İki ortaklı (Türk-Rum) ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi 16 Ağustos 1960’dır. Ancak 21 Aralık 1963’te, Ada’yı Yunanistan’a ilhak etmek ve ENOSİS’i gerçekleştirmek için engel olarak gördükleri Kıbrıslı Türkleri yok etmeyi amaçlayan Akritas Planı’nı uygulamaya koymalarından sonra, cumhuriyetin kuruluş tarihini bile değiştirdiler. Söz konusu tarihte, cumhuriyetin Türk ortağı silah zoruyla ortaklıktan atılmış ve ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ bir ‘Elen Cumhuriyeti’ne dönüştürülmüştü…
Rum egemenliği altındaki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihini 16 Ağustos’tan 1 Ekim tarihine alanlar, esasen niyetlerinin ne olduğunu açık seçik ortaya koymuşlardı. O günden itibaren Kıbrıs Türk tarafı olarak bizim müzakere masasına oturup da havanda su dövmemiz abesti. Ama yine de iyi niyet göstererek, ‘belki’ diyerek, masalarda dirsek çürüttük. Bunca zamana yazık oldu.
Rum tarafı geçen 1 Ekim’de ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 61’inci kuruluş yıldönümünü kutladı. Hem de Yunan bayrakları altında. ‘Burası Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ dercesine. Ünlü EOKA’cı Nikos Samson, Yunan Cuntası’nın Makarios’a karşı gerçekleştirdiği darbede, radyoda mikrofonu eline alıp da halka hitap ederken, ‘Burası Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ diye söze başlamamış mıydı? Arada hiçbir fark yok! Ha Anastasiadis, ha Samson.
Her tarafın Yunan bayraklarıyla donatıldığı kutlama törenlerine Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayotopulos da katıldı. Rum Lider Nikos Anastasiadis, alay edercesine “kutlama törenlerinde Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız da olsaydı daha çok mutlu olurduk” dedi. Bunun ne anlama geldiğini siz daha iyi biliyorsunuz. “Burası Rum egemenliğinde bir cumhuriyet… Siz ise ortaklıktan attığımız bir azınlık. Yunan bayrağı altında azınlık olarak yaşamaya varsanız, buyurun 1960 Anayasasına dönün” anlamında, Anastasiadis’in bir süreden beri ağzında sakız gibi çiğnediği lafların özü bu!
Ve tam gününde ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, ‘Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ne uyguladığı silah ambargosunu kısmı kaldırma yönünde aldığı kararı 1 yıl daha uzattığını bildirmesi, ‘Fileleftheros’ gazetesince “Washington’dan doğum günü hediyesi’ başlığı altında veriliyor. Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis de, kararı, ‘ambargoların tamamen kaldırılması yönünde atılmış doğru bir adım’ diye niteliyor.
Kıbrıs Türk halkı 58 yıldır ekonomik, kültürel, sportif, ulaşım ve her türlü ambargolar altında, izolasyona tabi tutulurken, kıllarını kıpırdatmayanların Kıbrıs’ta uyguladıkları çifte standardına bakınız. Onların nazarında Rum can, Türk ise patlıcan… Ve federasyon saçmalığıyla bizi birleştirmeye, Yunan bayrağı altındaki bir cumhuriyete yamalamaya çalışıyorlar. Bir yandan Kıbrıslı Türkleri 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına dönmeye çağıran Anastasiadis’in, beri yandan sözde yıldönümünü Yunan bayrakları altında kutlaması tezat teşkil etmiyor mu? Davetinin ne denli sahte ve aldatmaca olduğunu göstermiyor mu? Sanki de çocuk kandıracak.
Nitekim Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1 Ekim kutlamalarının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum devletine dönüştüğünün göstergesi olduğunu söyledi, Tatar, “ anayasanın Rumlar tarafından değiştirilmesinin yanı sıra, kuruluş yıldönümü olan 16 Ağustos 1960 tarihi de 1 Ekim olarak değiştirilmiştir. Bu da bize Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir Rum devleti olduğunu gösteren bir diğer gerçektir” dedi.
Uzun lafın kısası, ya da sözün özü; Anastasiadis, “1960’a dönünüz” çağrısıyla, “Yunan bayrağı altında yaşamaya razı iseniz buyurun gelin” demeye getiriyor. Aynen Batı Trakya’da olduğu gibi! İçimizde hala federasyon diye sayıklayanların da bu gerçekleri görmemesi mümkün mü?
***
Hasan Nihat Erduran’dan:
“Emperyalizm, 5 silah tüccarı şımarık Rum’un, Yunanın kucağına oturmuş, elbirliğiyle ‘solumuzu’ kullanıp içimizi oyarlar, bireysel haklar, günübirlik menfaatlerle global çıkarları için kıvamına getirmeye uğraşırlar. 57 yıllık ambargoların vs tazminatını, maddi manevi Yunan ve Rum tarafı sorumlu taraf olarak Türkiye ve Kıbrıs Türküne ödemek mecburiyetindedir.”
***
Mustafa Çağlar, Mağusa’da defnedildi
Neşe-Orhan Çağlar’ın değerli evladı, herkes tarafından sevilip sayılan iyi insan Mustafa Çağlar dün Gazimağusa’da son yolculuğuna uğurlandı. Anne ve babası ile sevgili eşi Aysel Hanım, evlatları Korhan ve Aybüke Çağlar, tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyururken, “Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun. Her zaman kalbimizde yaşayacak ve hiçbir zaman unutulmayacaksın” dediler.
Yorumlar kapalı.