Hasan Hastürer

Seçim dönemleri, siyasi partilerin vücut direncini de test eder…





Bir vücudun sağlıklı olarak nitelenebilmesi için öncelikle vücut direncinin olması gereken düzeyde olması gerekir.

Aksi halde dış etkenlerden, olumsuz koşullardan çok rahat etkilenilir, hasta olunur.

Vücut direnci, bağışıklık sistemi tarafından sağlanır. Çeşitli etkenler, artırır veya azaltır.

***

   Siyasi partiler de canlı bir organizmadır, tıpkı insan vücudu gibi.

   En başta, kişisel çıkarlar parti çıkarlarından, parti çıkarları, toplumsal çıkarlardan önde değilse, partinin bağışıklık sistemi ve devamında vücut direnci iyi demektir.

   Özellikle kritik dönemeçlerde, beklenmedik çıkışlar, adeta rest çekerek gerçekleşirse partinin vücut direnci tamam değil demektir.

***

Cumhurbaşkanı ve yeniden cumhurbaşkanı adayı olan Ersin Tatar, bağımsız olarak aday olsa da öncelikle UBP ve devamında üçlü koalisyonun küçük ortakları DP ve YDP tarafından desteklenmektedir.

   Öncelikle UBP – DP ve YDP’nin partili seçmenlerini sandığa götürmesi, Ersin Tatar tercihiyle oy kullanmalarını sağlaması, hatta parti oyları kazanmaya yetmeyeceğine göre, partili olmayan seçmenlerin de oylarını Tatar’a yönlendirmeleri gerekir.

   Her seçimde, “Her partili seçmen kaç partili olmayan seçmeni etkileyerek sandığa götürecek?” sorusunun yanıtı önemlidir.

***

   Bu durum CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman için de geçerlidir. Erhürman’ı da partisi CTP ve TDP desteklemektedir.

   Öncelikle CTP ve TDP’nin oy potansiyeli Erhürman için sandığa taşınmalıdır. Erhürman’ın kazanan olması için CTP ve TDP’li olmayan seçmenlerin ciddi çoğunluğunun sandıkta “Erhürman demesi” de gerekir.

***

Bugün seçim kampanyası resmen, fiilen başlıyor.

Bir anlamda seçim maçı başlıyor.

   Ayrımsız, siyasi partilerin bu dönemde yaşayacağı iç çekişme ya da gerginlik, yüzde yüz seçim sonucunu etkileyecektir.

***

12 Eylül 2015 Cuma günü, biraz yorucu olsa da günü birlik bir Ankara seyahatim olmuştu.

14 Eylül 2025 Pazar günkü yazımın sonunu unutanlara anımsatayım:

   “Cuma Ankara’da aktif görüşmelerim, 09.00’dan, 21.30’a kadar 12 saat 30 dakika sürdü. Bagajım da el çantam da yoktu. Bu nedenle, gidiş ve dönüş için ölçülebilir ağırlık kıyaslaması yapmayacağım. Buna karşılık, sohbetlerden elde ettiğim verilerle, bilgi dağarcığım ağırlaşarak döndüm.

   Haaa unutmadan, son noktayı koymadan yazayım… BAZI SÜRPRİZ, ŞOK EDİCİ POLİS OPERASAYONLARI OLURSA DA ŞAŞMAYIN…”

Örtülü bir ifadeydi… Merak edip çok sayıda arayan olmuştu.

Siyasette, sarsıntı yapacak bazı gelişmelerin sinyallerini vermiştim.

Oldu mu? Oldu.

Bitti mi? Bitmedi.

***

   “Çay geçilirken, at değiştirilmez”, diye bizde de çok bilinen bir söz var. Gelin görün ki Sadık Gardiyanoğlu’nun gönderilip, yerine Oğuzhan Hasipoğlu’nun bakan yapılması, tam da çay geçilirken at değiştirmekti.

   Sadık Gardiyanoğlu’nun görevden alınma nedenlerinden biri 2023 yılındaki “Sahte reçete” operasyonuydu.

   İlgili doktorlar ve eczacılar unutmadıklarını, kırgın olduklarını en üst düzeyde ifade ediyorlar.

   Başbakan Ünal Üstel’in direnme denemesine rağmen Gardiyanoğlu, bakanlıktan gitti.

***

   Genel geçer doğrudur… Böyle günler, hesaplaşma günleri değildir…

Seçim dönemleri, siyasi partilerin vücut direncini de test eder…
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.