Ahmet Tolgay

Buz dağının deniz üstündeki ucu






* Rakiplerini teker teker devirerek 2024 Paris Olimpiyatlarının biletini kopartıp alan filenin sultanlarına buradan selamların en kallavisi… Atatürk’ün kızları olimpiyat şampiyonluğunu da garantilemiş görünüyorlar…
* Ana muhalefetimizin lideri ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “Hristodulidis’in çözüm istediğine inanmıyorum” dedi… Bu itirafın gereklerinin de yerine getirildiğini görmek isteriz… Ha, onun yanı sıra ENOSİS ve çözümsüzlük adına bir yığın sinsi marifeti olan AKEL de çözüm istemiyor.
* Yabancı öğrenci akışının adeta durma noktasına gelmesi Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin milyara yakın açık vererek iflasın eşiğine ulaşmasının en önemli nedenidir… Tabii ki bunun da bir nedeni vardır: Yüksek maaşlarla donatılan DAÜ yurt dışı temsilcilerinin ofislerini kapalı tutup çalıştırmamaları…
* Döviz değerleri şimdilik yerinde saymakta, yatay seyretmekte… Enflasyonu tetikleyen eğer döviz ise, fiyatlar neden boyuna tırmanmakta öyleyse?..
* Yeni ürün kolokas, işe yaramaz o sapı meyvesinden daha ağır biçimde müşteriye sunuldu… Aslında kendisi de tüketici olan bu üretici milleti, velinimetleri tüketiciyi bu denli kazıklamaktan hiç mi hicap duymaz?..
* Ateş pahasına satılan patatesin durumlarını sorarsanız, onca eleştiri vız gelip tırıs gitmekte… Patatesler tartıyı etkileyecek denli topraklı, kırmızı çamura bulanmış…
* Rum Lider Nikos Hristodulidis “BM kararlarına uymak esastır” diyor. Refiki İsrail hiçbir BM kararına uymuyor ama, ne haber?..
* Amerikan adaleti sözde senatör Bob Menendez’e “Artık yeter… Buraya kadar” diyor… Diyor da, bakalım bundan sonrası ne olacak…
* Jack Straw bu kez TRT’ye konuştu ve “Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı olarak Güney Kıbrıs’ın AB’ye girmesine onay verdiğimden dolayı çok pişmanım” dedi. Son pişmanlık para etmiyor ne yazık!..
* Fotoğraflarını gördünüz sanırım… Rekor ücretle Suudi Arabistan’a transfer olan futbol efsanesi Cristiano Ronaldo, oralara uyum sağlayabilmek için geleneksel Arap kıyafetini ve “kûfiye” denilen başlığı giydi… Arabistanlı Lavrens’e benzedi vallahi!..
* Demiş ki; ”Ne kadar çok bilgi, o kadar düşük ego; ne kadar az bilgi, o kadar yüksek ego…” Albert Einstein
* Büyük harflerle yazılması gereken: BUZ DAĞININ DENİZ ÜSTÜNDEKİ UCUYLA İŞTİGAL ETMEKTEYİZ.
* Haftanın öğüdü Erich Fromm’dan: “Sevdiklerinize verebileceğiniz en güzel armağan dürüstlüğünüzdür…”
* Temel’in dünyası… Doktora giden Temel derdini anlatıyor… “Eğilip el parmaklarımı oynatıyorum, doğrulduğumda tüm bedenimde dayanılmaz bir sızı…” Doktor “o hareketi yapma öyleyse” der. Temel: “Peki, ayakkabılarımın bağcıklarını nasıl bağlayacağım?”
* Ve dizeler… Bedri Rahmi Eyüpoğlu’dan:  “Yâr yâr!.. / Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar / Değirmen misali döner başım / Sevda değil bu bir hışım / Gel gör beni darmadağın / Tel tel çözülüp kalmışım / Yâr yâr”
 

Buz dağının deniz üstündeki ucu
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.