
Hep çocuklardan konuştuk dün. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye’de olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) de coşkuyla kutlandı. Gün çocuklarındı. Cumhurbaşkanı da oldular, meclis başkanı da, başbakan da! Bakanlık koltukları öğrencilere devredilirken, Büyükelçi Ali Murat Başçeri, çocukları kabulünde “Sizlere güvenimiz ve inancımız tamdır.” dedi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Atatürk’ün önemle üzerinde durduğu egemenlik kelimesinin anlamının, “özgürlük, bağımsızlık ve kendi kendini yönetmek” olduğuna işaret etti, Tatar, “Egemen bir halk değilseniz, kendi kendinizi yönetemezsiniz ve karar alamazsınız ve başka ülkeler sizi yönetir.” dedi.
Başbakan Ünal Üstel, Bakanlar Kurulu’nu çocuklara emanet ederken, “Yarınlarımızı size emanet edeceğiz. Bayramınız kutlu olsun” dedi. 23 Nisan 1920 Türk milletinin kaderini kendi ellerine aldığı, bağımsızlık ve egemenlik iradesinin tüm dünyaya ilan edildiği, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu tarihi bir dönüm noktasıdır. Uçağa girdiğinizde Atatürk’ün, üzerinde ‘İstikbal Göklerdedir’ yazılı bit levha gözünüze çarpıyor. Gerçekten de öyle! Bazı ülkeler uzayda üs kurabilmek için yarış halinde. Bir hakimiyet yarışıdır gidiyor. Eğer sağlam durmaz ve egemenlik hakkınız yoksa, başka haklardan da mahrum kalırsınız. Milletler bu hakkı elde edebilmek için nice mücadeleler verdi. Bu uğurda on binlerce insan hayatını kaybetti.
Dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kendi devletimizde, kendi bayraklarımızın gölgesinde kutladıysak, ne mutlu! Bize kim karışabildi? Çünkü burası Kıbrıs Türk halkının egemen olduğu, kendi kendini yönettiği bir ülkedir. Geçmişte burada bu gibi törenler bile yapılamazdı. Bayrak taşınamazdı. Cezası vardı.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarına armağanıdır. Yalnız Türk çocuklarına değil, tüm dünya çocuklarına da armağan edilmiştir. Çünkü o çocuklar kin ve nefretin ne olduğunu bilmezler. Birbirlerine düşman olmaz, dost olurlar. Kötülük yoktur içlerinde. Doğruluk, dürüstlük vardır. İyi niyetlidirler ve kötülük düşünmezler. Tertemiz, pırıl pırıl insanlardır.
Paskalya yortusu münasebetiyle Rum tarafında Başpiskopos, nifak tohumları eker, dedesinin malıymış gibi, Türklerin Ada’dan kovulması gerektiğini söylerken, bizde dünkü milli günde Rumlara tek bir çirkin söz söylendiği işitildi mi? İşte aradaki fark budur. O taraftaki çocuklara sürekli olarak Türk düşmanlığı aşılanmakta ve öyle yetiştirilmektedirler. Bu işin başını da kilise çekmektedir. Meclis Başkanı Ziya Öztürkler makamını dün Dipkarpaz İlkokulu öğrencilerinden Çınar Güngör’e devretmişti. Orada yaptığı konuşmada, çocukların çözüm üreten, ülkesini seven bireyler olduğunu vurgulayan Çınar Güngör, “Bize güvenin, çünkü biz geleceğiz. Barışa, özgürlüğe ve adalete inanan çocuklar olarak yarının liderleri olacağımızın farkındayız.” ifadelerini kullandı.
Ulu Önder Atatürk, çocuklara armağan edilen bu günde ulusal egemenliğin ne denli önemli olduğunu vurgularken, Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkının pazarlık konusu olamayacağının bilinmesi gerekir. Rum’un ne kadar egemenlik hakkı varsa, Kıbrıs Türklerinin de o kadar hakkı vardır. Dünkü günde bunu tüm dünyaya bir kez daha göstermiş olduk.
***
Mürüde Olgunsoy Lefkoşa’da,
Yağlı da Çamlıca’da defnedildi
Aslen Gazimağusalı olup, Lefkoşa’da ikamet eden Mürüde Olgunsoy’un dün Lefkoşa’da son yolculuğa uğurlandığı tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. 1928 doğumlu bir çınar isim olan Mürüde Hanım, Emekli Baş Mukayyit Hasan Olgunsoy’un eşi, herkes tarafından sevilen iyi bir insandı.
Evlatları Alkan Olgunsoy, Canan-Mehmet Ziya Berkman, İmren-Ahmet Baloğlu (merhum), Hülya-Dr. Kemal Lordoğlu, Nurşen Olgunsoy, torunları Nermin-Hasan Olgunsoy, Gamze-Gözde Berkman, Hasan, Tarkan, Kaan-Fatoş Baloğlu, Dr. Begüm-Emrah-SafureLordoğlu, Mürüde-Cemile Altıncık, torun çocukları Aliye Olguner, Neril Gökyay, Hera-Mira Kodan, Lara Cankay, Ahmet Ares Baloğlu, Lena Lordoğlu, Mona-Nova Öksüzoğluları, Yaz-Uzay Erkut Öznergiz ve bakıcısı Bazarova, “O canımız, her şeyimizdi. Acımız sonsuzdur. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.
Öte yandan köyü Çamlıca’da olduğu gibi, bölgesinde de sevilen ve sayılan, iyi insan, yağlı ailesinin büyüğü Emekli Ziraat Mühendisi Mustafa Yağlı dün Çamlıca’da (Kufez) toprağa verildi. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, sevgili eşi Serpil hanım, çocukları Yeliz Yağlı, Hüseyin Yağlı-Cemre Hamoğlu, derin üzüntülerini dile getirerek, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.
Bu arada Koncay ailesinin değerli büyüğü Aysel Koncay dün Lefkoşa’da toprağa verilirken, Maraş bölgesinin esnaflarından ve sevilen makinistlerinden Mehmet Ali Sülünlü de Mağusa’da defnedildi. Sülünlü ve Koncay’ın mekânlarının cennet olması dileğinde bulunuldu. Lapta sakinlerinden Ergör ailesinin çınarı Mustafa Nazım Ergör Lapta’da defnedildi. Aslen Aslanköylü olup, Lefkoşa’da ikamet eden, eğitim camiasının sevilen isimlerinden Esin Çavuşoğlu’nun vefatı büyük üzüntüye neden oldu. Örnek bir öğretmen olan Esin Çavuşoğlu, eğitim camiasının da sevilen isimlerindendi. Lefkoşa’da defnedildi. Nur içine yatması dileğinde bulunuldu.
Yorumlar kapalı.