URSULA HANIM: Avrupa Birliği’nin, artık kadim konumundaki genişlemeden sorumlusu, veteran diplomat Günter Verheugen, Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasının 20’inci yılı dolayısıyla konuştuğunda, Rumlar tarafından nasıl kandırıldığını bir kez daha yana yakıla anlattı o yaşlı ve feleğin çemberinden geçmiş haliyle… Gerek Verheugen’in, gerekse o dönemdeki aldatılmış diğer AB yetkililerinin geçmişte ve günümüzde yaptıkları bu tür yakınmalar elbette ki AB’nin de arşivlerinde, tutanaklarında ve güncel ajandasında vardır…
Gelgelelim Rum hayranlığından başı dönmüş bugünün AB yetkilileri, aldatma yetenekleri her fırsatta ve her ortamda defalarca kanıtlanmış bu insanların sırtını sıvazlamakta ve onları uzlaşmazlıkta kışkırtmakta berdevamdırlar… Bunun son örneğini AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen vermedi mi son Güney Kıbrıs ziyaretinde?…
Ursula von der Leyen, açıkça Rum tarafını kayıran demecinde aynen şu vurguyu yapıyordu: ” Kıbrıs Avrupa Birliği’nin Türkiye ile olan bir meselesidir ve bu konuda Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yanındayız.”
BM’nin yetkilileri de varsınlar müzakereleri yeniden başlatabilme adına ortak zemin arasınlar, var olan çürük zemin boyuna bombalanırken!.. Zaten BM siyasetlerinin de bir hayrı yok ya!.. Yıllar öncesinden göleğin düğmelerini yanlış ilikleyerek yola çıkmış bedbaht bir kurumdur orası!..
Kıbrıs sorunu Kıbrıs’taki Rumlarla Türkler arasındaki kronik meseledir ve meselenin baş sorumlusu da tarihi kanıtlarıyla belgelenen Rum ve Yunan tarafıdır… Ursula Hanım, bu ilkel tarih bilgisinden bile yoksun olduğunu göstererek ciddi ayıp işlemektedir… Yoksa bu ayıbı işlemeye adanmış bilinçli bir gafil mi?!.. Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasının 20’nci yılını Rumlarla birlikte kutlamaya gelen Ursula Hanım, şatafatlı törenlerin sonrasında da Rum halkının güvenini bile yitirmekte olan Güney Kıbrıs rejiminin başkanı Nikos Hristodulis’le kol kola girerek bir de Ortadoğu gezisi yaptı, onu onore ve lanse etmeye çalıştı… Ne misyon ama!..
Anımsamalıyız: Ursula Hanım, Ankara’ya yaptığı son ziyarette Cumhurbaşkanlığı makamındaki kabule gittiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ona oturacak yer bile göstermemiş ve süklüm püklüm bir köşeye yerleşmeye çalışırken kameralara ilginç şekilde yakalanmıştı… Şimdilerde tutarsız Güney Kıbrıs Rum şakşakçılığıyla da bir kez daha yakalanan Ursula Hanım, demek ki bu diplomatik uyarıyı hak etmişti… Türkiye diplomatik istihbaratı bakalım onun hakkında neler saptamıştır!… Ki yeri geldiğinde çok anlamlı diplomatik tavırlarla karşılaşıyor bu hanımefendi…
Kıbrıs sorununun sonsuz bir çözümsüzlük sürecine girmesinin kötü aktörleri işte hep bu tiplerdir… İlallah ellerinden yani!.. Bıktırdılar, usandırdılar, tiksindirdiler!…
***
SAĞLIK VURGULARI: 2024’ün rakamları yıl sonunda açıklanacak, ama 2023’ün rakamları belirlendi ve kamuoyumuza açıklandı… Ülkemizdeki devlet hastaneleri polikliniklerine 2023 yılında 500 bini aşkın hasta başvurusu oldu… Özel hastanelere ve kliniklere yapılan başvurular bilinir değildir bu arada… Ki o da çok yüksek rakamları vurgular kesinlikle…
Devlet hastanelerimize ilişkin bu resmi rakamı verdikten sonra herhalde bunu izleyen diğer sağlık rakamlarını sıralamaya gerek yoktur!.. Başvuruların yoğunluğu tabii ki merkezi devlet hastanemiz Dr. Burhan Nalbantoğlu’na…
Devlet yetkililerimiz tarafından “400 bin küsur” sayısıyla telaffuz edilen nüfusumuz göz önünde bulundurulduğunda, bu hasta başvuru sayısı ürkütücü bir rakam, değil mi?..
Ülke nüfusundan da fazla bir sayının sadece devlet hastanelerine hastalık nedeniyle başvurması ne demek ey dostlar?.. Bu konuda sayfalar dolusu yorum yazılabilir… Bitmeyen bir pandemi sürecinde miyiz?… Hastalık furyası mı var bu minik ülkede?.. Varsa eğer gerçekçi nedenleri ne bunun peki?..
Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi yüklendiği ağır yükü taşıyabilmekte artık çok zorlanıyor… Vaziyetler, ha çöktü, ha çökecek…
Hem sağlık sisteminin ciddi şekilde ele alınması, hem de Girne ile Güzelyurt’daki yeni hastane projelerinin artık hızlandırılarak sonuçlandırılması gerek… İvedilikle!.. Çeşitli bölgeye yeni sağlık ocakları açmak da, Lefkoşa’daki bunalıma biraz olsun soluk aldırtabilecektir…
Başkent Lefkoşa’ya yeni ve çağdaş bir hastane projesi ise hep gündemde, ama sürüncemede olan bir yılan hikâyesine dönüştü… Bu konudaki ayrıntılı araştırmalarımın metnini yayınlamayı, bir başka başlık altında, önümüzdeki günlere bırakıyorum izninizle efendim…
Yorumlar kapalı.