Ahmet Tolgay

Güncel çeşitleme





   ENOSİS – TAKSİM – GARANTÖRLÜK: Bir takipçimin “ENOSIS ve TAKSİM’i (iki ayrı devlet) yasaklayan 1959 Garanti ve İttifak anlaşmalarına ne diyorsunuz Ahmet Bey? İçinden cımbızla garantörlük alınıp sahiplenilmiş yalnız. İki ayrı devletle beraber garantörlük kalkacak mı? Yoksa kuzey tamamen ilhak mı edilecek?” sorusuna yanıtımdır:
ENOSİS ve TAKSİM iki ayrı devlet değil, ikili ilhaktır… Türk tarafı uluslararası ittifak anlaşmalarının o vurgularına saygılı oldu… TAKSİM’i siyaset olarak bir daha ağzına almadı… Ama Rum tarafının ENOSİS saplantısından hiç vazgeçmediğinin günümüze dek ulaşan tehlikeli belgeleri ve örnekleri vardır…
1967’de de Türklerin kovulduğu Temsilciler Meclisi’nden ENOSİS kararını tüm partilerin onayı ile geçiren ve o kararı hiç kaldırmayan Rum tarafıdır.. “Egemen eşit devlet” tezi ilhakın da garantisidir… Lütfen bu teze güvencemiz adına herkes sarılın… Federasyon’u ENOSİS’e atılacak sağlam bir adım olarak algılayan bir Rum zihniyeti var…
İki ayrı devlet düzeninde  de mutlaka ve hiç kuşkusuz Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi gerekir… Yoksa Kıbrıs Türk halkının akıbeti Gazzelilerin trajedisinden bin beter olur… Bizi bir gecede yok ederler Girit’te yaptıkları gibi… Sonra da dünyaya “Türkleri ay yuttu” derler, Girit örneği…
*
   HA GAYRET: “Federasyon”un gündemden kaldırılması büyük başarı. Şimdilerin sloganı ise “diplomasi”…
Kıbrıs Türkü’nü bitirmeye yeminli Rum’dan havanda su döverek diplomasiyle ne elde edebiliriz ki? Örnek mi? Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı dönemleri…
Diplomasiyi tasarladıkları son darbeye dek zamana oynama aracı olarak kullanıyorlar… 61 yıldan bu yana…
“Egemen eşit devlet” tezini bayrak yaparak onun altında tanınma yoluna çıkmaktan başka çare yok…
Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden de asla vazgeçilemez… Gazze’den sonra sıraya KKTC’nin konulduğunun tüm sarsıcı belirtileri de ortadadır… Güneyi İsrail’in desteğiyle çelik kubbe güvencesine aldılar…
Tepeden tırnağa silahlanmakta berdevamdırlar… Şimdi kadınları da askere aldılar…
KKTC’den tek kuruşluk mal alanın yargılanmayı da göze alması gerektiği bizzat Rum görüşmeci Menelaos Menelau tarafından İngiltere basınında tehdit yollu duyuruluyor. İzolasyonun yeni gaddar hamlesi bu…
Gazze mağdurlarına diplomasi ve uluslararası hukuk ne denli yardımcı olmuşsa, bize de olacak!
Bakın İsrailli Bakanların yaptıkları son açıklanmaya: “Gazze’deki Arap emlâkini ABD ile birlikte paylaşacağız…”
Paylaşım ve ganimet dünyası…
Uluslararası hukuk bu seviyesizlikte…
Ha gayret öyleyse federal mantıklar!
*
   KIBRISLI MI, TÜRKİYELİ Mİ?: “Federatif tez” karşıtlığı ile öne çıkan Türkiye kökenli kardeşlerimiz için soruyorlar: “Bunlar Kıbrıslı mı, Türkiyeli mi?..”
Ben de bu etik dışı soruya sorularla karşılık vereyim:
Seçimde federatif sistemden yana oy kullanacağını açıklayan Girne’deki o Hataylılar Kıbrıslı mı, Türkiyeli mi?..
2004’te evlerinden atılacakları kesin olan ama “havuzlu villa” propagandasına kapılıp Annan Planı lehinde oy kullanan o Türkiye kökenliler Kıbrıslı mı, Türkiyeli mi?..
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylarına talip olunan yerleşik seçmenler Kıbrıslı mı, Türkiyeli mi?..
*
   AİDİYET: Federalcilerin mottosu: “Sadece Lefkoşa, Girne, Mağusa değil; Larnaka, Limasol, Baf da, tümden Güney de bizim…”
Bu adasal aidiyet duygusu güzel de, Rum komşu demir kubbe altına aldığı Güney’i baştan başa silah deposuna dönüştürdü… ABD’nin, İsrail’in, Fransa’nın vurucu askeri üsleriyle donattı… İngiliz askeri üsleri bir başka boyut…
Bu konuda da bir şeyler söylemek, “Dur ey çılgın benim toprağıma sen ne hakla bunları yığarsın?” diye hesap sormak aidiyet duygusunun gereği değil mi?

Güncel çeşitleme
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.