıbrıs’ta çok konuşmuşluğumuz olan Akpınar, hal hatır sorduktan sonra “Tolgay, yarın saat 10.00’da Necat Bey’in evine bir araba gelecek.. Atla gel, Asil Bey’le görüşeceğiz” dedi..

Ertesi gün tam belirtilen vakitte siyah bir BMW kapının önündeydi. Atladım gittim… Polly Peck International…  Aşağıda halkla ilişkiler bölümünde yığınla insan Asil Bey’le görüşebilmek için beklerken ben hızla yukarıya onun yanına alındım.

Duvarları dünya borsa haberlerini veren yığınla ekranla donatılan, dünya genelinde on binlerce çalışanı ve üreticisi olan, milyarlarca sterlinlik bir kapitali yöneten bu imparatorluk ofisinde, Akpınar’ın yanı sıra o aralar Asil Bey’in devreye koyduğu lüks otellerin havalandırma sistemlerini yapan Onay Fadıl Demirciler de vardı… Demirciler, bir masada krokiler üzerinde çalışırken, bizim konumuz adını halkın anketle belirleyeceği yeni gazete idi…

Ama ben, tam da o gün gözlemlediğim, Asil Bey’in çevre duyarlılığıyla ilgili bir ayrıntıya değinmeliyim… Bir ara içeriye giren sekreteri masasına irice bir konserve kutusu bıraktı. Asil Bey kutuyu işaret ederek “Kaplumbağa çorbası” dedi. “Ama öğle yemeğimizde bu çorba yok, ton balıklı sandviç var…”

Sonra da şu açıklamayı yaptı: “Yarın Kraliçe’nin de katılacağı çevre temalı bir iş yemeği var. Bu kutuyu masaya koyup oradakilerin hepsine şunu diyeceğim: Biz çevre için kafa yorarken nesli tükenmekte olan Caretta Caretta kaplumbağalarını bile avlayıp onlardan çorba yapanlara bir diyeceğimiz olmayacak mı artık?…”

Nesli tükenmekte olan Caretta Caretta olayıyla, ilk kez o gün orada Asil Bey’in açıklamaları sayesinde bilgilendim…

*

Hazmedemeyenlere inat yine de “İmparator” diyeceğim Asil Nadir, bir süre sonra Kıbrıs’taydı… Akpınar “Hadi Asil Bey bizi Caretta’ların kumsalında bekliyor” diyerek ekibi topladı ve Alagadi’ye onun yanına yollandık…

Portatif bir plastik sandalyede keyifle oturan ve ayakları neredeyse suyun içinde olan Asil Bey, kumsaldaki yavru Caretta hareketlerini dikkatle izliyordu…

Öğle üstüydü, Alagadi kumsalında iyot kokulu bir piknik yapmayı bekliyorduk… Ama araç bagajlarından çıkarılan kumanyalar esmer ekmek, domates, zeytin, çakistes ve köy helliminden ibaretti.. “Aha benim en sevdiğim yemek… Çakistes çekirdeklerini sakın ha kumlara savurmayın” diyordu çevre sevdalısı Asil Bey…

İlham kaynağı rol modeller karartılamaz
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.