Ahmet Tolgay

Pazartesi notları: Tarifsiz “İsias” acımız





   DURUŞMA YENİDEN: “Ortak davamız” şuuru ile halkımız, bir kez daha Adıyaman’daki tarihi yargılamaya odaklandı… İlk duruşma 4 gün sürmüştü… 6 Şubat 2023 tarihine asrın felaketi damgasını vuran o müthiş depremin mezarlıklarından biri olan İsias’ın yeni duruşmasına odaklandık şimdi de… İnsanları öldüren deprem değildir… Deprem kuşakları üzerinde, sırf kazanca odaklanılarak sorumsuzca inşa edilen güvenliksiz yapılardır… İsias gibi yapılar!..  İsias davasında adalet arayanlar işte bu acı gerçeğe vurgu yapmaktadırlar ısrarla… Adı yüreklere ve belleklere silinmez bir acıyla kazınan “İsias” özetle şu demek: Adıyaman’da, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde yıkılan ve 35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenden oluşan kafilenin yanı sıra, toplam 72 kişiye mezar olan, deprem kuşağı üstüne güvenliksiz biçimde kurulan ölüm tuzağı!… Kıbrıs Türk halkının çocuklarını da çürük enkazı altında şehit eden İsias Otel… Depreme dayanıksız yapıların kapkara simgesi olarak belleklere kazındı, hem de silinmez biçimde… Kıbrıs Türk halkının Şampiyon Melekleri için başlattığı ve yankılar yaratan bu adalet arayışının özünde depreme dayanıksız yapılaşmaların artık insanlara mezar olmaması, depremde ölmenin de kaçınılmaz bir kader olmadığını vurgulamak gibi çok duyarlı  amaçlara odaklanmıştır…
***
   JAPONYA DEPREMİNDEN ALGILAR: Yeniden anımsayalım: Adıyaman’da İsias davası başlarken, yüzlerce kilometre uzaklıktaki Japonya’da, 6 Şubat 2023 Türkiye depremlerinin şiddetindeki o deprem hem de  tsunamili biçimde çıkagelmişti… Depremin şiddetine karşın büyük can kayıplarının görülmemesini ben  ilahi bir mesaj gibi algılamış ve yazmıştım o günlerde… Neden mi?.. Çünkü zamanlaması ve sonuçları ile, Şampiyon Melekler davamızın özünün ne denli haklı olduğunu, insan güvenliği ile haklarının mutlaka güvenli yapı gereksinimini her ülkede ön plana çıkardığını sergileyen bir doğa olayıydı bu… Güvenliksiz yapılar nedeniyle  “asrın felaketi”ne dönüşen 6 Şubat depremlerinde on binlerce insan can verirken, depremler ülkesi Japonya’nın adeta olağan karşılanan o 7 şiddetinden büyük tsunamili depremlerinde ölenlerin sayısı asgari düzeyde olmuştu… Gelin görün ki, Japonya depreminde ölenlerin tümü kadar insan bir tek İsias’ta ölmüştür ey dostlar!… İsias Otel, 72 cana mal olarak kumdan bir yapı gibi çökerken, civarındaki nice komşu yapının çökmeyip ayakta kalması da, ellerimiz yakalarında olan davalıların savunmalarını “kadercilik” üstüne inşa edemeyeceklerini haykıran bir diğer yalın gerçektir…
***
   SİNERJİ VEREN EYLEM: Kıbrıs Türkü’nün İsias davasının adalet bağlamında ilham ve sinerji veren yönü de göz ardı edilemez… “Adalet Peşinde Aileler Platformu”, adliyeler önünde pankartlarını açarak “adalet nöbeti” eylemini başlatırken, 6 Şubat 2023 depreminde yakınlarını yitiren Türkiye’deki aileler de adalet arayışı adına ilham, güç ve sinerji bulup örgütlendiler… Gerçek şu ki, İsias davası, onlara da örnek ve motivasyon oluşturan uygarca bir adalet ve hukuk hamlesidir… Depremlerde yakınlarını yitiren aileleri adalet huzurunda temsil etmek üzere sürekli harekette olan platformun hedefi,  5 binden fazla binanın yıkıldığı ve 300 bine yakın binanın da hasar gördüğü depremlerde sorumluluğu bulunan herkesin adil bir şekilde yargılanmasına yöneliktir… Platform, insan yaşamına uygun, depreme dayanıklı, sağlam yapıların ve depreme dirençli kentlerin inşa edilmesi gerektiğini belirtirken, mücadelesinin ne denli bilimsel ve insancıl olduğunun da altını çizmektedir…. Soruşturma ve yargı aşamasında yasaların herkes için adil olması isteniyor… Yakınlarını, canlarını yitiren ailelerin hukuksal süreçteki mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceği de sıkça anımsatılıyor…
***
   HER GÜN 6 ŞUBAT: Halkımızı da yanlarına alarak adalet arayışında yumruk gibi kenetlenen Şampiyon Meleklerimizin aileleri adalet sağlanana dek mücadele kararlılıklarını sürdürürlerken, birer ateşten slogana dönüşen vurgularıyla da vicdanlara hitap ediyorlar… “Biz her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz” diyerek, yaşam törpüsüne dönen dinmez acılarının derinliğini anlatıyorlar… Sorumlulara karşı çok haklı bir isyanla; “Bizi deprem değil siz öldürdünüz” diyorlar… Deprem kuşağı üzerinde güvenliksiz inşaatlar yapanları kamuoyu önünde “katilsiniz”, “katliamcısınız” diye cesurca suçluyorlar… Katliamın net kanıtlarına işaret ederek onlara “yalancısınız” ayıbını basıyorlar… Sorumlulara “savunulacak yönünüz yok” diye haykırıyorlar… “Felaket hazırlayıcıları affedilemez” diyerek yargıdan “mutlaka olası kast” talebinde bulunuyorlar… “Suçlular için emsal oluşturacak ceza” istiyorlar… Ve adalete olan inançlarını hiç yitirmeden “Türk adaletine güveniyoruz” açıklamasını boyuna tekrarlıyorlar… Onlarla birlikte tüm Kıbrıs Türk halkı ve depremlerde yaşamını yitiren Türkiye insanlarının yakınları… Ve de en önemlisi, çürük deprem yapılarının on binlerce masum kurbanının aziz ruhları… Güvenilen Türk adaletinin kararını bekliyorlar tümden… Yüreklerde ve ruhlarda hiç inmeyen ve dinmeyecek olan bir depremin sarsıntısı içinde…

Pazartesi notları: Tarifsiz “İsias” acımız

Yorumlar kapalı.