
Yazıları kağıda dökmeyi, bağımlı olmakla, özgürlük arasında bir yer olarak tanımlayan Alev Eleyan için bu tutku hayatında çok önemli bir yer tutuyor:
ALEV ELEYAN’IN YAZIM TARZI… “Kurt Ruleti”, “Sevda Tohumu” ve “Bir Deli Fırtına” romanlarının yazarı Eleyan’ın romanlarında romantizm etkisi yoğun bir şekilde göze çarparken, hikâyelerinde de fantastik olmayan, yine duyguyu öne çıkararak yaşam gerçeklerini de dile getiren bir yazım tarzı hâkim.
“AİLEME ÇOK ŞEY BORÇLUYUM”… “Öncelikle anneyim. Devletteki memuriyetimden dolayı halkın hizmetkârı sonrasında da yazarım.” ifadelerine yer veren Alev Eleyan, kitabını hazırlama sürecinde en büyük destekçisinin hayat arkadaşı Qossay Eleyan, kızları Ranya ve Rayda olduğunu belirterek, “Onlara çok şey borçluyum.” dedi.
Alev Eleyan’ın yayın hayatı serüveni 2015’te “Kurt Ruleti” romanı ile başladı…
Bu yolculukta en büyük destekçisi de eşi Qossay Eleyan, kızları Ranya ve Rayda oldu.
Okuyucuların, “Kurt Ruleti” romanındaki karakterleri merak etmesi ve bunu dile getirmeleri Eleyan’ı daha çok yazmaya teşvik etti. Böylelikle kısa süre de “Sevda Tohumu” ve “Bir Deli Fırtına” isimli romanlarını da okuyucuyla buluşturdu.
“İyi ki yazmışım.” ifadesini kullanan Alev Eleyan, yazmayı “nefes” olarak nitelendiriyor…
Güçlü kalemiyle, sözlerini kâğıda döken Eleyan, eserlerinde romantizm duygusunu ön plana çıkarırken, yaşam gerçeklerini de okuyucuya sunuyor.
Yazdıkça özgürleştiğini dile getiren Eleyan, yeni çalışmalarından bahsederek, projelerinde korku gerilim ve distopyanın da olacağını okuyuculara müjdeledi.
“Dost canlısı, doğa sevdalısı,
samimi ve nüktedan”
Yazar Alev Eleyan kendisinden bahsederken, “Öncelikle anneyim. Devletteki memuriyetimden dolayı halkın hizmetkârı sonrasında da yazarım.” ifadelerine yer veriyor.
Dost canlısı, doğa sevdalısı, samimi ve nüktedan bir kişiliğe de sahip olan Alev Eleyan, çevresi tarafından yardım sever olarak da biliniyor.
“İlk romanımı yazmam uzun sürdü”
Yazma macerasının uzun zaman öncesine dayandığını belirten Eleyan yayın hayatına giriş sürecini, “ciddiye almadım, dediğimiz olgu var ya, yazdıklarımı yayın hayatına geçirmedim. Gerçek anlamda yapmalıyım dediğim zaman 2012 yılında Kurt Ruleti’ne giriş yaptım ve bu kez kendimi hikâyeye kaptırdığımı fark ettim. Yazma süreci biraz uzun oldu tabii. Böylece kitap bitti ve bir anda kendimi yayın hayatının içerisinde buldum.” ifadeleriyle anlatıyor.
Eleyan, “Şeytan Tohumu” ve “Bir Deli Fırtına” romanlarının yazma hikâyesiyle devam ediyor:
“Doğrusu ilk romanımı yazarken yarattığım yan karakterlerin, en az ana karakterler kadar sevileceğini beklemiyordum. Buna rağmen ben diğer romanların temelini atmıştım bile. İyi ki yazmışım diyorum. Çünkü değerli okuyucularım Kurt Ruleti’ni okuduktan sonra diğer kahramanların hikâyelerini okumak istediklerini sıklıkla belirttiler. Bu da beni daha hevesle yazmaya teşvik etti elbette. Böylelikle romanlar bir seriye dönüştü ve ‘Kurt Ruleti’ni, ‘Şeytan Tohumu’ ardından da ‘Bir Deli Fırtına’ takip etti.”
“Eşim ve kızlarıma teşekkür ederim”
Romandaki olayların ve kişilerin tamamen kurgu olduğunu belirten Eleyan, kitabını hazırlarken yanında olan hayat arkadaşı Qossay Elenay’a ve kızları Ranya ile Rayda’ya teşekkür etti.
Eleyan, “Onlar destek vermese sanırım ben hâlâ daha bekliyor olacaktım. İlk okuyucularım, editörlerim… Üç kitabımın kahramanlarının isim anneleri de kızlarım. Onlara çok şey borçluyum.” dedi.
Yaşar Kemal’in izleri…
Her yazarın, üzerinde iz bırakan bir yazar olduğuna inanan Alev Eleyan, yazarlık bakımından kaleme aldığı roman ve hikâyeleri arasında “dağlar kadar fark” olduğunu dile getiriyor.
Eleyan, “Romanda belli bir yazarın etkisinden bahsedemesem de, hikâyelerimde Yaşar Kemal izlerini onun dünyaya bakış açısını görebilirsiniz. Severek okuduğum birçok yazar olsa da Yaşar Kemal’in, yani üstadın –ışıklarda uyusun- benim için yeri bambaşka.
Özetle, romanlarımda romantizm etkisi yoğun bir şekilde göze çarparken, daha çok sosyal medyada paylaştığım ve kitap projelerimde olan hikâyelerimde toplumsal gerçekçilik dediğimiz, fantastik olmayan, yine duyguyu öne çıkarırken, yaşam gerçeklerini de dile getiren bir yazım tarzı hâkim olmaktadır.” şeklinde konuştu.
“Yazdıkça özgürleşirsin”
İşten arta kalan zamanını öncelikle ailesine ve daha sonra da yazmaya ayırdığını söyleyen Eleyan, “Benim için yazmak nefes almak gibi! Bağımlı olmakla özgürlük arasında bir yerde; olmazsa yaşayamazsın diğer taraftan da yazdıkça özgürleşirsin.” dedi.
Eleyan konuşmasında yeni proje müjdesini de veriyor:
“Şu anda korku ve gerilim içerikli bir proje üzerinde çalışmaktayım. Bir sorun olmazsa bu yıl içerisinde okuyucularımla buluşturmayı planlamaktayım.
Bundan sonraki kitaplarımın içeriği korku edebiyatına yönelik olacak. Belki ileride yine mizah ve romantizm içeriklikli ya da fantastik yazabilirim. Projelerimde bir de distopya var. Bu bilgiyi de ilk kez KIBRIS gazetesi okuyucularıyla paylaşıyorum.”
Yorumlar kapalı.