Ahmet Tolgay

Stratejik bir halk ve ülkeyiz…





Kıbrıs Türk halkı olarak uluslararası toplum içinde kendimizi önemsemeliyiz… Bu bağlamda tevazuun gereği yoktur asla… Toplumsal potansiyelimizin bilincinde olmalı ve bu bilinçle hep içe değil dışa da oynamalı…

Bu Kuzey Kıbrıs coğrafya parçası üzerinde, küçük nüfusundan ancak 200 bin küsur seçmen çıkarabilen, yani küresel bakışta minyon yapılı bir topluluk olmamız stratejik duruşumuzu zerrece sarsmıyor…

Her fırsatta çeşitli vesileyle seslendirdiğim bu gözlemi, şimdi KKTC Cumhurbaşkanı seçim sonucunun dışımızda yarattığı yankılara ve bu yankıların gerçekten ilginç içeriklerine ve mesajlarına bakarak bir kez daha paylaşıyorum…

Bırakınız Güney Kıbrıs’ı ve Türkiye’yi… Ama üçüncü ülkelerin medyasında bile bu denli yoğun yorum, temenni ve hatta komplo teorisi yansıtan tepkileri görmek bizde de bazı ilhamların oluşmasında etken olabilmelidir…

Ünlü yayın organlarının yanında adlarını bile ilk kez duyduğumuz dünya yayın organlarının 2025 KKTC seçim sonuçlarıyla ilgili yorumlar yapmaları, dünyanın gözünün şu çözümsüz ve kronik Kıbrıs sorununun üzerinde olduğunu gösteriyor…

Seçim sonuçları dolayısıyla her odak kendi çıkarına uygun gelişmeleri beklerken biz de toplumsal çıkarlarımıza uygun gelişmeleri tetiklemek için neden hareketlenmeyelim?

Dış yankılar dolayısıyla ortaya çıkan bir diğer gerçek de şu: Biz Kıbrıs Türk halkı olarak 2025 Cumhurbaşkanlığı seçiminde iç sorunlarımıza odaklanıp Kıbrıs sorununun kronik varlığını görmezden gelsek de, dış dünya Kıbrıs’taki her siyasal harekete ve gelişmeye ortada yadsınmaz biçimde var olan “Kıbrıs Sorunu” bağlamından bakar ve buna göre düşünce ve aksiyon üretir…

*

Tüm bunlar gözlenirken, Kıbrıs’ın Türkiye için yaşamsal öneminin boyutları da göz ardı edilemez hiç kuşkusuz… İşte bu bağlamda yarattığı aksiyonlarla ünlü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir kez daha devrede… Partisinin grup toplantısında yaptığı yeni konuşmada, son günlerde yankı yaratan o söyleminin dozunu daha bir artırmasın mı? Doğrudan “ilhak”ı seslendirdi bu kez.

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin katılım oranını yeterli bulmadığını yineleyerek “KKTC Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmalıdır… 82’nci ilin KKTC olması hayat memat meselesidir” diyor Bahçeli…

Çeşitli kanallı Türkiye medyasında KKTC seçimleriyle ilgili komplo teorileri de öne sürülürken, Bahçeli’nin bu tür açıklamalarla gündem ve kamuoyu yaratmaya çalışması, bazı çağrışımları ve kuşkuları da tetiklemektedir haliyle…

Çağrışımlar, Türkiye’de bölücü terör örgütü PKK’nin silah bırakma sürecinin de yine Devlet Bahçeli’nin kendi partisinin grup toplantında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı o ünlü çağrıyla başladığıyla ilgilidir…

Kuşkular ise, şimdi de Bahçeli’nin “ilhak”ı savunarak Ankara’nın Kıbrıs siyasetinde yeni bir tavra ve modele mi yöneleceği konusundaki soru işaretlerindedir…

Bahçeli, önümüzdeki günlerin olası gelişmelerine ilişkin işaret fişekleri mi atıyor?

Türkiye medyasındaki komplo teorilerinden biri de, Türkiye’den gelen bazı ekiplerin sahada iki devletliliği savunan Ersin Tatar’ın aleyhine çalıştığını irdeliyor… Çok düşündürücü bir teori… Durumlar iyice araştırılmalı…

*

Tam da bu sırada TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Oktay Saral şu açıklamada bulundu dün, Bahçeli’ye teşekkür de ederek:

“Sayın Bahçeli aslında titreyip kendine gelmesi için, ‘aman ha, yanlış bir adım atarsın’ noktasında söylediği bir sözdür. Çok doğru olmuştur. Çok isabetli olmuştur. ‘Aklını başına topla, Kıbrıs öyle birtakım ayak oyunlarıyla senin bir takım sözlerinle federe devlet olabilecek, birilerinin emellerine alet olabilecek bir ülke değildir’ anlamındadır.

Kıbrıs’ın kaderi Türkiye’nin kaderidir. Kıbrıs’ı küçücük bir ada olarak görmeyin. Kıbrıs çok farklı çok derin ve teferruat noktasında konuşulabilecek bir konu. Hakikaten bizim can damarımız, kalbimiz mesafesinde bir devlettir. Bizim ayrılmaz kopmaz bir parçamızdır.

Ben Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Güzel söylemiştir. Konuşması doğru ve yerinde bir konuşmaydı. Ama bu Kıbrıs’ın şu anki mevcut yönetiminin kendine gelmesi kendini bulması, kendi olması noktasında Türkiye’den asla ve kata ayrı adım atmaması noktasında bir subliminal mesaj mı dersiniz? Böyle bir şey olmuştur.”

Stratejik bir halk ve ülkeyiz…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.