Hasan Hastürer

Ünal Üstel, bana hiçbir zaman ‘ADAYIM’ demedi…






   Dünya görüşüm, parti rozeti olmaksızın çok nettir.

   Oyumu hangi yönde kullandığımdan bir yana hangi yönde kullanmadığım çok iyi bilinir.

   Siyasi yapımızın toplam kalitesine en üst düzeyde önem veririm.

   Kıbrıs Türk halkının bütünlüklü siyasi kimliğiyle kendi kaderini belirleme, kendi yönetimine sahip olma dahil tüm haklara, Kıbrıs özelinde en az Kıbrıslı Rumlar kadar sahip olduğuna inanırım.

   Adada yaşayabilir bir çözüm isterim.

   Çözüm olana kadar KKTC’nin çözümsüzlük bahanesi olmaksızın, yüksek itibarla varlığını güçlendirmesini, tartışmasız şart görürüm.

***

Gazeteciliği, toplumsal misyonu önemli bir çalışma alanı kabul eden anlayıştanım.

   Hep söylerim de, ‘Al bu pantolonun paçasını iki santim kısalt,’ denilen terzi çırağı değilim. Ekran ve radyo yayıncılığı bağlamında da mikrofon ayağı değilim. Özgürlüğünü yitiren, kendi kendine sansür uygulama noktasına gelen gazeteci başka iş alanlarına bakmalıdır. Çünkü gazetecilik arzuhalcilik yani istek üzerine, istenil mektubu, dilekçeyi yazmak değildir.

***

Görevimizi en iyi yapmak için, bilgi sahibi olmak koşuldur.

Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.

Fikir sahibi olunmadan da nitelikli sorgulama, sağlıklı analiz yapıp öngörüde bulunmak olasılık dışıdır.

Bu nedenle de dünya görüşünüz ne olursa olsun, iletişimde güveni vazgeçilmez kabul ederseniz, bilginin kapısı size her zaman açık olur. İletişiminiz yazmanız gerekenleri ya da eleştiri hakkınızı elinizden alamaz.

***

Bir de şu iki kuralı hem bilecek hem de uygulayacaksınız.

   Bir… İnsan hakkı, haber hakkından öndedir. Haber hakkı hiçbir koşul altında insan hakkından önde olamaz.

   İki… Bilmek, yazmaktan daha değerlidir. Biri size yazılmasın diyerek anlatıyorsa, asla yazmayacaksınız. Yazarsanız bir kere daha size kimse güvenmez.

***

Bu yazdıklarım bana özel değildir.

Bu yazdıklarım, okuyucu, izleyici tarafından, gazeteciyi, köşe yazarını, televizyon gazeteciliği yapanları değerlendirmek isteyenlere veri vermek içindir.

***

Siyaset dünyamda iletişim hattım kapalı kimse yoktur.

   Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la iletişimden öte yakınlığımın en az 30 yıllık geçmişi var.

   UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel’le de öyle.

   Her hangi bir konuda görüşümü sordukları zaman da samimiyetle söylerim. Çıkarsız katkıyı, yurtseverlik görevi sayarım.

Ünal Üstel’le özellikle son bir yıldır, zaman zaman kahvaltı eşliğinde sohbet ederiz. O sohbetlerimizde eleştirel görüşlerimi de gözlerinin içine baka baka söylerim.

Siyasette özellikle yükseliş fırsatı yaşayan her siyasetçinin gönlünde cumhurbaşkanlığı yatabilir.

   Ünal Üstel’in çevresindekiler kendisini cumhurbaşkanlığına layık görse de Üstel, değişik ortamlarda verdiği sözlere sadık kaldı. Ersin Tatar’ın adaylığını destekledi.

   Parti içinde farklı yaklaşımları da kontrollü bir şekilde sakinleştirdi.

   En son cumartesi, Maraş’taki örgüt toplantısında bir kez daha, “Aday değilim. Parti Meclisimiz de onayladı. Ersin Tatar’ın adaylığını destekliyoruz.” dedi.

***

   Cumartesi öğle saatlerinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da telefonla aradı. Cumartesi günkü yazımı, UBP’nin adaylığını destekleme konusunda soru işaretlerini ifade ettiğini söyledi. Seslerimiz karşılıklı yükseldi, ancak sonunda telefonu dostça kapattık.

Gün içinde yine konuştuk.

Bu kez çok daha huzurluydu.

***

   Bağımsız aday olursa, seçim giderlerini de sordum.

   Tatar, kısa bir sessizlikten sonra, “Yola devam edeceksek, bizim de parasal açıdan yapmamız gerekeni yapacağız.” dedi.

   Olası bir erken seçim düşünüldüğünde UBP’nin kasasını cumhurbaşkanlığı seçiminde boşaltmasını kimse beklemiyor herhalde.

Ünal Üstel, bana hiçbir zaman ‘ADAYIM’ demedi…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.