Ahmet Tolgay

Pazartesi notları: Dünya Sanat Günü…





ANLAMLI BİR GÜNÜN DOĞUŞU:  Her şeyin olunabileceğinin, ama sanatçı olabilmenin kolay olmadığının altını çizen Mustafa Kemal Atatürk; “Bir millet sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkûmdur” demişti, sanat üzerine yaptığı pek çok anlamlı irdelemesinin yanı sıra…
Bir de yabancı değerlendirmesine bakmalı: 1724 – 1804 yılları arasında yaşayan, filozof Immanuel Kant, Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biridir… Felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini de önemli bir belirleyici olarak etkileyen Kant; “Sanatın kendi dışında hiçbir amacı yoktur. Onun tek amacı kendisidir” der. Ama işte o “kendisi” o kadar zengin bir kaynak ki… Yeterince anlatabilmek olanaksızdır…
Efendim, güncel konumuza bu mesaj yüklü, anlamlı sözlerden sonra girmek isterim şimdi…
15 Nisan Rönesans sanatçısı Leonardo da Vinci’nin 1452’deki doğum gününün yıl dönümüdür… Bu doğum günleri, 2012 yılından bu yana “Dünya Sanat Günü” olarak kutlanır…
Asıl ilginç olan şu ki, bugünün “evrensel boyutlu bir sanat bayramı” olarak kutlanması önerisi bir Türk sanatçıdan gelmiştir… Tanınmış Türk sanatçı ve Ulusal Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Başkanı Bedri Baykam, International Associations Of Art (IAA), (Uluslararası Sanat Derneği)’ın 2011 yılında Meksika’da yapılan genel kuruluna Türkiye temsilcisi olarak katılır… Genel kurula hazırlıklı olarak ve bir projeyle giden Baykam işte bu toplantıda Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan’ın “Dünya Sanat Günü” olarak kutlanmasını önerir…
Bu öneri çoğunluk oyu alarak, her yıl 15 Nisan tarihinde Vinci’nin doğum gününün “World Art Day” (WAD) olarak kutlanılması kararı verilir…
Türkiye’de ilk kutlama diğer ülkelerle birlikte 2012’de İstanbul’daki Abdi İpekçi Caddesi’nde kurulan muazzam sahnede yapıldı… Medya bu başlangıca büyük ilgi göstermiş, Bedri Baykam da günün adamına dönüşmüştü… Ayrıca aynı tarihte Maçka Demokrasi Parkı’nda bulunan UPSD Sanat Galerisi’nde gerçekleşen Dünya Sanat Günü Sergisi’nin açılışının hemen ardından “Bring your own Bottle” (Kendi Şişeni Getir) partisi düzenlendi…
Türkiye’nin çeşitli illerinde ise aynı tarihte Dünya Sanat Günü çeşitli sanatsal etkinliklerle kutlanmıştır… Örneğin İzmir’de sokak tiyatrosu, dans – müzik, resim – fotoğraf – heykel – seramik, sinema, müzik, bildiri, söyleşi, edebiyat ve klasik tiyatro sanat dallarında kutlamalar ve gösteriler yapıldı…
KKTC’deki kutlamalar ise Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde 15 Nisan geceleri Cumhurbaşkanlığı konutunda verilen “Dünya Sanat Günü” resepsiyonlarıyla kutlanmaya başlandı… Ülkemizin sanat ve kültür insanlarını buluşturan bu geleneği ondan sonra gelen Cumhurbaşkanları Mustafa Akıncı ve Ersin Tatar da sürdürürken, özellikle üniversitelerimizde çeşitli sanat etkinliklerinin düzenlendiği gözlemlendi…
***
İNSANLAR YAŞADIKÇA: Sanat, beşeriyetle birlikte başladı ve günümüze dek gürül gürül geldi… Dünyada insan olduğu sürece de hep var olacaktır… İnsanlığın bu güzel oluşumuna ve üretimine karşı durmak da her zaman boş ve komik bir uğraş olarak kalacaktır… Tarihin çeşitli dönemlerinde sanata ve sanatçıya bağnaz ve feodal saldırılar olmuşsa da sanatın gücü ve etkinliği hiçbir zaman kırılamadı… Sanat her şekilde var oldu… Çünkü sanatı var eden insanın güzelliklere ve ifade özgürlüğüne olan bastırılmaz eğilimidir…
Çoğu zaman insan hiç farkında olmadan bile sanatın içinde olabilmektedir… Ve hatta kendiliğinden sanatı üretebilmektedir…
Tarihi beşeriyet kadar eski olan sanatın gücü ve ölümsüzlüğü de işte bundan gelir…
Sanata emek ve gönül vermiş olan herkesi gönülden kutlar, evrensel kültüre bıraktıkları yapıtlarla dünyayı ve yaşamı güzelleştiren üstat sanatçıların aziz anıları önünde saygıyla eğilirim… Ki başta, 67 yaşında Kralın kolları arasında yaşama veda eden Leonardo da Vinci olmak üzere, ne sanat ilahları var onların arasında, ama değil mi?..
***
LEONARDO DA VİNCİ: 2 Mayıs 1519’da yaşama veda eden ve yaşamı sırasında Kıbrıs’tan da geçtiği bilinen İtalyan Leonardo di ser Piero da Vinci, tam anlamıyla komple bir sanat, bilim ve kültür dehasıydı… Rönesans dönemine silinmez damgasını vurdu… Vinci hezârfendı… İnsanları kuşlar gibi uçurmayı ilk deneyendi… Ve daha neler: Döneminin önemli bir filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi, mucidi, matematikçisi, anatomisti, müzisyeni, heykeltıraşı, botanisti, jeologu, kartografı, yazarı ve ressamıydı… Onun en tanınmış yapıtları ise “Mona Lisa” ve “Son Akşam Yemeği”dir…
İtalya’da, Toskana Vadi’sinin Anchiano kasabasında 1453 yılında dünyaya gelen da Vinci’nin babasının bir toprak ağası olduğu bilinir… Fakat annesinin bir köylü mü, yoksa babasına ait bir köle mi olduğuna dair kesin hiç bir bilgi yoktur… Annesi ve babası hiçbir zaman evlenmedi..
Da Vinci, 5 yaşından sonraki çocukluk yaşamını babası ve babasının kendisinden oldukça genç olan eşiyle geçirdi… Eşcinselliğin ölümle cezalandırıldığı bir dönemde yaşadı… Gizli bir eşcinsel olduğundan yaşamı korkular içinde geçti…
Da Vinci’nin yaşama veda ederken son sözleri; “Eserlerim ulaşmaları gereken doruk noktasına ulaşamadı” olmuştu… Keşke bugünü ve paha biçilmez eserlerinin muhteşem konumunu bir görebilseydi!.. Sadece “Mona Lisa” tablosunun değeri 50 milyar ABD Doları…

Pazartesi notları: Dünya Sanat Günü…

Yorumlar kapalı.