Akay Cemal

Yıllar önce Rolandis’le Lübnan konusunu da konuşmuştuk…





Gazze’den sonra şimdi sırada Lübnan. İçinde yaşadığımız coğrafyada krizler, savaşlar sürgit ediyor. Kan ve gözyaşı hiç eksilmiyor. İsrail saldırıları sonucu Gazze tam anlamıyla bir enkaz yığınına dönüştü. Sığınacak güvenli yer kalmadı Gazze’de. Ölü sayısı 40 bine dayanırken, İsrail dur durak bilmiyor.

Gazze’nin ardından şimdi de gözler Lübnan’a çevrildi. İsrail’in daha önce işgal ettiği Golan Tepeleri’ne düzenlenen roketli saldırı sonucu 12 çocuğun öldüğü haberi üzerine, İsrail, bu saldırıdan Hizbullah’ı sorumlu tutarak, bedelinin ağır olacağını açıkladı. Hizbullah ise, saldırıyı kendilerinin gerçekleştirmediğini bildirdi.

Bölgede gerilim tırmanırken, Ürdün Havayolları, Lübnan’a, Alman Lufthansa ve Avusturya Havayolları da İsrail’e yönelik uçuşları durdurdu. Rum Yönetimi, tırmanan gerilim nedeniyle üçüncü ülke vatandaşları ve hatta Lübnanlıların yeni bir toplu göç dalgası olasılığıyla karşı karşıya olan Rum kesiminin bu ihtimale karşı hazırlık yaptığını belirtti.

Yeni bir savaş cephesi açılması, dolayısıyla yeni bir insani krizle başa çıkılması olanaklarının ABD Dışişleri Bakanlığı İşletme ve Kaynaklardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Richard Verna’nın Beyrut, Lefkoşa’nın Rum kesimi ve Adana İncirlik Üssü’nde incelemelerde bulunduğu belirtildi.

Kimsenin, hele çocukların savaşlarda ölmesini asla tasvip etmeyiz. Ancak şu ayrımcılığa da dikkat çekmek gerek. GolanTepeleri’nde 12 çocuğun roket saldırısından ölmesi üzerine ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya hemen olayı kınadılar ve suçluların cezalandırılmasını istediler. Pek tabii ki yapanın yanına kâr kalmasın. Ama beri yanda12 değil, Gazze’de 17 bin çocuğun öldürülmesi karşısında niye seslerini çıkarmıyorlar? Golan’dakiler can da, Filistinli çocuklar patlıcan mıdır?

En zor dönemini yaşayan, ekonomik krizin pençesinden bir türlü kurtulamayan Lübnan, İsrail için kolay lokma. Zaten ‘mevvud’a ‘vadedilmiş topraklar’ göre, Lübnan da İsrail’in hedefleri arasında. Bölgedeki daha nice topraklar da! İsrail, kuruluşundan beri, başta ABD olmak üzere, Batı’nın da desteğiyle topraklarına toprak katan, genişleme siyasetini sürdüren bir ülke. Bu nedenle dur durak bilmiyor. Geçmişte Suriye’den alınan Golan Tepeleri de buna bir örnek teşkil ediyor.

Yıllar önce Rum Yönetimi eski Dışişleri Bakanı müteveffa Nikos Rolandis ile evinde uzun bir sohbet yapmıştık. Rolandis, Lübnan’da halk sınıfları arasında ekonomik dengesizliğin çok büyük olduğunu söylemiş, o dönem Ortadoğu’nun eğlence merkezi olan Başkent Beyrut’un bu yüzden yıkıma uğradığını, onun yerine Maraş’ın kurulduğunu kaydetmişti. O dönemde Lübnan’ı yıkan iç savaş olmuştu. Aynı Lübnan şimdilerde dış savaş tehlikesiyle karşı karşıya.

Ekonomisi berbat bir durumda olan ve bir türlü toparlanamayan Lübnan’da olası bir savaşın bölgeye yayılması halinde, bundan diğer ülkelerin de etkileneceği, bunun sonucu olarak yeni bir göç dalgasının başlayacağı muhakkaktır. Yeni insani dramların yaşanmaması için Gazze’de bir ateş kesin sağlanması ve çözüm yolunda ciddi adımlar atılması zorunluluk arz etmektedir. Daha fazla can kaybına yol açmaması için ABD’nin, İsrail’i frenlemesi insani açıdan da bir gerekliliktir. Bölge ancak bu şekilde sükûnete erişebilir.

 

***

Salih Gürcenk dün Lefkoşa’da

son yolculuğuna uğurlandı

 

Aslen Serdarlı (Çatoz) köyünden olup, Lefkoşa’da ikamet eden Gürcenk ailesinin kıymetli büyüğü, iyi insan Salih Gürcenk’in dün Lefkoşa’da toprağa verildiği tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu.

Sevgili eşi Yüksel hanım, çocukları ve eşleri İnci-Hüseyin Dümenci, Mehmet-Fatoş Hürcenk, Çiğdem-Sertaç YAK, torunları Yüksel ve İsmail Dümenci, Berfin ve Delfin YAK, Yüksel ve Mezide Gürcenk, sevgili eş, can babaları ve dedelerininyokluğuna asla alışamayacaklarını ifade ederek, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.

Bu arada Karaoğlanoğlu’nun sevilen isimlerinden Osman Müzisyen dün Karaoğlanoğlu’nda son yolculuğuna uğurlandı.

Yıllar önce Rolandis’le Lübnan konusunu da konuşmuştuk…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.