
Herkes farkındadır. Söylem ve sosyal medya platformunda gerginlik her geçen gün tırmanıyor.
Aklı başında herkes toplumsal barışta gerginliğin hoş olmayan noktalara ulaşmasından kaygılıdır.
Bu kaygıya katılmamak mümkün değildir.
Toplumsal, demokratik tepkilerden kimse rahatsız olmamalıdır. Hiç kimse sokaklara dökülmek için göbek atmaz.
***
Yıllar evvel Türkiye’nin en deneyimli, belki de en yaşlı spor yazarlarından, öncesinde sol kimlikli Akşam gazetesinde de yazılar yazan rahmetli Doğan Koloğlu ile uzunca bir sohbetimiz olmuştu.
Kıbrıs’a gelmeden telefonda konuşurken farklı yaklaşımlarımız vardı.
Sohbetimiz sonunda büyük ölçüde aynı noktada buluşmuştuk.
Sohbete nokta koyarken, “Aman ne olur toplumsal birlikteliğinizi gözünüz gibi koruyun. Kamplara bölünür, birbirinize karşı kırıcı olursanız bunun yararı olmaz” demişti.
***
Etrafta alışık olmadığımız nitelikte gerginliğin hoş olmayan kokuları var.
Bir yanda muhalefet partileri ile geleneksel kültürel değerlere özen gösteren barış yanlısı sivil toplum örgütleri, öte yanda homojen olmasa da karşı duruş içinde olanlar.
Uzun süredir kitlesel katılımlı eylem yapmak zordu. Eylemlerde kitlesel destek bulmak, kalabalık toplamak çok daha zordu.
Son zamanlarda öyle mi?
Değil.
Genelde örgütlerin yöneticileri katılarak eylem yapılırdı. Hatta katılanlar örgüt yöneticilerinin toplam sayısından azdı.
Şimdi binlerin hatta 10 bini aşkın kitlelerin katılımıyla eylemler düzenlenebiliyor.
***
Kuşkusuz farklı düşüncede olanlar da vardır. Onlar da kitlesel eylemlerle kendi görüşlerini meydanlara taşıyabilirler.
Eğer toplumsal uzlaşı verimli ve sonuca gidecek şekilde sağlanmazsa bu mitingler, bu eylemler devam edecektir.
Rum tarafından, Türkiye’den ve de dünyadan gözlerin üzerimizde olduğundan kimse kuşku duymasın.
***
Eğer eylemlerinden rahatsızlık varsa, eylemlerin nedenini sorgulanmalı
Neden bir süre öncesine kadar tüm çabalara karşılık, geniş katılımlı eylemler düzenlenemezken şimdi düzenlenebiliyor?
Herkes tepkisini koysun. Ancak şurası unutulmasın, taraflardan biri devlet destekli görünüme sahip olursa, devlet “maça” çıkmış sayılır. Sonucu da iyi olmaz.
***
Sevdiğimiz sözlerden biridir, “Rüzgar, hep yelkenli gemiye göre esmez ki!!”
Geminin sahibi olabilirsiniz.
Tüm mürettebatta sizin belirlediğiniz isimlerden oluşabilir.
İstediğiniz gibi esmeyen rüzgar, dalgalarla baş ederek yol almanızı engeller. Hatta alabora bile olunabilir.
Dahası korumasız bir limanda bile geminiz hasar görebilir.
Hele hele rota belli değilken, pusula da bozuksa, işiniz Allah’a kalmış olur.
***
Rahmetli Doğan Koloğlu, Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı Türkleri çok severdi.
Bir akil insandı.
… Ve şimdi o sözü bir kez daha aklıma geldi: “Aman ne olur toplumsal birlikteliğinizi gözünüz gibi koruyun. Kamplara bölünür, birbirinize karşı kırıcı olursanız bunun yararı olmaz”
***
Düşmanca söylem kolaydır.
Belki bazılarını o keskin söylemlerden tatmin de edebilir.
Önemli olan kişilerin tatmin olması değil, toplumsal temelde kazanım elde etmek, toplum olarak yol kazasına uğramamaktır.
… Bir de şu var. KENDİ İÇİNDE TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAYAMAYAN, KORUMAYAN İNSANLAR, RUMLARLA NASIL BARIŞ YAPACAK?
Bu soru üzerine günlerce makale yazabilirim.
Yorumlar kapalı.