Ahmet Tolgay

Organizasyon aşısına da ihtiyaç var





* Millet “geçim”, siyaset kurumu “seçim” derdinde… Siyaset kurumunun eğilimleri, milletin eğilimleriyle ne zaman örtüşebildi ki?..

* Zam üstüne zam… Mübarek “akaryakıt” değil, “yakaryakıt…”

* Taşınmaz Mal Komisyonu’na Rumlardan 3 bine yakın başvuru bekleniyormuş… Bugüne dek TMK’ya kapalı Maraş için yapılan başvuru sayısı ise 344 imiş… Gerçekçilik şudur: TMK başvurularının olası sayısı ile ilgileneceğine bu başvurulara karşılık verip veremediğimizle ilgilenilmeli asıl…

* “Devlet” Rum’un zulasında olursa toplumlararası görüşme nasıl olabilir?.. Mütekabiliyet bunun neresinde?.. Görüşmeler devletler arası olur…

* Sıcaklıkların küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı arttığı Akdeniz’in, dünyanın en hızlı ısınan denizi haline geldiği belirlendi… Bu yetmezmiş gibi emperyal siyasetler de fokur fokur kaynatıyor Akdeniz’i…

* Aşırı sıcaklık Akdeniz’deki bazı özel canlı türlerini tüketmeye başladı… Dilerim sıra özel bir tür olan Akdenizlilere de gelmez!..

* İnşaat ve emlak sektöründe 28 bini aşkın konut alıcı bekliyor. Peeee!.. Lokma döker gibi konut inşa ederiz… Da, müşteri nerede?..

*  Entelektüelliği herkesten farklı davranmak ve konuşmak olduğunu sananlar var. Sonuçta entelektüel olamıyorlar, ama eksantrik oluyorlar…

* Yeni fikirler gerek… Aynı şeyleri biteviye yinelemek gereksiz… Alzheimer kuşkusu yaratır…

* İlk Koronavirüs aşısını geliştirerek adlarını tıp tarihine yazdıran BionTech firmasının sahipleri Özlem Tuncel ile Uğur Şahin, 2023’te kanser aşısını insanlığa sunabileceklerini duyurdular… Tıpta gerçek devrim işte bu kanser aşısı olacak…

* Aşılar yapılıyor, ama organizasyon sıfır. Organizasyon aşısına da ihtiyaç var…

* Kimileri ille de farkındalık yaratma hevesinde… Yarattığı farkındalığın altında kalınca da gerçekten farklı tepkiler verirler…

*Türkiye’de beyzbol sporu yoktur. Ama beyzbol sopası bol miktarda satılır. Adam dövme ve dövüş sporu için!..

* Her zaman lüzumsuzların ve lüzumsuzlukların farkında olalım… Merhum Raif Denktaş bir zamanlar “ot gibi yaşamak olmaz” demişti…

* İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. Biz hep konuşuruz, ama anlaşamayız… Ha, çoğu zaman sövüşe sövüşe anlaşacağımızı da sanırız…

* Kimler gelir, kimler gider… Önemli olan giderken hoş bir seda bırakmak…

*  “Çevir de kaz yandı” derler… Çevrile çevrile kaz kül oldu, farkında değiller… Zavallı kaz!..

* Yaşamımız Nuri Bilge Ceylan filmi gibi olsun. Lafazanlık yok, sakince eylem var!..

* İrade, yanlışa girildiğinde anında doğruya dönebilme erdemidir…

* Yenilebilir değil, yenilenebilir üretim gerek bize…

*  Demiş ki; “Güzel sözler sıcak demir gibidir; vaktinde söylenmezse soğur taş gibi olur.” Cengiz Aytmatov.

* Haftanın öğüdü Can Yücel’den: “63 yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir Peygamber’in ümmeti olarak, aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli insan…”

* Büyük harflerle yazılması gereken: CAM GİBİ OLMALI, SENİ KIRANI KESMEK İÇİN…

* Temel’in dünyası: Temel Trabzon’un turistik bölgesinde açtığı simitçi dükkânının adını geleneği bozmayarak “Simit Dünyası” koyar haliyle… Arkadaşı Dursun ona fikir verir: “Turisti çelebilmek için dükkânın adını İngilizce yaz…” Tavsiyeyi tutar Temel ve levhayı şöyle değiştirir: “World Of Smith…”

* Ve dizeler… Cahit Sıtkı Tarancı’dan: “Pervam yok verdiğin elemden / Her mihnet kabulüm /  Yeter ki gün eksilmesin penceremden…”

 

Organizasyon aşısına da ihtiyaç var

Yorumlar kapalı.