
Dünya dün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski Başkanı ve başkanlığa yeniden aday Donald Trump’a yapılan suikast girişimiyle çalkalandı. Halen de çalkalanıyor. Konu ile ilgili olarak birkaç gün daha yorumlar yapılacak, değerlendirmelerde bulunulacak. ABD’de geçmişten günümüze başkanlara birçok suikast düzenlendi, ölenler, yaralananlar oldu. Suikast girişiminin arkasında kim veya kimler olduğu derinliğine araştırılıyor. Ancak Trump’ın, başkanlık döneminde savaşlara karşı olduğu hatırlatılır, “Bizim Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ne işimiz var” sözleri anımsatılırken, bazı yorumcular silah tüccarlarına yönelik işaretler üzerinde de duruyor.
Yazıya böyle girerken, aslında konumuz 15 Temmuz’un yıldönümleri… Kıbrıs’ta nihai amacı Ada Türklerini ortadan kaldırmak olan darbeden bu yana 50, Türkiye’de hain darbe girişiminden bu yana da 8 yıl geçti. Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974, ENOSİS’e giden yolda son basamaktı. Yunan Cuntası ve EOKA B, Başpiskopos Makarios’u ENOSİS’i (Adanın Yunanistan’a ilhakı) geciktirmekle suçluyor, “Bu işi biz silahla da çözeriz” mesajını veriyordu.
Halbuki Makarios, 21 Aralık 1963’ten 15 Temmuz 1974’e kadar Türklere uyguladığı ekonomik baskılarla ağır adımlarla ilerliyor, Türk gençliğine her türlü kolaylık (!) sağlayarak, bir daha dönmemek kaydıyla hızlı bir şekilde pasaport veriyordu. Öyle bir çark kurulmuştu ki, Rumlar kolay pasaport alamazken, Türk gençlerine 5-10 dakika içinde pasaport temin ediliyor, Avustralya için uçak bileti kesiliyor, hatta nerede çalışacağı bile yazılı olarak kendisine veriliyordu. Tabii uçak bileti çalışmaya başlamasıyla birlikte maaşından kesiliyordu.
Oluşturulan bu mekanizma sayesinde binlerce Türk genci bir anda kendini Avustralya’da buluyordu. Makarios çarkını böyle döndürürken, bir an önce ENOSİS’in gerçekleştirilmesini isteyen Cunta ve EOKA B, 15 Temmuz 1974’te Makarios’u alaşağı etti. Zaten Rum ordusu da Yunanlı generallerin uhdesinde olduğundan, Makarios yanlılarının fazla dayanacak gücü yoktu. İkinci gün Rum kesimine geçtiğimizde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan hala dumanlar çıkıyor, köşe başlarını tutan tanklar duruma hakim vaziyette yerlerini muhafaza ediyordu.
Darbe girişiminin başarılı olmasından hemen sonra, Makarios’un yerine Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan azılı EOKA’cı Nikos Samson, Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu’nda konuşmasına “Burası Kıbrıs Helen Cumhuriyeti” diyerek başlamış, gidilecek köyün minarelerini işaret etmişti. Aslında darbenin esas hedefinin ENOSİS olduğunu gizlemeye saklamaya da gerek yoktu. Birkaç gün sonra silahların namluları Kıbrıslı Türklere doğrultulacaktı. Modern ağır silahlarla, üstelik tankı ve topu ile donatılmış eğitimli Yunan birlikleri karşısında ne kadar dayanılabilirdi?
Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Girne Caddesi’nde Halkın Sesi’nin kaldırımı üzerinde bir aşağı, bir yukarı yürür, sigara üstüne sigara yakarken, “Ya bu defa da gelmezlerse” diye mırıldanmıştı. Türkiye’nin müdahalesini kastediyordu ve oldukça endişeliydi. Çünkü Yunanın en son Girit’te Türkleri bir gecede soykırımla ortadan kaldırdığını gayet iyi biliyordu…
Neyse ki, Ankara’da gelişmelerin ne denli tehlikeli boyutta olduğunu değerlendiren Ecevit-Erbakan ikilisi kararını vermiş ve Türkiye’nin müdahalesiyle ada Türkleri güvenliğine ve özgürlüğüne kavuşmuştu.
Bugün aynı zamanda Türkiye’de FETÖ darbe girişiminin 8’inci yıldönümü… Uzun yıllar askere, polise, üniversitelere, velhasıl tüm devlet kurumlarına gizlice ve planlı bir şekilde yerleşenler 15 Temmuz 2016 tarihinde haince darbeye giriştiler, ancak başarılı olamadılar. Çatışmalarda 253 şehit, 3 bin civarında yaralanan oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine meydanlara inen, caddeleri, sokakları dolduran halk, darbecilere karşı göğsünü siper etti ve sonunda darbe heveslilerini başarısızlığa mahkûm etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “başta güvenlik birimleri olmak üzere, FETÖ’nün 40 yıldır gizlice sızdığı kurumlarımızı büyük ölçüde örgüt mensuplarından arındırdık. Asla rehavete kapılmadan, örgütün tuzaklarına düşmeden, inşallah FETÖ’ye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
***
Onan Ltd’den başsağlığı mesajı
Onan Ltd. Personeli ve Direktörleri adına yayınlanan taziye mesajında, “Değerli personelimiz ve çalışma arkadaşımız Gamze Hızlıer’in kıymetli eşi Hüseyin Hızlıer’in vefatı bizleri derinden üzmüştür. Merhuma Allah’tan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı ve sabırlar dileriz” denildi.
Yorumlar kapalı.