Öyle bir özlem düşer ki yüreğime,
Çocuk olmak geçer içimden,
Dönemem geriye…
Kanar yüreğimin kapanmaz yarası,
Yanar ciğerim,
Yanar da…
Bir damla yaş akmaz gözlerimden…
YA SONRA?
Nasıl da hızla geçiyor yıllar…
2023 geldi bile…
2000 yılına girerken ne çok heyecanlanmıştık..
“MİLENYUM” demiştik ve ne çok şey beklemiştik 21. Yüzyıldan…
Çok şey değişti aslında bu yeni yüzyılda ama;
Umduğumuzu bulduk mu?
Bence ASLA!
Her geçen gün çok şey yitirdik geçmişten yana…
Birbirimizi tanımaz olduk önce,
Sonra hırs kapladı tüm benliğimizi…
Paraya tapar olduk…
Bir yarıştır başladı kıran kırana…
Ya sonra?
Düşündük mü hiç, hepimizin içinde odluğumuz bu gemi nereye doğru yol alır diye,
Rota kimin elinde?
Ben mi, biz mi konu olan?
Öyle bir tokat yedik ki hepimiz,
Pandemi denen illet sardı tüm dünyayı,
Ne çok insan aldı nasibini bu felaketten…
Ne çok insan yitirdik…
Aldık mı dersimizi?
Hayır… bence ASLA!
Saygı, sevgi sözcükleri sözlüklerden kaybolmadan bir kendimize gelsek diyorum.
Vefa diye bir sözcük var, biliyorum.
Ne kaybederiz ki bu duyguyu yüreğimize yerleştirebilsek…
Ancak;
O da özlüklerden silindi, siliniyor sanıyorum…
İnsanı insan yapan nedir ki?
Ruh yoksa bir bedende,
Beden bir çuval kan ve kemik değil midir?
Onurumuzu, benliğimizi yitirirsek,
Ruhsuz beden neye yarar ki?
İnsan denebilir mi bize?
Vakit geç olmadan kendimize gelelim desem?
Geç olmadıysa eğer,
Sevgi ve saygıyla ve de vefayla…
Bir kez olsun sarılsak dostça,
Arkası mutlaka gelecek mutlaka…
Gün bugün…
Ya sonra?…
Yeni bir yıla başlasak mı dersiniz umutla…
Yorumlar kapalı.