Hakikaten bu kadar unutkan mısın?
Ben sana gönlümü verdim
Sen duymuyorsun
O çırpıntı iki misli oldu
Bu ne diyorsun
Çırpıntı yoruldu
Gene ne oldun diyorsun
Halbuki çırpıntı yoruldu
Sen bunu görmez oldun
Gün gelip durduğunda
Buna da ne oldu da durdu diye düşünüp duruyorsun.
……
Dünyam
Keşke onun karanlık yüzünü hiç görmeseydim
Elimi tuttuğunda titremeseydim
Koskocaman dağı taşı deviren
Karşımda erimeseydi
Gün bugün yarını beklemeseydim
O kocaman ellerini özlemeseydim
Her yerde onu görür olmasaydım
Seni sanki Memleketin köküne işlemişler
Tırnakların izi tepelerin çamurlu yolunda yazı yazmış ve şöyle buyurur
“Ben gitmişim karanlığa geçmişim
zaman sana ait beni ve karanlığı bırakıp ön yürü
Yürü ki önün aydınlık olsun
Yürü ki dağ taş nefes alsın
Yürü ki güneş açsın
Yürü ki yeşersin
Hayat versin
Dünya bir daha yuva olsun”.
Yorumlar kapalı.